23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Batı’nın Ukrayna hamlesi ve Rus gücü

Batılı ülkelerin Ukrayna için işgal ve savaş senaryoları bitmek bilmiyor. Ukrayna kaynaklı Rusya-Batı çekişmesinde tansiyon yüksek. ABD ve Avrupalı güçler etki alanlarını ısrarla Rus sınırlarına genişletmek isterken Ruslar sınırlarında bir NATO gücü istemiyor.

Batı’nın Ukrayna hamlesi ve Rus gücü
A+ A-

Batılı ülkelerin Ukrayna için işgal ve savaş senaryoları bitmek bilmiyor. Ukrayna kaynaklı Rusya-Batı çekişmesinde tansiyon yüksek. ABD ve Avrupalı güçler etki alanlarını ısrarla Rus sınırlarına genişletmek isterken Ruslar sınırlarında bir NATO gücü istemiyor. 1999-2020 arası NATO dev bir genişleme süreci yaşadı ama doymadı. Bugün ise NATO’nun kuruluş sebebi olan ne Sovyetler Birliği hayatta ne de komünizm. Buna rağmen Batılı güçler ve NATO durmuyor. Zamanında Sovyetler’in Küba’ya füze yerleştirme faaliyetleri ABD için 3.Dünya Savaşı nedeniyken, şimdi Rusya’nın burnunun dibinde ABD-NATO güçleri mevzileniyor. Taraflar mevzi alırken cephelerdeki duruma bir göz atalım.

STRATEJİDEN YOKSUN TARAFLAR


İlk olarak ABD-AB-NATO arasında görüş birliği varmış gibi gözükse de kararsızlık ve farklı bakış açıları açıkça görülebiliyor. İngiliz BBC Televizyonu’na konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Ukrayna’ya NATO muharebe birlikleri yerleştirme planımız yok…’’ açıklamasında bulundu. Yine Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Washington’un aksine, Rusya’nın henüz Ukrayna’yı işgal etme aşamasına gelmediğine dikkat çekti. Daha da ilginci Almanya Deniz Kuvvetleri Komutanı Kay-Achim Schönbach, Hindistan ziyaretinde Putin’e anlayış ve saygı gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Kırım’ın ise artık geri gelmeyeceğini itiraf etti. Asıl sorunun Çin olduğunu ve Rusya’ya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Avrupa’nın lider ülkesi ve NATO üyesi Almanya’nın en yüksek komuta kademesinde bulunan bir devlet görevlisi böyle bir açıklama ile Alman ordusunun duruma nasıl baktığını gösteriyor. Tabii Schönbach bu açıklamalarından sonra istifa etmek zorunda kaldı. Diğer bir NATO üyesi Hırvatistan ise Rusya ile Ukrayna arasında çatışma çıkması durumunda NATO’daki askerlerini geri çekeceğini duyurdu. Dahası da var; NATO-Rusya gerginliği üst seviyedeyken NATO üyesi Macaristan’ın lideri Viktor Orban geçtiğimiz günlerde Moskova’ya resmi bir ziyarette bulundu. Putin ile uyumlu çalıştıklarını belirten Orban iş birliğine devam mesajı verdi.

Amerikan cephesine baktığımızda Amerikan Başkanı Joe Biden neredeyse her gün Putin ve Rusya’yı Ukrayna konusunda tehdit ediyor. Beyaz Saray savaş çığırtkanlığı yaparken Pentagon Ukrayna’ya asker göndermeyeceğini ilan ediyor. Açıkçası Amerikan karar alıcıları da net bir profil çizmiyor. Ukrayna krizinde Batılı ülkeler ve kuruluşlar strateji yoksunu bir görüntü veriyor. ABD’nin savaş söylemlerine karşın Avrupalı iki büyük güç Almanya ve Fransa duruma daha temkinli ve ılımlı yaklaşıyor. Almanya ve Fransa Normandiya Formatı çerçevesinde Rusya ve Ukrayna ile görüşmelerine devam ediyor. ABD’ye ise bu formatın içinde yer verilmedi. Görüldüğü gibi Batı cephesinden belirsiz ve karışık sinyaller gelmeye devam ediyor.

Ukrayna cephesinden gelen haberler Batı cephesindeki sorunu gözler önüne seriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski yaptığı açıklamalar ile Batılı ülkelerin bakış açısına katılmadığını ifade etti. Zelenski: ‘’Rusların saldıracağından o kadar emin değilim. Ukrayna istihbaratı bu doğrultuda bir tehlike saptamış değil.’’ ifadelerini kullandı. Ayrıca ABD ve İngiltere’nin büyükelçilik personelini çekmesini de hata olarak yorumladı. Hatta ABD ve Batılı ülkelerin yaptığı savaş açıklamalarının Ukrayna ekonomisine ve sosyal hayatına zarar verdiğini söyledi.

Ukrayna Savunma Bakanı Aleksi Rezkirov ise Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı senaryolarını doğru bulmadığını ifade etti. Bu açıklamalar ile birlikte Ukrayna’dan gelen haberler ve görüntüler hayatın gayet normal olduğu ve savaş olacak bir toplum ve devlet düzeni olmadığı yönünde.

YAPTIRIMLAR ETKİSİZ


ABD-AB-NATO-İngiltere devamlı olarak Rusya’ya eşi görülmemiş yaptırımlar uygulama konusunda uyarılarda bulunuyor. 2014’ten beri zaten Rusya’ya sert yaptırımlar uygulanıyor. Ancak yaptırımların Rusya’ya etkisi oldukça sınırlı kaldı. Ufak bir Rusya fotoğrafı çekersek durumu daha iyi anlayabiliriz.

Öncelikle Rus ekonomisi İspanya ekonomisinden daha büyük ve Kanada ekonomisinin büyüklüğüne daha yakın bir güçtedir. Rusya 650 milyar dolara yakın döviz stoku ile 600 milyar dolarlık altın rezervine sahiptir ki Rusya bugün dünyanın buğday deposu olduğu gibi en büyük buğday ihracatçısı konumuna da yükseldi. Avrupa; gazının yüzde 40’tan fazlasını, petrolünün ise yüzde 30’a yakınını Rusya’dan temin ediyor. Ayrıca pandemi döneminde 40 dolara düşen petrol fiyatları bugün 90 doları aşarak iki katını geçti. Bu çerçevede Rusya yıllardır uygulanan sert yaptırımlara rağmen hala sağlam bir ekonomik yapıya sahip.

Askeri olarak baktığımızda ise ordusunu modernize etmiş bugüne kadar Gürcistan, Ukrayna ve Suriye’de muzaffer olmuş bir ülke profili çiziyor. Karabağ ve Kazakistan’da düzen kurucu olarak görülüyor. Silah teknolojisinde ise ABD’yi geri bıraktığı alanları çoğaltan bir Rus gücü var. Bunun yanında Rus savunma sanayii kompleksi her geçen gün yeni ortaklar ve müşteriler kazanıyor. Kaybedenler kulübünü çoktan terk etmiş olan Rusya, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin ile askeri, ekonomik ve teknolojik alanda kapsamlı bir iş birliği içerisinde. Bugün Rus gücünün partnerlerine güven veren ve onları çoğaltan bir güce dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Rusya’yı yetenekli bir diplomatik oyuncu ve başarılı bir sert güç uygulayıcısı haline getiren Putin, NATO’nun genişlemesinden ziyade sınırlarına dayanılmasını kabul edilemez görüyor. Bu yüzden eğer Ukrayna, NATO üyesi olursa Putin planladığı askeri hamlesini yapacaktır. Ama diyelim ki Putin bizi şaşırttı ve Ukrayna’nın NATO’ya girmesini kabul etti. Bu durumda NATO üyesi olan Ukrayna, Kırım’ı geri almak için Rusya’ya savaş açarsa ne olacak?

Kaynak: Umur Tugay Yücel-Siyaset Bilimci

Ukrayna Rusya ABD Batı