01 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları

Moldova Cumhurbaşkanlığı seçimini ‘sandık oyunlarıyla’ Batı yanlısı Maia Sandu kazandı. Seçim sonuçları AB yanlısı politikalardan memnuniyetsizliği bir kez daha ortaya koydu. Engellemeler olmasaydı seçimi Gagavuz Türkü aday Alexander Stoianaglo kazanıyordu.

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları
GÖKALP ERBAŞ

Moldova başkanlık seçimlerinin ikinci turu da birincisi gibi türlü tartışmalar ve şaibelerle geçtiğimiz kasım ayında tamamlanmış oldu. Ülkenin önünde şimdi de 2025 Temmuz ayında yapılması planlanan parlamento seçimleri var. Resmî sonuçlar açıklandıktan sonra başkan adayı çok az farkla kaybeden Sosyalist Parti ikinci tur seçimlerine en son eklenen yurtdışı oylarını kabul etmediklerini açıklasa da Maia Sandu başkanlığını garantiledi. Avrupa bu seçimleri oldukça yakından takip etti. Batı’dan yapılan çoğu yorum Moldova’nın geleceği için siyah-beyaz zıtlığında bir taraflaşma çiziyordu. Moldova Avrupa Birliği’nin, Romanya ile olası birleşmenin, Ukrayna’ya desteğin, pürüzsüz sosyal demokrat Avrupa tarlalarında biten ayrık otları gibi gösterilen “aşırı-sağa” karşı mücadelenin mi tarafında yer alacaktı yoksa diktatör, “Rusçu” liderlerin mi? Bu nedenle Sandu’nun galibiyeti Batılı liderler tarafından olumlu karşılandı. Ancak bunun “derin bir oh çekmek” olmadığını söylememiz gerekiyor.

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları - Resim : 1

Hem başkanlık seçimleri hem de referandum ülkenin ikiye bölünmüş bir tablosunu ortaya çıkarıyor. Seçimlerin birinci turu ile aynı gün yapılan referandumda vatandaşlara “Moldova Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne katılımı amacıyla Anayasa'da değişiklik yapılmasını destekliyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Yani durum Batı açısından hiç de garanti edilmiş değil. Öyle ki Avrupa’daki diasporanın oyları olmasa ve Rusya’da yaşayan Moldovalılar çeşitli “yasal kurnazlıklarla” sandıktan uzak tutulmasaydı AB’ye yönelik anayasa düzenlemesi reddediliyor; seçimi Gagavuz Türkü aday Alexander Stoianaglo kazanıyordu.

Seçim boyunca Batılı denetleme kurumları, Moldova İstihbaratı ve “uluslararası” izleme heyetleri seçimlere Rusya müdahalesinden bahsedip durdular. Rusya bu yolla seçim atmosferinin ana aktörlerinden biri gibi karşımıza çıktı. Sandu taraftarları başkanlık seçimi ve referandum sürecini adeta “Rusya ile mücadele” karakterine büründürdüler. Seçim sonrasında da hükümet seçmenlerin en az yüzde 10’unun hesaplarına Rus bankalarından gelen para transferleriyle oylarının satın alındığını iddia etti. Basına yansıtılan iddiaların somut bir delili henüz görünmese de propaganda savaşları devam ediyor. Bu nedenle Moldova’ya kısa bir bakış atarken sadece olgulara ve asıl aktörlerin eylem ve söylemlerine dikkat etmek daha aydınlatıcı olacaktır.

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları - Resim : 2

HÜKÜMETİN SANDIK OYUNLARI

Muhalefet tarafından seçimlerin işletilmesiyle alakalı en büyük eleştirilerinden biri sandık noktalarının ve seçim pusulalarının sayısıyla alakalıydı. Peki bu neden bu kadar önemli? Yurt dışındaki Moldovalıların ülkeleriyle hala ilgileniyor olduğu yoğunlukla yaşadıkları ülkelerde yapılan çeşitli anketlerde görülüyor. Vatandaşların %66’sı asgari ücret 2000 avroya yaklaştığı takdirde memleketlerine dönmek istediklerini bildiriyorlar. Ekonomik veriler de bu olguyu tasdik ediyor. Dünya Bankası verilerine göre Moldova’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 15’ini yurt dışında yaşayan vatandaşların ülkedeki aile bireylerine gönderdikleri döviz oluşturuyor. Hem iktidarın hem de muhalefetin yurtdışı seçmenlerine özellikle eğilmesi ve stratejiler geliştirmesi siyasilerin de bu fikri paylaştığını gösteriyor.

Hükümet tarafından yayınlanan seçim istasyonları listesine baktığımızda ise muhalefet adayının aleyhine tasarlanmış bir tablo görmemek pek elde değil. 200’ün üstündeki toplam sandık noktasından sadece 5 tanesinin Rusya’da olacağı ilan edilmiş sonradan bu sayı da 2’ye düşürülmüştür. Üstelik sandıkların ikisi de Moskova’da açıldı. Rusya gibi büyük bir ülkede bunun oy kullanma davranışını ne kadar etkileyeceği aşikâr. Mesele sadece sandık noktalarıyla da sınırlı değil. Yaklaşık 500 bin Moldova vatandaşının yaşadığı Rusya’ya hükümet sadece 10 bin oy pusulası gönderiyor ve seçim esnasında oy pusulaları tükeniyor. Durumu kavramak adına ABD’de 17, Fransa’da çok sayıda şehirde 20, İtalya’da ise 60 sandık noktasının açıldığını belirtelim. Üstelik yurt dışında yaşayan tüm Moldova vatandaşlarını yüzde 25-27’sinin Rusya’da yaşadığını da göz önünde bulundurursak bu sandık ve oy pusulası meselesinin iyi niyetli olmadığı anlaşılacaktır.

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları - Resim : 3
Maia Sandu

GAGAUZYA DAHA DA ÖNE ÇIKIYOR

Moldova’da AB yanlısı kanadı ülkede hegemonya kurmakta zorlayan en büyük meselelerden biri de Gagavuz Türkleri. Transdinyesterile Gagauzya da Moldova hükümetinin Romanya ile birleşmeye giderek özel statülerini ortadan kaldırmak istediği bölgelerden. Böylece Rusya ile en önemli köprüler de atılmış olacak. Gagauzya sadece Rusya ve Avrasya ile alakalı bir dış ilişkiler yönelimi meselesi de değil. Bir kefede ailenin, SSCB mirasının, büyük vatan savaşı hatırasının, kamucu politikaların korunması; ötekinde AB üyeliği ile “uygar Batı ailesinde” yer almak uğruna girişilebilecek bağımsız bir Moldova’yı feshetmek de dahil sınırsız fedakarlıklar var. Belki daha da önemlisi Moldova vatandaşlarına ABD’nin Rusya politikası uğruna yüklenen ekonomik yükler var. Moldova’da bu sene enerji fiyatları %30 bandında arttı ki bu diğer tüketim mallarına da yansımaya başladı. Moldovalı yetkililerin geçen hafta bu konuda bir acil durum uyarısı yaptıklarını da dikkate alarak bölgedeki enerji denklemine kısaca göz atalım.

Moldova doğal gaz bakımından Ukrayna-Rusya savaşı öncesinde tamamen Rusya’ya bağımlı durumdaydı. Savaş ve Moldova’nın biriken borçları sebebiyle aktarılan gaz üçte bir oranında düşürülünce Moldova gazını Avrupa’dan almaya başladı. Ancak Rusya’dan gelen gazdan kalanının tamamını Transdinyester’e aktardı. Bu sayede o gazdan üretilen ucuz elektriği satın aldı. Ancak Rusya’nın Moldova’ya gönderdiği gaz Ukrayna üzerinden transit geliyor ve Ukrayna 2025 başında bu transit gaz aktarımını kesebilir. Bu Moldova’nın ucuz elektriğinden de mahrum kalması demek. İktidar partisini en çok zorlayan konulardan bir tanesi enerji maliyetleri ve hayat pahalılığı olduğu için bu konu hayati önem arz ediyor. Fakat Batılılar burada da Moldova halkına zarar vermek pahasına bir yarar görüyorlar. Transdinyester’in Rus gazı olmadan bütün sanayisinin çökeceği ve Moldova’ya katılmak zorunda kalabileceğini düşünüyorlar.

Batı’nın Moldova’daki sandık oyunları - Resim : 4
Alexander Stoianaglo

Tüm bu tabloda bir Gagauz Türkü adayın neredeyse Devlet Başkanı olacağını, bahsedilen koşullara rağmen %44 oy aldığını düşündüğümüzde ekonominin daha da bozulduğu koşullarda Temmuz Parlamento seçimlerinin iktidar partisi için ne kadar riskli olduğunu ve Gagauzya’nın bir azınlığın dil-kültür yönelimi meselesinden fazlası olduğunu anlayabiliyoruz. Başkanlık seçimlerinin ikinci turundaki tablo Gaguzya’dan yükselen muhalif sesin tüm Moldova’da alternatif arayan seslerin güçlü bir temsilcisi haline gelmesinin yolunu açmış olabilir.

Moldova Seçim