Batı Ukrayna‘da kaybetti, sıra diğer cephelerde
Kursk saldırısı, Ukrayna için kaybetmek anlamına geliyor. Gücünü yitiren ABD’nin de Avrupa’nın da Ukrayna’yı kurtarması zor.
Kiev, Kursk saldırısıyla barış girişimlerindeki konumunu ve görüşmeler için anlaştığı bütün tarafları kaybetti. Almanya başta, Batı’dan Ukrayna’ya destek beklentileri nükleer tehlikeleri de içeren bu saldırıyla çıkmaza girdi. Birden fazla bölgede savaş destekleyen ve kışkırtan ABD-İsrail ekseni Ukrayna ile cephelerden birisini tam anlamıyla kaybetti. Batı’da dondurulmuş Rus varlıklarının faizlerini değerlendirme planları da suya düştü. Kiev ile kararlaştırılan barış için görüşmeler iptal edildi.
Bu gelişme, küresel saflaşmada denge politikası adı altında iki tarafı idare ederek bir sonuç alınamayacağının bariz bir örneği oldu.
ABD’nin başını çektiği ve çoktan sona ermiş olan Tek Kutuplulukta ısrar etmesinin sonucu budur. İsrail Siyonizmi ve Ukrayna’nın Rusya’ya karşı desteklenmesi, Çin’e karşı Tayvan’a çok yönlü yardım ve en kapsamlı olarak da Doğu Akdeniz’e yönelme adımlarından birisinin sonu görüldü. Kiev Rejimi bütün yönleriyle çaresiz durumda. Ukrayna’nın kaybetmesi artık batılı yetkililer ve askerler tarafından da açıktan ifade ediliyor. Diğer cephelerde de Batı’nın baş aşağı gittiği görülüyor.
Yakın tarihte ABD destekli operasyonlar içinde en başarısızı Kursk‘tur. Sonuçları ve harcanan maddi ve insani çabalara kıyasla ABD’nin Afganistan yenilgisinden daha ağır olmuştur. Bu sonuçlar ABD’nin hakimiyet planının çökmesiyle ilişkilidir.
ALMANYA DESTEĞİNİ KESTİ GÖRÜŞMELER SUYA DÜŞTÜ
Ukrayna’yı destekleme de en sağlam sayılan Almanya geri adım attı. Kaybedeceği kesin olan bir ortağa desteğin bir anlamı kalmamıştı. Alman Dış Politikasını oluşturan bültende durum özetle şöyle açıklandı:
“Berlin'in artık Ukrayna'ya yardım etmeyeceği açıklamasından sonra Kiev, Rus devletinin Batı'daki donmuş varlıklarına doğrudan erişim talep etti. Böylece Kiev, Rusya merkez bankasının donmuş yabancı varlıklarından elde edilen faiz geliri ile finanse edilecekti. Kiev‘e göre bu da yeterli değildi; varlıklara doğrudan el konulmalıydı. Aslında bu, yabancı devlet mülklerinin çalınması için bir emsal teşkil edecekti. Bunun dünya çapında, muhtemelen Batılı ülkelerin yabancı varlıkları için de sonuçları olacaktır. Tartışma, Ukrayna'nın fiilen iflas etmiş olması nedeniyle doruğa ulaştı. Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin son açıklamaları ve Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba'nın Çin'e gönderilmesi ateşkes ve yeniden imar önlemlerine yönelik umutları artırmıştı. Rusya'nın, Kursk bölgesine yönelik Ukrayna saldırısının ardından bu umutlar suya düştü. Diplomatların belirttiğine göre saldırı, görüşmeleri imkansız hale getirdi.“ (1)
KİEV, İSVİÇRE GÖRÜŞMELERİNDE DE BAŞARISIZDI
Haziran ortasında İsviçre‘deki Barış Zirvesinde Ukrayna, Küresel Güney’in etkin ülkeleriyle görüşerek Rusya’yı politik açıdan tecrit etmeyi denedi. Bilindiği gibi Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika sonuç bildirisine imza atmadılar. Çok haklı olarak barış görüşmeleri ve anlaşma iki tarafın da birlikte olduğu masada yapılabilirdi. İsviçre‘de Ukrayna bir kazanç sağlayamadı: 160 davetliden 92 temsilci katıldı ve sonuç bildirgesini 78 temsilci imzaladı. Küresel Güney'in ağır topları sonuç bildirgesini imzalamadılar. Hedeflendiği gibi Ukrayna "güçlü bir konumda" gösterilemedi.
Washington Post’un haberine göre, İsviçre‘de sonuç alamayan Kiev, Katar’a başvurdu. Moskova ile görüşmelere aracı olmasını istedi. Her iki tarafın da en azından enerji kaynaklarına saldırılmaması ve devamında ateşkes yapılması istendi. Katar iki ay boyunca taraflarla görüşmeler yürüttü. Doha yönetimi anlaşmadan çok umutluydu. Moskova yönetimi de beklenti içindeydi. Ancak Ukrayna’nın Kursk bölgesine saldırısı Doha’nın bütün çabalarını boşa çıkarttı. “Bu durumda Rusya da şimdilik görüşme taraftarı olmadığını açıkladı. Rus Hükümet danışmanları da konunun gündemden düştüğünü bildirdiler.“(2)
Kiev bu adımlarla arabulucuları dışlamış oldu. Temmuz‘da Çin, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba'yı, özellikle de mevkidaşı Wang Yi ile çözümün önünü açmak amacıyla görüşmeler için kabul etti. Hindistan da, yine Temmuz ayında Moskova'ya yaptığı ziyaretin telafisi olarak Başbakan Narendra Modi'nin ziyareti konusunu Kiev hükümetiyle müzakere etmişti. Kiev, Pekin ve Yeni Delhi ile sorunu çözmenin yollarını tartışırken, onların arkasından Kursk'a yönelik saldırıyı hazırlıyordu. Böylece Modi Cuma günü Kiev’e boşuna gelmiş oldu. Katar hükümeti de, savaştan çıkış yollarını görüşürken, Kiev gizlice Rus topraklarında yeni bir savaş alanı açmayı planlıyordu. Kandırılan Doha, yakın gelecek için planlanan görüşmeleri iptal etti.
AĞUSTOS BAŞINDA DİPLOMASİ PEŞİNDEN KURSK‘A SALDIRI
Zelenskiy, Ağustos başında Fransız basınına, “Artık Ukrayna'nın toprak bütünlüğü için silahlarla savaşmakta ısrar etmiyorum; bunun yerine diplomatik adımlar düşünülebilir“ dedi. Ayrıca Rus delegelerin bir barış zirvesine katılmasını isterken, Çin'in arabuluculuğunu da dışlamadı. Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba'nın Çin‘de verimli olarak nitelendirilen ve birkaç gün süren görüşmelerinin ardından Kiev, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'yi Ukrayna'nın başkentinde müzakerelere devam etmeye davet etmişti.(3) Kursk’a saldırı bütün görüşmeleri ortadan kaldırdı.
ALMANYA: KİEV İÇİN ETKİNLİK BİTTİ TENCERE BOŞ
Kiev ile Berlin arasında yeni gerilimler ortaya çıktı. Alman hükümeti Ukrayna için derhal yürürlüğe girecek herhangi bir yeni fon sağlamak istemiyordu. Bunun arka planında, Berlin'in yeni borçları kapatmak için hükümet harcamalarını kısıtlama çabaları yatıyor. Verilen taahhütlerin yerine getirildiği söyleniyor ve şu ifade ediliyor: "Etkinlik bitti. Tencere boş.“
Maliye Bakan Yardımcısı Olga Zykova Kiev Ekonomik Strateji Merkezi konferansında şöyle dedi: “Kiev şimdi yalnızca donmuş Rus devlet varlıklarından elde edilen faiz kredi fonlarının serbest bırakılmasını değil, aynı zamanda devlet varlıklarına erişimi talep ediyor. Bunun, yüzde 50'den fazlası son zamanlarda yabancı hibelerle beslenen Ukrayna devlet bütçesini istikrara kavuşturmak için gerekli olduğu değerlendiriliyor. Kiev‘in Avrupa’daki Rus varlıklarının faizlerini kullanmayı düşünmesi Batılı devletlerin, bir çatışma durumunda, sömürge ve özellikle de NAZİ suçlarını tazmin etmek için yurtdışındaki mülklerine de el konulabileceğini hesaba katmak anlamına gelir. Mali felaketten çıkmanın tek yolu, savaşın sona ermesi ve ülkenin yeniden inşasıdır; ancak her ikisi de Ukrayna'nın Kursk'a saldırısından sonra her zamankinden çok daha zor görünüyor.“(4)
ABD SALDIRGANLIĞI DOĞU AKDENİZ‘DEN GERİ DÖNECEKTİR
Kursk’tan çıkarılacak sonuç şudur: Zelenskiy rejimi kaybetmiştir. Aslında ABD kaybettiği için bu sonuçlar doğmaktadır. Ukrayna, İsrail vb. gibi saldırganların arkasında Amerikan emperyalizmi vardır. Bu merkez yıkılmaya doğru gittikçe ileri sürdüğü aletlerini de de yeterince destekleyemiyor. Çünkü kendisi ayakta duramıyor. İsrail, Ukrayna, Yunanistan gibi maşalar ABD’nin bölgeye desteğini sağlayacak kışkırtmalar yapıyorlar.
Türkiye’nin Kiev ile İHA-SİHA ilişkileri Ukrayna’nın saldırı için cesaretini artırıyor. İncirlik‘ten kalkan uçaklar GKRY üzerinden İsrail’e silah taşıyor. Türkiye İsrail’i korumak için Amerika ile deniz tatbikatlarına katılıyor. Bu ve benzeri zaaflar Türk Devleti ve Hükümetine güvensizliği artırıyor. Bölgesel ve küresel savaşın tartışıldığı bir ortamda kararsızlık çok tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Küresel kamplaşmada Ukrayna tam anlamıyla Türkiye karşıtı ABD-İsrail ekseni tarafındadır. Türkiye her yönüyle Avrasya cephesi ve coğrafyasına aittir. Türkiye bu konuma uygun hareket etmelidir.
Bütün cephelere dayanamayacağı görülen ABD emperyalizmi, Doğu Akdeniz’e hazırlamaktadır. ABD emperyalizmi saldırgan politikalarını devam ettirebilirse Doğu Akdeniz‘den geri döndürülecektir. Amerika’yı buradan da uzaklaştırmanın yolu iyice olgunlaşmaya başlayan Türkiye-Suriye silahlı ortaklığını bir an önce sağlamaktır. Bunun yanında Türkiye Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya’nın ortak hareket etmesi için çaba gösterilmelidir. Aynı zamanda Türkiye’nin iç cephesi sağlam olmalı ve iç kargaşalık unsuru olarak değerlendirilen CHP-PKK-DEM Parti ve ortaklarının konumu iyice aydınlatılmalı, renkli devrim heveslerini önleyecek tedbirler alınmalıdır. Bu da devlet zaaflarının yenilmesi ve ordu-millet birlikteliğinin sağlanması ile gerçekleşir.
Devlet zaafları ve hükümetin yalpalayan politikaları ancak Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı ile aşılabilir. Türkiye’nin acil ihtiyacı güçlü bir Vatan Partisi ve Milli Devlet cephesidir.
1.Germen Foreign Policy (GFP), 23Aug 2024
2. Anton Troianovski, Andrew E. Kramer, Kim Barker, Adam Rasgon: nytimes.com 19.08.2024.
3.GFP, 2 Ağustos 2024
4.Andreas Mihm: Kiew: Brauchen Milliarden schnell. Frankfurter Allgemeine Zeitung 22.08.2024.