Batı'nın çöküş çanları
ZERRİN ÖZTÜRK
Çocuklarımızı ve gençlerimizi Batı kaynaklı gizli ya da açık saldırılardan korumamız ne denli zorlaştı. Onları çevreleyen tehlikelerin bir kısmını görüp kavrayabiliyor, ona göre önlemler düşünmeye, almaya çalışıyoruz. Ya fark edemediklerimiz, anlayamadıklarımız? Bugün, dijital iletişim olanaklarının büyük ilerlemeler olarak yaşamımıza girmesinin yanı sıra, birer karabasan olarak varlığımıza çökmüş olması da hızla çözümlenmesi gereken çok önemli sorun olarak açıkça önümüzde duruyor.
Neden böyle diyoruz? Çünkü, paralı TV kanallarının LGBT, uyuşturucu, şiddet, zorbalık vb. içerikli yayınlarına Facebook, Youtube, Twitter, İnstagram’dan sonra her gün yeni mecraların eklenmesi söz konusu oluyor. Şimdi onlara Onlyfans, Tik Tok gibi yeni sosyal medya mecraları eklendi.
Tik Tok, başta doğrudan görüntülü iletişimi olanaklı kılıyor göründüyse de istismar edilmeye çok açık bir içeriğe dönüştü. Onlyfans ise gençlerin kişiliklerini alt üst etmeye aracılık eden teşhirci, edep yoksunu bir karaktere büründü. Gittikçe Batı’nın ürettiği içler acısı bir yola evriliyor. Toplumsal ahlâkı görünmez bir örümcek ağı gibi sardıkça sarıyorlar.
2016 yılında açılmış online bir sosyal platform ve uygulama olan Onlyfans’ta insanlar aylık üyelik satın alarak başkalarının, özellikle de genç kadınların fotoğraf, video, canlı yayın gibi çeşitli içeriklerini görüntülüyor. Ancak, bu platform son zamanlarda denetimsiz bir cinsel içerik pazarlama alanına dönüşmüş haldedir.
Cinselliğin posasını çıkaran gencecik kızlar, kadınlar, bedenlerini fotoğraflı, videolu ya da canlı ifşa ile pazarlayarak madden “rahat yaşadıklarını” lanse etmekteler. Toplumun eğitime, bilime, işe, gerçek asgari geçime dahi ulaşamadığı durumda, bunalım üreten bu sosyal medya ortamlarından insanımızın korunması nasıl mümkün olabilecektir? Sadece sitelerin yasaklanmasıyla bunların yarattığı sorunların çözülmeyeceğini kabul etmeliyiz. Serbest piyasacılığın, kamu ve devlet karşıtlığının, özelleştirmelerin bizi getirdiği en son noktadayız.
Devletimizin stratejik konularda kamucu planlamaya ve uygulamaya geçmesi en acil konuların başında gelmektedir. Gencecik insanları bu çürümüşlükten koruyacak ekonomik altyapının temelinin üretim ve istihdam ile oluşturulabileceğini ısrarla vurguluyoruz. İnsanımızı, sadece kendi çıkarını düşünene dönüştüren bireyci ideoloji en pespaye şekilde yayılmaktadır. Özel sektörün sosyal medyada denetimsizliğinin artık en ayrıntılı biçimde önüne geçilmeli, devletçe kalıcı ve sağlam örnekler oluşturulmalıdır.
Batı’nın çöküş çanlarının sarsılarak durmaksızın çaldığı bu dönemde, çocuklarımızın, gençlerimizin yaşamlarını hedef alan sosyal medya tuzaklarına etkin hukuki düzenlemeleri ve yaptırımları beklemek, milletimizin en doğal hakkıdır.