Batı'da uzun menzilli bölünme

Uzun menzilli Batı füzeleriyle Rus topraklarının vurulması, Moskova'dan gelen sert uyarıların eşliğinde tartışılmaya devam ediyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov cumartesi günü şunları belirtti: “Vladimir Putin bu konuda zaten her şeyi söyledi. Acımasızca karşılık vereceğiz. Ciddi bir risk unsuru var çünkü Washington, Londra ve diğer yerlerdeki rakiplerimiz oynamaya devam ettikleri oyunun tehlike derecesini hafife alıyor.” Ryabkov'a göre Moskova, kararın çoktan verildiğini düşünüyor.

NATO Askeri Komitesi Başkanı Rob Bauer cumartesi günü Prag'daki Komite toplantısında, “Ukrayna ordusunun dünyaya yapamayacağı hiçbir şey olmadığını gösterdiğini” iddia etti. Bauer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İhtiyaç duydukları tek şey bizim desteğimiz ve bunu alacaklar. Sadece şimdi değil, sadece savaş süresince değil, önümüzdeki on yıllarda da, ta ki bir gün NATO bayrağı altında yan yana durana kadar.”

LONDRA ISRARCI

ABD ve İngiltere'nin bahsi geçen izni vereceği geçen haftanın en çok konuşulan konusuydu. Birtakım imaların dışında henüz bir resmi açıklama yok. Son iddialar Joe Biden'ın İngiliz uzun menzilli seyir füzeleri Storm Shadow'un kullanıma müsaade edeceği, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın bu konuda ısrarcı olduğu yönünde. Fakat görülen o ki izne ABD füzelerinin dahil edilmesi henüz düşünülmüyor. Vladimir Putin cuma günü, “Rusya'ya karşı uzun menzilli silahların kullanımının NATO'nun savaşa doğrudan dahil olduğu anlamına geleceğini” belirtti. Rusya'nın BM temsilcisi Vasiliy Nebenzya ertesi gün “böyle bir durumda NATO, nükleer bir güce karşı düşmanlıklara doğrudan taraf olacaktır.” dedi.

BERLİN: ONLARIN MESELESİ

Almanya'daysa durum biraz daha karmaşık. Şansölye Olaf Scholz, Berlin'in Kiev'e uzun menzilli füze göndermeyi reddettiğini belirtti ve ekledi: “Almanya ne yapıp ne yapmayacağı konusunda net bir karar vermiştir ve bu karar değişmeyecektir.” Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da ABD ve İngiltere'nin ne üzerinde anlaştığının “onların meselesi” olduğunu belirtti. Almanya, ABD'den sonra Ukrayna'ya en fazla askeri yardımda bulunan ikinci ülke konumunda ancak Berlin'in Kiev'e verdiği desteğe karşı çıkan partiler, Eylül başındaki önemli bölgesel seçimlerde büyük kazanımlar elde etti. Scholz, bu konuda maruz kaldığı iç baskının ardından Kiev'e yardım bütçesini düşürdü ve Rusya'yı da dahil eden bir barış konferansı çağrısında bulundu.

WAGENKNECHT KALKANI

İki hafta önce Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde yapılan seçimlerde önemli bir başarı yakalayarak üçüncü olan ve Berlin'in Kiev politikasının kökten değiştirilmesi gerektiğini savunan Wagenknecht İttifakı lideri Sahra Wagenknecht, Spiegel'e verdiği röportajda gazetecinin Rusya ile uzlaşma konusundaki saldırgan sorusunu şu şekilde yanıtladı: “Ölümleri durdurmak için çözümünüz nedir? 'Asil' ahlak kurallarını korumaya devam etmemiz mi? NATO'nun savaşa doğrudan müdahale etmesi ve tüm Avrupa'nın harabeye dönmesi mi?” Gazetecinin, “Rus ordusu ilerliyor diye NATO'nun Putin ile müzakere etmemesi gerekir” sözlerine, “Ukrayna'ya savaşı kazanabilmesi için silah sağlama stratejisi başarısız oldu.” diyerek yanıt verdi. Wagenknecht, silah sevkiyatının durdurulmasını talep etti.

PARİS KAÇINIYOR

Le Monde'a göre Fransız hükümeti son günlerde yaşanan gelişmeler üzerine Ukrayna'daki çatışmanın kontrolden çıkmasından endişe duyuyor. Paris konuyla ilgili resmi bir tutum açıklamazken, Fransız gazetesine konuşan diplomatlar, hükümetin tırmanıştan kaçınmaya çalıştığını itiraf etti. İsmi açıklanmayan bir yetkili gazeteye, “Üçüncü Dünya Savaşı'ndan kaçınmak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız” dedi. Putin'in uyarılara atıfta bulunan yetkili, “Rusların askeri operasyonlarının ölçeğini genişletebileceği hipotezini göz ardı edemeyiz.” diye ekledi.