Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu
Şehir, her dönemin kendine özgü tarihî ögelerini bünyesinde taşıyor. Gösterişli sarayları, tapınakları, devasa taş duvarları ve kapıları ile ünlü. Sanat hazineleri, üniversiteleri, Beijing’i kültür ve sanat merkezi haline getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Beijing, dünyanın en çok bilinen şehirleri arasında yer alıyor. Beijing, Çin’in siyasi, kültürel, uluslararası etkileşim, bilim ve teknoloji merkezi olmakla beraber, aynı zamanda Çinli şirketlerin çoğunun genel merkezini de bünyesinde taşıyor. Bir metropol şehri olan Beijing, Çin’in kuzeyinde yer alıyor. Beijing’in, güneyinde Tianjin şehrine, kuzey, batı ve güney bölgelerinde ise Hebei eyaletine sınırı bulunuyor.
Beijing 14 kentsel ve iki kırsal bölgeden oluşuyor. Demir yolu, kara yolu, otoyol gibi en önemli ulaşım yollarını içerisinde barındıran şehir, birçok uluslararası uçuşun varış noktası, önemli bir ulaşım merkezi.
Dünyada çok az sayıda şehir, bir bölgenin uzun bir süre siyasi ve kültürel merkezi oldu. Beijing, Çin’in en büyük dört eski başkentinden biri olarak yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu ve olmaya devam ediyor. Şehir, her dönemin kendine özgü tarihî ögelerini de bünyesinde taşıyor. Beijing aynı zamanda gösterişli sarayları, tapınakları, devasa taş duvarları ve kapıları ile ünlü. Sanat hazineleri, üniversiteleri, Beijing’i uzun zamandır kültür ve sanat merkezi haline getirmeye devam ediyor.
MİLATTAN ÖNCE BAŞKENT OLDU
Beijing, Batı Zhou Hanedanlığı (1) (MÖ 11. Yüzyıl-771) döneminde, Yan eyaletinin başkenti oldu ve bu şekilde Beijing tarih kitaplarının sayfalarına kendi adını yazdırdı.
Beijing’in kökleri 3 bin yıldan daha uzun bir süre önce, Ji devletinin başkenti olarak inşa edilen Ji şehrine kadar uzanıyor. MÖ 11. yüzyılda, Zhou Kralı Wu (MÖ 1087-1043), Shang Hanedanlığı’nı yıktı ve Zhou Hanedanlığı’nı kurdu. Ardından, Ji devleti, başkentini Ji şehrine taşıyan, günümüz Guang’anmen yakınlarında bulunan Yan devleti tarafından fethedildi. Yan devleti, güçlü bir devlet haline gelince, Ji şehri dönemin en müreffeh şehirlerinden biri haline dönüştü. Beijing’in mirasçısı olan eski şehir Ji’nin yeri, Xishan dağlarını geçerek Beijing ovasına akan, Yongding Nehri tarafından şekillenen deltadır. Ji Şehri, Jin Hanedanlığı’nın başkenti olarak ulusal-siyasi bir merkez haline geldi.
▶ Beijing, Liao Hanedanlığı’ndan (1125-1234) önce önemli bir şehir değildi. Beijing, Qin (MÖ 221-206), Han (MÖ 206, MS 220), Üç Krallık (MS 220-280), Batı Jin Hanedanlığı (MS 265-316) ve Doğu Jin Hanedanlığı
(MS 317-420) dönemlerinde sadece askerî bir kaleydi. Liao Hanedanlığı’ndan sonra, Beijing’in siyasi konumu artmaya başladı.
▶ 1153 yılında, Jin Hükümdarı başkentini Beijing’e taşıdı ve bugün Beijing’in güneybatısında yer alan şehre Zhongdu adını verdi. O zamandan beri Beijing, feodal Çin’in başkenti oldu.
▶ 1234 yılında, Moğollar Jin Hanedanlığı’nın yönetimini devirdi ve ismini “Dayuan” olarak değiştirdi. Zhongdu’nun ismi ise Dadu olarak değişti ve Yuan Hanedanlığı’nın başkenti haline geldi.
▶ 1406 yılında, Ming Hanedanı (1368-1644) İmparatoru Yongle (1360-1424), Beijing şehrini ve imparatorluk sarayını(2) inşa etmeyi emretti. 1420 yılında inşaat tamamlandı ve yeni bir imparatorluk şehri kuruldu. 1421 yılında Ming Hanedanlığı başkentini Beijing’e taşıdı.
▶ 1644 yılında, Qing ordusu Beijing’e girdi ve Qing (1644-1911) imparatoru Shunzhi (1638-1661) başkenti Shenyang’dan Beijing’e taşıdı.
▶ 31 Ocak 1949’da, Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Beijing’i barışçı bir şekilde kurtardı. 27 Eylül 1949’da Beiping ismi Beijing olarak değiştirilerek Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti yapıldı. O zamandan beri Beijing hızlı, kesintisiz bir değişim ve dönüşüm halinde.
BEİJİNG KÜLTÜRÜ
UNESCO Dünya Mirası Komitesi, 1972’den bu yana dünya çapında 800’den fazla kültürel, bilimsel veya tarihî öneme sahip yeri tanıdı. Çin, zengin kültürü ve derin tarihiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde en fazla yere sahip ikinci ülke. 7 UNESCO Dünya Mirası Alanı, Çin’in başkenti Beijing’de bulunuyor.
YASAK ŞEHİR
1925 yılında kurulan Saray Müzesi, Ming (1368-1644) ve Qing (1644-1911) hanedanlarının imparatorluk sarayı olan Yasak Şehir’de yer alıyor. Oldukça geniş resim, kaligrafi, seramik ve antik imparatorluk koleksiyonlarını barındıran muhteşem mimari kompleks, Çin’in ve dünyanın en prestijli müzelerinden biri. 1961’de Çin Devlet Konseyi, eski imparatorluk sarayını Çin’in önde gelen kültürel miras alanlarından biri olarak belirledi. 1987’de UNESCO Dünya Mirası listesine girdi.
Yasak Şehir, 10 metre yüksekliğinde duvarlar ve 52 metre genişliğinde bir hendekle çevrili. Kuzeyden güneye 961 metre, doğudan batıya 753 metre genişliğinde olan karmaşık, 1 milyon 120 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Dikdörtgen şeklindeki kentin her iki yanında birer kapı bulunuyor: Güneyde Meridyen Kapısı, kuzeyde İlahi Kudret Kapısı, Doğu ve Batı Refah Kapıları. Güneyden giren ziyaretçiler, merkezi eksenin her iki tarafına yayılan bir dizi salon ve saray göreceklerdir. Görkemli binaların parıldayan sarı çatıları, kırmızı duvarların üzerinde yükseliyor gibi görünür. Bu muhteşem manzara, antik yapıların boyalı sırtları ve oyulmuş kirişleri ile güçlendirilmiştir.
ZHOUKOUDİAN SİT ALANI
Yarım milyon yıl önce yaşayan dünyaca ünlü “Beijing Adamı” Beijing’in kentsel bölgesinin yaklaşık 50 kilometre güneybatısında Zhoukoudian’de yer alıyor.
Çin Devlet Konseyi tarafından tarihî ve kültürel değerleri nedeniyle ulusal düzeyde korunması gereken yerler listesine alındı. 1987 yılında ise UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne girdi.
Zhoukoudian’de Pekin Adamı Mağarası, Yukarı Mağara ve Yeni Mağara gibi 20'den fazla yerleşim yeri bulundu. Pekin Adamı Sitesi sadece insan fosilleri hazinesi değil, aynı zamanda paleoantropoloji, tarih öncesi arkeoloji, paleontoloji, stratigrafi, kronoloji ve petroloji için araştırma üssüdür.
ÇİN SEDDİ
Toplam uzunluğu 20 bin kilometreden fazla olan Çin Seddi, MÖ 3. yüzyıldan MS 17. yüzyıla kadar birbirini izleyen Çin İmparatorluklarının, ülkenin kuzey sınırında büyük askeri savunma projesi olarak inşa edildi. Seddin tarihî ve stratejik önemi, mimarisinin önemi ile birleşiyor. Çin Seddi doğuda Hebei eyaletindeki Shanhaiguan’da başlıyor ve batıda Gansu eyaletindeki Jiayuguan’a kadar uzanıyor. Ana gövdesi surlar, at yolları, gözetleme kuleleri ve sur üzerindeki sığınaklardan oluşuyor. Çin Seddi, sur boyunca uzanan kale ve geçitleri içeriyor.
Çin Seddi, antik Çin’deki tarım medeniyetleri ile göçebe medeniyetler arasındaki çatışmayı ve alışverişi yansıtıyor. Antik Çin’deki merkezî imparatorlukların uzak görüşlülüğünün, siyasi stratejik düşüncesinin, güçlü askeri ve ulusal savunma gücünün günümüze kadar yaşayan fiziksel kanıtı, antik Çin’in muhteşem askeri mimarisinin, teknolojisinin ve sanatının olağanüstü bir örneği. Bu benzersiz yapıt, ülkenin ve halkın güvenliğini korumanın ulusal sembolü.
CENNET TAPINAĞI
Tiantan (Cennet) Parkı, Ming ve Qing Hanedanları döneminde (1368-1911) Cennet Tapınağı’nın yeridir. Cennet Tapınağı, Ming ve Qing hanedanlarının imparatorları tarafından, iyi hasat ve yağmur için cennete yapılan yıllık dua törenleri için ziyaret edilirdi. Dünyada ibadet için kurulmuş mevcut yapıların en büyüğü, en mükemmeli ve en eskisidir.
Tapınak, dairesel tepe sunağı ve iyi hasat için Dua Sunağı’ndan oluşuyor. Her ikisi de güneyde kare ve kuzeyde yuvarlak olmak üzere iki kapalı duvarla iç kısım ve dış kısım olarak ayrılıyor. Binanın yapısı iç mihrapta, iç mihrap kapıların her yanında yoğunlaşmıştır. İki sunağı birbirine bağlayan aks, 360 metre uzunluğunda, 28 metre genişliğinde ve 2,5 metre yüksekliğinde bir tuğla platform; “Kutsal Yol”, “Deniz Mantosu Bulvarı” veya cennete giden uzun yolu ifade eden “Parlak Kırmızı Basamaklar Köprüsü” olarak adlandırılır.
YAZLIK SARAY
Yazlık Saray, Beijing’deki göller, bahçeler ve saraylardan oluşan geniş bir alan. Esas olarak Uzun Ömür Tepesi ve Kunming Gölü’nün hâkim olduğu, dörtte üçü su olan 2,9 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Aralık 1998’de UNESCO, Yazlık Saray’ı Dünya Mirası Listesi’ne dâhil etti, Çin peyzaj bahçe tasarımının bir başyapıtı olarak ilan etti. Tepelerin ve açık suyun doğal manzarası, olağanüstü estetik değere sahip uyumlu bir topluluk oluşturmak için eğlence yerleri, salonlar, saraylar, tapınaklar ve köprüler gibi yapay özelliklerle birleştirildi.
PEKİN OPERASI
Pekin Operası, Çin’deki beş büyük geleneksel operadan biri. Vokal tonları, bir çeşit yaylı çalgı olan huqin, vurmalı Gong ve davul gibi enstrümanlarla çalınan müziği, esas olarak Xipi ve Erhuang’dan oluşur. Pekin Operası, müzik, vokal performans, mim, dans ve akrobasiyi birleştiren Çin Operası’nın baskın biçimidir.
Pekin Operası, Qing Hanedanlığı’nın (1644-1911) ilk dönemlerinde Yangtze Nehri’nin alt kısımlarının güneyindeki bölgelerde popüler olan bir halk operası olan Huiju Operası’ndan doğdu. Huiju gruplarının güçlü hareketliliği nedeniyle, sanatçılar, farklı bölgesel müzik sistemlerini ve melodileri içeren diğer drama türleriyle sık sık temas ettiler.
1790’da, Qianlong İmparatoru'nun (1736-1795) 80. doğum gününü kutlamak için, Dört Büyük Anhui Topluluğu, kutlamaya katılmak için Huiju Operası’nı Beijing’e getirdi. Gösterileri kısa sürede kendi seyirci kitlesini yaratmayı başardı ve Pekin Operası’nın 200 yılı aşkın tarihinin başlangıcı oldu.
Pekin Operası, bazı eski opera biçimlerinin bir karışımıdır. 1840’tan 1860’a kadar Qinqiang, Hanju, Kunqu operalarının belirli, güçlü yönlerinin ve Beijing’in yerel ezgilerinin bir karışımı biçiminde oluştu. Yeni form daha sonra kendi yeniliklerini yaratmaya başladı. Örneğin, melodiler basitleştirildi ve daha önceki formlarda kullanılanlardan farklı geleneksel enstrümanlarla çalındı.
SAHNEDEKİ ROLLER
Başlangıçta Pekin Operası yalnızca erkeklere yönelik bir uğraştı. Kadınların sahnede görünmesi, 1870’lerde gayriresmî olarak kadın oyuncuların erkek rollerini oynamaya başlaması ve kadın-erkek eşitliğini ilan etmesiyle başladı. Pekin Operası’nda sahnelenen karakterler, insanların günlük yaşamdaki dış görünüşlerine dayanmaz. Oyunlarda makyaj ve kostümler, rollerdeki karakterlerin cinsiyet, kişilik, yaş, meslek ve sosyal durumuna göre süslenir, sanatsal abartılara başvurulur. Genel olarak, sahnedeki roller dört kategoriye ayrılır: Sheng (erkek), Dan (kadın), Jing (erkek, boyalı yüzlü karakterler) ve Chou (erkek, palyaçolar)’dur. Genellikle, oyuncular tek rol kategorisi için eğitim alırlar; roller arasında geçiş sanatçıların yeteneğine bağlıdır ve nadirdir. Bununla birlikte, rollerin temel bölümleri daha da alt bölümlere ayrılmıştır.
KOSTÜM VE MAKYAJ
Seyirciler, oyuncunun cinsiyetini, rolünü, mesleğini ve hatta kişiliğini cübbesinin renginden veya şapkasındaki kanatlardan anlayabilir. Çünkü hepsi farklı anlamlar taşır. Örneğin, alt düzey yöneticiler genellikle orkide veya Budist düğümleri takarken, yalnızca imparator sarı giyebilirdi. Pekin Operası’nın kostümleri altı ana kategoriye ayrılabilir. Pekin Operası, farklı türde figürler ve karakterler oluşturmak için makyajlar, saç stilleri, şapkalar, yapay bıyıklar, abartılı ifadeler ve yöntemler kullanır. Yüz makyajı, karakterin olay örgüsüne daha iyi uyum sağlaması için kusurları kapatmaya yardımcı olur. Ayrıca yapılan abartılı makyaj, izleyicinin bir karakteri uzak bir mesafeden tanımasına da yardımcı olur.
KULLANILAN ENSTRÜMANLAR
Erhu: Pekin Operası’nın ana müzik aletlerinden biridir. Kutu bambudan yapılmıştır. Yumuşak ve zengin sesi, kalpte ve akılda kök salan tiz ve parlak Jinghu tınısıyla mükemmel bir uyum yaratır. Böylece, ses kalitesini zenginleştiren tını ve aralık arasında bir kontrast üretilir. Davul: Pekin Operası’nda savaşları, mahkeme duruşmalarını, infazları ve benzeri sahneleri anlatmak için farklı şekil ve boyutlarda vurmalı çalgılar kullanılır. Gong: Oyuncular sol elleriyle gongun ipini alır ve sağ elleriyle gongun kenarını döverler. Askerlerin sahneye çıktığı sahnelerde veya çok duygusal anlarda kullanılır. Yueqin: Pekin Operası’ndaki sesi ve eşliği destekler ve zenginleştirir. Böylece ses sorunsuz bir şekilde iletilebilir ve şarkıcıların duygularını daha iyi ifade edebilmeleri için ritim duygusunu artırır. Sanxian: Pekin Operası’nın belli başlı müzik aletleri arasında en geniş yelpazeye ve en zengin tınıya sahip olanıdır. Sesi, güçlüden zarif yumuşak tona kadar değişir.