Batı’da Manzara: Gaz, Kriz, İstifa!
Avrupa’da istifa rüzgarı esiyor. İstifalar kendi başına, bağımsız etkinlikler değil: Batı’daki ekonomik kriz, gaz sıkıntısı, bu kış donma tehlikesine karşı kaygılar, tedbirler, hepsi kökleri derinde olan sorunlar yumağı
Atlantik hegemonyacılığının dümen suyunda giden ve çıkmaza giren Batı emperyalist sistemi bunalımdadır. NATO’nun yayılmasıyla bunun önüne geçme çabaları da nafiledir.
BORİS JOHNSON’UN İSTİFASI AVRUPA’DA BİR DALGANIN BAŞLANGICI
Temmuz başında, Muhafazakar Parti’nin yönettiği İngiltere’de Başbakan Boris Johnson’un en yakınındaki Maliye ve Sağlık Bakanlarından itibaren istifalar başladı. Bunu 50 civarında bakan yardımcılığı seviyende istifalar ve Başbakan Johnson üzerinde istifa baskıları izledi.
Johnson’un istifasına neden olarak medyada birçok olay sıralandı. Tacizle suçlanan bir parti yöneticisini önemli bir göreve atadı, ortaya çıkınca bunu bilmediğini açıkladı. Oysa olayı biliyordu, bunu basına açıklamıştı. Salgın döneminde toplantılar ve eğlence partilerine sınırlama getirdi. Ancak Johnson bunlara başta kendisi uymadı vb. vb.
Johnson’un istifası diğerleri gibi derin sebeplere dayanıyor. İngiltere yakın tarihindeki en yüksek enflasyonu yaşıyor. Hayat pahalılığı bütün Avrupa’da olduğu gibi krizden de ötede. Buna rağmen Johnson Ukrayna’ya ağır silahlar sevketme konusunda en ön sırada yer alıyor. Brexit’i başarıp ABD ile küresel hakimiyete ortak olma ihtimalini bir başarı gibi gösteren Johnson Yönetimi Biden politikalarının iflasını paylaşıyor.
Avrupa ülkelerinden ikinci istifa İtalya Başbakanından geldi. İtalya Başbakanı Mario Draghi istifa etti. Hükümet düştü. İstifanın perde arkasında ise şu var. Koalisyona destek sunan partilerden birisi olan 5 Yıldız Hareketi (M5S) İtalya’nın Ukrayna’ya silah sevkine karşı tavır aldı. Draghi bunun üzerine istifasını sundu. M5S’nin Koalisyondan ayrılması durumunda Hükümet düşebilir. Böyle bir gelişme sürpriz olmayacaktır.
TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE
Almanya’da geçtiğimiz aralık ayında üçlü koalisyon olarak göreve başlayan Olaf Scholz Başbakanlığındaki Hükümetin suyu Avrupayı kasıp kavuran sıcak hava dalgasına dayanamadı ve ısındı. Biz de birçokları gibi bu üçlü koalisyonun ömrünün fazla uzamayacağını yazmıştık. Koalisyon çok sesli koro gibi. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, sanki ABD tarafından tayin edilmiş, başbakana danışmadan istediği ziyareti yapıyor, Rusya’ya, Çin’e karşı sert açıklamalar yapıyor. Başbakan küresel kutuplaşmada, iki tarafı da memnun etme politikası güdüyor. Liberaller iki arada bir derede.
Merkezi Londra’da bulunan The Daily Telegrapf gazetesinin haberine göre, Scholz da istifanın eşiğinde. Gerekçe de yukarda belirttiğimiz gibi Atlantik hegemonyacılığının çıkarlarına itaat etmek veya Alman devlet gelenekleri gereği Rusya ile iyi geçinmek arasında bir denge arayışı. Oysa bugünkü Atlantik merkezinin tek kutupluluk dayatması ile çok kutuplu dünya arasında bir denge olanaksızdır. NATO’nun tecavüzkar adımlarla yayılması çok kutuplu dünyanın, Asya, Afrika ve Güney Amerika gibi insanlığın ezici çoğunluğunun karşısına çıktığı bir gelişmedir.
AVRUPA’DA KIŞ GELMEDEN TİTREMEYE BAŞLADILAR
NATO’nun Doğu’ya doğru ilerleyen kuşatma harekatına karşı Rusya’nın Ukrayna harekatı ağır yaptırımlarla karşılandı. ABD’nin başını çektiği yaptırım furyasının kuyruğuna Avrupa da takıldı. Bu adım Avrupa’ya çok pahalıya maloldu. Kuzey Akım 2 hattına ruhsat verilmemesi ve Kuzey Akım 1 hattının bakım hizmetlerindeki zorluklar panik havası yarattı. Ancak bu duruma gelmeden önce Avrupa ABD’nin gazına geldi. Rusya’ya bağımlılığın önüne geçmek için ABD’nin çok daha pahalı, yetersiz ve randımansız LNG gazı ileri sürüldü. Rusya’ya ödemelerde sorunlar çıkartıldı.
Böylece Almanya başta bütün Avrupa önümüzdeki kış donmamak için tedbirler düşünmeye başladı: Gaz tüketimini kısıtlamak, yüzme havuzlarını sınırlamak, odun depolamak ve soba tedarik etmek. Az yiyip, tasarruf yapmak ya da üşümek! Bu ve benzeri tedbirler sadece evlerdeki ihtiyaçlarla ilgili. Bunun bir de üretimle ilgili yanı var. Sadece Güney Almanya’da 12 önemli üretim merkezinin gazı kesilebilir ve üretim durabilir. Buna karşı en üst dereceden alarm verildi. Bunun yanında bir eyaletin Alman Anayasayı Koruma Örgütü, gaz yetmezliği büyük protesto hareketlerine yol açabilir. Korona protestoları sırasındaki eylemler bunun yanında çocukların doğum günü kutlaması gibi kalır şeklinde açıklama yaptı.
Avrupa’da sistemin çıkmazının herkes tarafından gözlenmesi korona salgını dönemindeki gelişmelerle de ortaya çıktı. Kamusal alanı dışlayıp bireyin özgürlüğünü öne alan sistem salgında iflas etti. Kamuya yönelik hizmetler yetersiz olduğu gibi ülkeler birbirinin aşısını çalacak kadar çaresizliğe düştü. Oysa bütün insanlığı ilgilendiren, küresel nitelikteki sorunlar ancak ortak tedbirlerle alt edilebilir.
RUSYA’YA KARŞI YAPTIRIMLARIN AĞIR SONUÇLARI
Açıkça görüldüğü ve kabul edildiği gibi Rusya’yı hedef alarak Atlantik hegemonyacılığının planına bağlanmak Avrupayı ekonomik iflas, sosyal kargaşalık ve çöküş noktasına getirmiştir.
Almanya’da enflasyon son 30-40 yılın zirvesine tırmandı. Bunun ötesinde Almanya’yı durgunluk, yani üstüste gelen çeyrek yıllık periyotlarda eksi büyüme bekliyor.İşsizler ordusuna 5 milyon daha katılıyor.
2000’lerden itibaren “Bağımsız Avrupa politikası”, Avro’ya geçilmesi, AB Ordusu ve NATO’dan ayrı Karargah süreçleri Ukrayna bahanesiyle Rusya’ya karşı yaptırımlara feda ediliyor. Merkel’le kısmen somutlaşan Rusya, Çin ve İran’la ilişkiler hedef alındı ve Almanya üzerinden Avrasya ile ilişkiler kundaklandı.
Avrupa, Biden yönetimindeki Atlantik hegemonyacılığının iflası ve yıkımının sonuçlarını yaşamaktadır. İngiltere’nin eski Başbakanlarından Tony Blair’ian dediği gibi, “Batı egemenliği sona eriyor.” Büyük Devrimlere sahne olmuş Avrupa’da “Bir Büyük İnsanlıkla” birleşmek fikri ve vicdanı tekrar uyanacak mı? Göreceğiz. Çıkmadık candan umut kesilmez.
