Batı'nın İran'a karşı yeni politikası: Binlerce bıçak yarasıyla öldürmek

Geçen yıl bu günlerde İran'da bir kadının tutuklanması kaosa neden oldu. Tutuklama, büyük şehirlerin bazı kent merkezlerinde faaliyet gösteren sözde “ahlak polisi” tarafından gerçekleştirildi (bu birim dağıtıldı). Otopsiyi yapan tarafsız doktorlara göre herhangi bir darp izine rastlanmadı ve kadının doğal şekilde öldüğü anlaşılıyor. “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganı kısa sürede protestocuların ana sloganı haline geldi. Ancak aynı hızla protestolar bambaşka bir hâl aldı ve bazı insanlar hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler sadece siviller değildi. Yüzden fazla polis memuru çeşitli şekillerde yaralandı (silahla vurularak dahil) ve birkaçı da yaralanma nedeniyle hayatını kaybetti. Batı medyası protestoları “feminist bir hareket” olarak sundu. Ancak aynı medya şu soruyu sormadı: Polisler neden bir “feminist hareket”te hayatını kaybetti?!

ABD'YE SALDIRAN İLK DEVLET

Aslında Batı, İran'a askeri müdahalede bulunma umudunu çoktan kaybetmiş durumda. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) eski komutanı Orgeneral McKenzie, geçen yıl ABD'nin Kore Savaşı'ndan bu yana ilk kez hava üstünlüğünü İran'a kaybettiğini açıklamıştı. İran Ordusu büyük bir güce dönüşmüş! Unutmayalım ki, 2020 yılında Irak'taki Amerikan üslerine yönelik füze saldırıları, İran'ı İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ABD'ye doğrudan saldıran ilk devlet haline getirdi.

İran, Rusya ve Çin'e gelişmiş insansız hava araçları satmış. Şu anda İranlı mühendisler, ilk İran sivil uçağını üretmek için Rus şirketleriyle birlikte çalışıyor. İran Ordusu'nun askeri kabiliyeti bu ülkeye doğrudan saldırı olasılığını ortadan kaldırmıştır. Yeni politika, İsrail'in eski başbakanının duyurduğu politika: “Binlerce bıçak yarasıyla öldürmek.”

Bu politikaya göre Batılı ülkeler, İran'ın enerjisini tüketmek ve ona zarar vermek için ülke içinde ve sınırları çevresinde küçük ama yaygın ve sürekli tehditler yaratarak İran'ın karşısına çıkmalıdır. Mantık çok basit: Bir gemiyi topla batıramadığınızda, kendi kendini batırana kadar gemide küçük delikler açmalısınız!

BÖLGE ÜLKELERİ UYANIYOR

Aslında bölge ülkeleri uyanıyor ve bu Batı için bir kâbus. Batı bu kâbus nedeniyle kaos yaratmanın peşinde. İran, güçlü BRICS'in bir üyesi haline geldi ve Rusya ve Çin ile yakın işbirliği içinde çalışıyor. Şimdi de doların hegemonyasına karşı ortak para birimini tartışıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, BRICS'e katılmaya davet edildi. 29 Mart'ta Suudi Arabistan hükümeti, ülkenin Çin merkezli siyasi, ekonomik, güvenlik işbirliği desteği Şangay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılmasını tamamladı. Er ya da geç Türkiye de şüphelerini nihayet sona erdirip dünyadaki yeni kutba katılmak zorunda kalacak. İşte o zaman ABD Ortadoğu'dan ayrılmak zorunda kalır.

KILICIN YERİNİ BIÇAK ALIYOR

Ama dikkatli olalım, çünkü Batı bölgemizi terk ediyor ama burada iz bırakacak! Kılıç gidiyor ama yerini küçük bıçaklar alıyor! Devasa Batı orduları yerine küçük gruplar ve krizler göreceğiz. Küçük alevler bölgeyi yakmak istiyor! İster İran'da çok sayıda ölüme neden olan sözde feminist protestolar, ister silahlı saldırıyla (sözde feminist protestolar sırasında, iki saldırı sadece Şah Çerağ Türbesi'ne gerçekleşti), ister ABD'nin Ermenistan'la birlikte Rusya, Türkiye ve İran'a karşı ortak askeri tatbikatı olsun; bunların hepsi İran ve bölgeye karşı “binlerce bıçak yarasıyla öldürmek” politikasının parçalarıdır. Birlikte çalışmalı ve hazır olmalıyız, çünkü küçük bir alev tüm evi yakabilir.

İran'da söylendiği gibi; “Bu bölge bizim evimizdir. Yabancılar sonunda burayı terk edecek ama komşular her zaman burada kalacak!”