23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu

Şehir, her dönemin kendine özgü tarihî ögelerini bünyesinde taşıyor. Gösterişli sarayları, tapınakları, devasa taş duvarları ve kapıları ile ünlü. Sanat hazineleri, üniversiteleri, Beijing’i kültür ve sanat merkezi haline getirdi.

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu
A+ A-
Utku Güngör / Necati Demircan

Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Beijing, dünyanın en çok bilinen şehir­leri arasında yer alıyor. Beijing, Çin’in siyasi, kültürel, uluslararası etkileşim, bilim ve teknoloji merkezi olmakla be­raber, aynı zamanda Çinli şirketlerin çoğunun genel merkezini de bünyesinde taşıyor. Bir metropol şehri olan Beijing, Çin’in kuzeyinde yer alıyor. Beijing’in, güneyinde Tianjin şehrine, kuzey, batı ve güney bölgelerinde ise Hebei eyaleti­ne sınırı bulunuyor.

Beijing 14 kentsel ve iki kırsal bölge­den oluşuyor. Demir yolu, kara yolu, otoyol gibi en önemli ulaşım yollarını içerisinde barındıran şehir, birçok ulus­lararası uçuşun varış noktası, önemli bir ulaşım merkezi.

Dünyada çok az sayıda şehir, bir bölge­nin uzun bir süre siyasi ve kültürel mer­kezi oldu. Beijing, Çin’in en büyük dört eski başkentinden biri olarak yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu ve olmaya de­vam ediyor. Şehir, her dönemin kendi­ne özgü tarihî ögelerini de bünyesinde taşıyor. Beijing aynı zamanda gösterişli sarayları, tapınakları, devasa taş duvar­ları ve kapıları ile ünlü. Sanat hazine­leri, üniversiteleri, Beijing’i uzun za­mandır kültür ve sanat merkezi haline getirmeye devam ediyor.

MİLATTAN ÖNCE BAŞKENT OLDU

Beijing, Batı Zhou Hanedanlığı (1) (MÖ 11. Yüzyıl-771) döneminde, Yan eyaletinin başkenti oldu ve bu şekil­de Beijing tarih kitaplarının sayfalarına kendi adını yazdırdı.

Beijing’in kökleri 3 bin yıldan daha uzun bir süre önce, Ji devletinin baş­kenti olarak inşa edilen Ji şehri­ne kadar uzanıyor. MÖ 11. yüzyıl­da, Zhou Kralı Wu (MÖ 1087-1043), Shang Hanedanlığı’nı yıktı ve Zhou Hanedanlığı’nı kurdu. Ardından, Ji devleti, başkentini Ji şehrine taşıyan, günümüz Guang’anmen yakınlarında bulunan Yan devleti tarafından fethe­dildi. Yan devleti, güçlü bir devlet hali­ne gelince, Ji şehri dönemin en müref­feh şehirlerinden biri haline dönüştü. Beijing’in mirasçısı olan eski şehir Ji’nin yeri, Xishan dağlarını geçerek Beijing ovasına akan, Yongding Nehri tara­fından şekillenen deltadır. Ji Şehri, Jin Hanedanlığı’nın başkenti olarak ulu­sal-siyasi bir merkez haline geldi.

▶ Beijing, Liao Hanedanlığı’ndan (1125-1234) önce önemli bir şehir de­ğildi. Beijing, Qin (MÖ 221-206), Han (MÖ 206, MS 220), Üç Krallık (MS 220-280), Batı Jin Hanedanlığı (MS 265-316) ve Doğu Jin Hanedanlığı

(MS 317-420) dönemlerinde sadece askerî bir kaleydi. Liao Hanedanlığı’ndan sonra, Beijing’in siyasi konumu artma­ya başladı.

▶ 1153 yılında, Jin Hükümdarı başken­tini Beijing’e taşıdı ve bugün Beijing’in güneybatısında yer alan şehre Zhongdu adını verdi. O zamandan beri Beijing, feodal Çin’in başkenti oldu.

▶ 1234 yılında, Moğollar Jin Hanedanlığı’nın yönetimini devirdi ve ismini “Dayuan” olarak değiştirdi. Zhongdu’nun ismi ise Dadu olarak de­ğişti ve Yuan Hanedanlığı’nın başkenti haline geldi.

▶ 1406 yılında, Ming Hanedanı (1368-1644) İmparatoru Yongle (1360-1424), Beijing şehrini ve imparatorluk sarayı­nı(2) inşa etmeyi emretti. 1420 yılında inşaat tamamlandı ve yeni bir impara­torluk şehri kuruldu. 1421 yılında Ming Hanedanlığı başkentini Beijing’e taşıdı.

▶ 1644 yılında, Qing ordusu Beijing’e girdi ve Qing (1644-1911) impara­toru Shunzhi (1638-1661) başkenti Shenyang’dan Beijing’e taşıdı.

▶ 31 Ocak 1949’da, Çin Halk Kurtuluş Ordusu, Beijing’i barışçı bir şekilde kurtardı. 27 Eylül 1949’da Beiping ismi Beijing olarak değiştirilerek Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti yapıldı. O zamandan beri Beijing hızlı, kesintisiz bir değişim ve dönüşüm halinde.

BEİJİNG KÜLTÜRÜ

UNESCO Dünya Mirası Komitesi, 1972’den bu yana dünya çapın­da 800’den fazla kültürel, bilimsel veya tarihî öneme sahip yeri tanıdı. Çin, zengin kültürü ve derin tarihiy­le UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde en fazla yere sahip ikinci ülke. 7 UNESCO Dünya Mirası Alanı, Çin’in başkenti Beijing’de bulunuyor.

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu - Resim: 1

YASAK ŞEHİR

1925 yılında kurulan Saray Müzesi, Ming (1368-1644) ve Qing (1644-1911) hanedanlarının imparatorluk sarayı olan Yasak Şehir’de yer alıyor. Oldukça geniş resim, kaligrafi, seramik ve antik imparatorluk koleksiyonlarını barındı­ran muhteşem mimari kompleks, Çin’in ve dünyanın en prestijli müzelerinden biri. 1961’de Çin Devlet Konseyi, eski imparatorluk sarayını Çin’in önde ge­len kültürel miras alanlarından biri ola­rak belirledi. 1987’de UNESCO Dünya Mirası listesine girdi.

Yasak Şehir, 10 metre yüksekliğin­de duvarlar ve 52 metre genişliğinde bir hendekle çevrili. Kuzeyden güne­ye 961 metre, doğudan batıya 753 met­re genişliğinde olan karmaşık, 1 milyon 120 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor. Dikdörtgen şeklindeki kentin her iki yanında birer kapı bulunuyor: Güneyde Meridyen Kapısı, kuzeyde İlahi Kudret Kapısı, Doğu ve Batı Refah Kapıları. Güneyden giren ziyaretçiler, merkezi eksenin her iki tarafına yayılan bir dizi salon ve saray göreceklerdir. Görkemli binaların parıldayan sarı çatıları, kır­mızı duvarların üzerinde yükseliyor gibi görünür. Bu muhteşem manzara, antik yapıların boyalı sırtları ve oyulmuş ki­rişleri ile güçlendirilmiştir.

ZHOUKOUDİAN SİT ALANI

Yarım milyon yıl önce yaşayan dün­yaca ünlü “Beijing Adamı” Beijing’in kentsel bölgesinin yaklaşık 50 kilomet­re güneybatısında Zhoukoudian’de yer alıyor.

Çin Devlet Konseyi tarafından tarihî ve kültürel değerleri nedeniyle ulusal dü­zeyde korunması gereken yerler listesine alındı. 1987 yılında ise UNESCO tara­fından Dünya Mirası Listesi'ne girdi.

Zhoukoudian’de Pekin Adamı Mağarası, Yukarı Mağara ve Yeni Mağara gibi 20'den fazla yerleşim yeri bulundu. Pekin Adamı Sitesi sade­ce insan fosilleri hazinesi değil, aynı zamanda paleoantropoloji, tarih ön­cesi arkeoloji, paleontoloji, stratigra­fi, kronoloji ve petroloji için araştırma üssüdür.

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu - Resim: 2

ÇİN SEDDİ

Toplam uzunluğu 20 bin kilometreden fazla olan Çin Seddi, MÖ 3. yüzyıldan MS 17. yüzyıla kadar birbirini izleyen Çin İmparatorluklarının, ülkenin kuzey sınırında büyük askeri savunma projesi olarak inşa edildi. Seddin tarihî ve stra­tejik önemi, mimarisinin önemi ile bir­leşiyor. Çin Seddi doğuda Hebei eya­letindeki Shanhaiguan’da başlıyor ve batıda Gansu eyaletindeki Jiayuguan’a kadar uzanıyor. Ana gövdesi surlar, at yolları, gözetleme kuleleri ve sur üze­rindeki sığınaklardan oluşuyor. Çin Seddi, sur boyunca uzanan kale ve ge­çitleri içeriyor.

Çin Seddi, antik Çin’deki tarım me­deniyetleri ile göçebe medeniyet­ler arasındaki çatışmayı ve alışveri­şi yansıtıyor. Antik Çin’deki merkezî imparatorlukların uzak görüşlülüğü­nün, siyasi stratejik düşüncesinin, güç­lü askeri ve ulusal savunma gücünün günümüze kadar yaşayan fiziksel ka­nıtı, antik Çin’in muhteşem askeri mi­marisinin, teknolojisinin ve sanatının olağanüstü bir örneği. Bu benzersiz yapıt, ülkenin ve halkın güvenliğini korumanın ulusal sembolü.

CENNET TAPINAĞI

Tiantan (Cennet) Parkı, Ming ve Qing Hanedanları döneminde (1368-1911) Cennet Tapınağı’nın yeridir. Cennet Tapınağı, Ming ve Qing hanedanla­rının imparatorları tarafından, iyi ha­sat ve yağmur için cennete yapılan yıl­lık dua törenleri için ziyaret edilirdi. Dünyada ibadet için kurulmuş mevcut yapıların en büyüğü, en mükemmeli ve en eskisidir.

Tapınak, dairesel tepe sunağı ve iyi ha­sat için Dua Sunağı’ndan oluşuyor. Her ikisi de güneyde kare ve kuzey­de yuvarlak olmak üzere iki kapalı du­varla iç kısım ve dış kısım olarak ay­rılıyor. Binanın yapısı iç mihrapta, iç mihrap kapıların her yanında yoğun­laşmıştır. İki sunağı birbirine bağlayan aks, 360 metre uzunluğunda, 28 met­re genişliğinde ve 2,5 metre yüksekli­ğinde bir tuğla platform; “Kutsal Yol”, “Deniz Mantosu Bulvarı” veya cenne­te giden uzun yolu ifade eden “Parlak Kırmızı Basamaklar Köprüsü” olarak adlandırılır.

YAZLIK SARAY

Yazlık Saray, Beijing’deki göller, bah­çeler ve saraylardan oluşan geniş bir alan. Esas olarak Uzun Ömür Tepesi ve Kunming Gölü’nün hâkim oldu­ğu, dörtte üçü su olan 2,9 kilometreka­relik bir alanı kaplıyor. Aralık 1998’de UNESCO, Yazlık Saray’ı Dünya Mirası Listesi’ne dâhil etti, Çin peyzaj bahçe tasarımının bir başyapıtı olarak ilan etti. Tepelerin ve açık suyun doğal manzarası, olağanüstü estetik değere sahip uyumlu bir topluluk oluşturmak için eğlence yerleri, salonlar, saraylar, tapınaklar ve köprüler gibi yapay özel­liklerle birleştirildi.

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu - Resim: 3

PEKİN OPERASI

Pekin Operası, Çin’deki beş büyük geleneksel operadan biri. Vokal ton­ları, bir çeşit yaylı çalgı olan huqin, vurmalı Gong ve davul gibi enstrümanlarla çalınan müziği, esas olarak Xipi ve Erhuang’dan oluşur. Pekin Operası, müzik, vokal performans, mim, dans ve akrobasiyi birleştiren Çin Operası’nın baskın biçimidir.

Pekin Operası, Qing Hanedanlığı’nın (1644-1911) ilk dönemlerinde Yangtze Nehri’nin alt kısımlarının güneyindeki bölgelerde popüler olan bir halk operası olan Huiju Operası’ndan doğdu. Huiju gruplarının güçlü hareketliliği nede­niyle, sanatçılar, farklı bölgesel müzik sistemlerini ve melodileri içeren diğer drama türleriyle sık sık temas ettiler.

1790’da, Qianlong İmparatoru'nun (1736-1795) 80. doğum gününü kut­lamak için, Dört Büyük Anhui Topluluğu, kutlamaya katılmak için Huiju Operası’nı Beijing’e getirdi. Gösterileri kısa sürede kendi seyir­ci kitlesini yaratmayı başardı ve Pekin Operası’nın 200 yılı aşkın tarihinin başlangıcı oldu.

Pekin Operası, bazı eski opera biçim­lerinin bir karışımıdır. 1840’tan 1860’a kadar Qinqiang, Hanju, Kunqu ope­ralarının belirli, güçlü yönlerinin ve Beijing’in yerel ezgilerinin bir karışımı biçiminde oluştu. Yeni form daha son­ra kendi yeniliklerini yaratmaya baş­ladı. Örneğin, melodiler basitleştirildi ve daha önceki formlarda kullanılan­lardan farklı geleneksel enstrümanlar­la çalındı.

Beijing kültürü ve sanatı yüzlerce yıldır Çin’in kalbi oldu - Resim: 4

SAHNEDEKİ ROLLER

Başlangıçta Pekin Operası yalnızca er­keklere yönelik bir uğraştı. Kadınların sahnede görünmesi, 1870’lerde gayriresmî olarak kadın oyuncuların er­kek rollerini oynamaya başlaması ve kadın-erkek eşitliğini ilan etmesiy­le başladı. Pekin Operası’nda sahnele­nen karakterler, insanların günlük ya­şamdaki dış görünüşlerine dayanmaz. Oyunlarda makyaj ve kostümler, rol­lerdeki karakterlerin cinsiyet, kişilik, yaş, meslek ve sosyal durumuna göre süslenir, sanatsal abartılara başvuru­lur. Genel olarak, sahnedeki roller dört kategoriye ayrılır: Sheng (erkek), Dan (kadın), Jing (erkek, boyalı yüzlü karak­terler) ve Chou (erkek, palyaçolar)’dur. Genellikle, oyuncular tek rol katego­risi için eğitim alırlar; roller arasında geçiş sanatçıların yeteneğine bağlıdır ve nadirdir. Bununla birlikte, rollerin te­mel bölümleri daha da alt bölümlere ayrılmıştır.

KOSTÜM VE MAKYAJ

Seyirciler, oyuncunun cinsiyetini, ro­lünü, mesleğini ve hatta kişiliğini cüb­besinin renginden veya şapkasındaki kanatlardan anlayabilir. Çünkü hepsi farklı anlamlar taşır. Örneğin, alt düzey yöneticiler genellikle orkide veya Budist düğümleri takarken, yalnızca impara­tor sarı giyebilirdi. Pekin Operası’nın kostümleri altı ana kategoriye ayrılabi­lir. Pekin Operası, farklı türde figürler ve karakterler oluşturmak için makyaj­lar, saç stilleri, şapkalar, yapay bıyıklar, abartılı ifadeler ve yöntemler kullanır. Yüz makyajı, karakterin olay örgüsüne daha iyi uyum sağlaması için kusurla­rı kapatmaya yardımcı olur. Ayrıca ya­pılan abartılı makyaj, izleyicinin bir ka­rakteri uzak bir mesafeden tanımasına da yardımcı olur.

KULLANILAN ENSTRÜMANLAR

Erhu: Pekin Operası’nın ana müzik aletlerinden biridir. Kutu bambudan yapılmıştır. Yumuşak ve zengin sesi, kalpte ve akılda kök salan tiz ve parlak Jinghu tınısıyla mükemmel bir uyum yaratır. Böylece, ses kalitesini zengin­leştiren tını ve aralık arasında bir kont­rast üretilir. Davul: Pekin Operası’nda savaşları, mahkeme duruşmalarını, infazları ve benzeri sahneleri anlatmak için fark­lı şekil ve boyutlarda vurmalı çalgılar kullanılır. Gong: Oyuncular sol elleriyle gongun ipini alır ve sağ elleriyle gongun kena­rını döverler. Askerlerin sahneye çıktı­ğı sahnelerde veya çok duygusal anlarda kullanılır. Yueqin: Pekin Operası’ndaki sesi ve eş­liği destekler ve zenginleştirir. Böylece ses sorunsuz bir şekilde iletilebilir ve şarkıcıların duygularını daha iyi ifade edebilmeleri için ritim duygusunu ar­tırır. Sanxian: Pekin Operası’nın belli başlı müzik aletleri arasında en geniş yelpa­zeye ve en zengin tınıya sahip olanıdır. Sesi, güçlüden zarif yumuşak tona ka­dar değişir.

Son Dakika Haberleri