21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Belarus-Polonya gerginliği ve Atlantik-Avrasya Çatışması

Polonya-Belarus sınırında yaşanan mülteci meselesi dünya gündeminde. Karşılıklı suçlamalar artarken Avrupa’nın Türk ve Rus hava yolu şirketlerini hedef alması dikkat çekti. Konuyu Moskova Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Perinçek, Aydınlık’a değerlendirdi

Belarus-Polonya gerginliği ve Atlantik-Avrasya Çatışması
A+ A-
DIŞ HABERLER SERVİSİ

Belarus’un Grodno şehrindeki Bruzgi sınır noktasında çoğunluğu Irak'tan vize alarak Belarus’a gelen, Avrupa’ya göçme arayışıyla bu ülkeden Polonya'ya geçmeye çalışan sayısı 2 bini bulan mülteciler, bölge ve dünya gündeminde. Polonya hükümeti ve Avrupa Komisyonunun Belarus lideri Lukaşenko’yu suçlamasıyla başlayan gerginlik artıyor. Konuyla ilgili gazetemize görüşlerini açıklayan Dr. Mehmet Perinçek, şunları söyledi:

‘MÜLTECİ SORUNUNUN KAYNAĞI ABD VE AB’

“Belarus ve Polonya arasındaki gerginlik, Atlantik ve Avrasya güçlerinin çatışmasının bir izdüşümü aslında. Zaten mülteci meselesinin özüne baktığımız zaman, sorunun ortaya çıkmasındaki tek sorumluluk ABD ve AB’ye ait. Çünkü Batı ülkeleri, Suriye, Irak ve Afganistan gibi ülkelerde istikrarsızlık yaratarak, iç savaşı körükleyerek, hatta bu ülkeleri bombalayarak bir mülteci sorununun ortaya çıkmasına neden oldular.

“11 Eylül sonrası süreçte Irak’ın işgali, Suriye’de iç savaşın yaratılması, bu bölgelerde bölücü ve yobaz terörün de ABD tarafından desteklenmesi, bu sorunu ortaya çıkardı. IŞİD gibi yobaz terörler harekete geçirilerek, bu ülkelerin ulus-devlet yapısını bozmaya ve bölücü terörü de sanki bu yobaz terörizmle mücadele ediyor algısı yaratarak, onları meşrulaştırmaya çalıştı. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda, bölgedeki insanlar hayatlarını kurtarmak için, ülkelerini ve evlerini terk ederek kendi ülkeleri dışında sığınacak yer aramaya yöneldi.

“Bu sebeple mülteci sorunun baş sorumlusu ve tek suçlusu ABD ve AB’dir. Bugün de ne ABD ne AB, mülteci sorunu konusunda hiçbir şekilde sorumluluk almaya yanaşmamaktadır. Ve bu yükün hepsini, Türkiye gibi, Belarus gibi ya da kriz bölgelerinin çevresindeki ülkelere yıkmaktadır. Bununla birlikte gayri insani şekilde bu insanlar yurtlarından edinirken, diğer yandan bu insanların sığınma hakkı da yine gayri insani şekilde engellenmektedir. AB’nin doğu sınırı olarak kabul ettiği Polonya ve Yunanistan’da da mültecilere yönelik çok sert önlemler alınmakta ve bu insanlık dışı uygulamaları görüyoruz.

‘HEDEF RUSYA, BELARUS VE TÜRKİYE’

“Diğer taraftan bu yaratılan krizle, Rusya, Belarus ve Türkiye hedef tahtasına oturtulmuştur. Sanki bu ülkeler mülteci sorununun kaynağı gibi görülmekte ve bu ülkelerin milli hava yolları da, Türk Hava Yolları gibi, Aeroflot gibi, yaptırım tehdidiyle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu da meselenin Avrasya-Atlantik çatışması olduğunu görüyoruz. Yani burada ülkelerin havayollarının itibarlarının da sarsılmak istendiğini görüyoruz.

‘BELARUS-RUSYA BİRLİKTELİĞİ’

“Belarus ile Rusya arasında ‘Birleşik Devlet’ kararı da etkili olmuştur. İki ülke bütünleşmek üzere adımlar atmıştır, Belarus uzun süredir Batı kampının hedefindedir. Belarus lideri Lukaşenko, bir turuncu devrimle yıkılmak istenmiştir. O saldırı Batı için başarısızlıkla sonuçlanınca, bu son mülteci krizi üzerinden yeni bir saldırı başlatıldığını söylemek lazım.

Burada Türkiye’nin kaderi ve çıkarları, Belarus ve Rusya iledir. Bu üç ülke aynı sorunlarla karşı karşıyadır. Türkiye nasıl Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Trakta’dan askeri yığınaklarla kuşatılmak isteniyorsa ki bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan da vurgulamıştır. Aynı şekilde Rusya ve Belarus da Doğu Akdeniz, Doğu Avrupa ve Karadeniz’den kuşatılmaktadır. İşte bu kuşatma hareketinin bir ayağı da mülteci krizidir. Yunanistan nasıl ki Ege ve Akdeniz’de Atlantik hakimiyeti için, mülteci krizinde Türkiye’yi suçluyorsa, aynı şekilde Polonya da Atlantik hakimiyeti için Doğu Avrupa’da ve Karadeniz’de Belarus ve Rusya’yı suçlamaktadır.

“Diğer yandan mültecileri kabul etme ve bütün bir yükü çekme konusunda Türkiye büyük bir külfetin altına girdiyse aynı şey Belarus için de geçerlidir. Batı’nın bu krizi, Türkiye gibi Belarus gibi ülkelerin sırtına yükleniyor.

“THY, adi bir suçlama ile karşı karşıya, itibarı zedelenmeye çalışıyor. Burada Türk Dışişlerinin bu konuda net ve kararlı bir tutum alarak buna karşı çıkmak, THY’nin haklarını uluslararası hukukta korumak yerine geri adım attığını görüyoruz. Yalan bilgi ve haberlerle Türkiye ve THY’nin hukuksal adımlar atması beklenirdi Bunun yanında Türkiye ile Belarus arasındaki uluslararası uçuşlara üçüncü bir ülke olarak Polonya’nın karışma hakkı yoktur. Burada pasaport ve vizeyle, yasal yapılan uçuşlara Polonya’nın söz söyleme hakkı yoktur. İnsan kaçakçılığı vs söz konusu değildir.”

‘TÜRK DIŞİŞLERİ TUTARLI OLMALI’

“Dolayısıyla Türkiye’nin aldığı karar da burada yanlıştır, Belarus’a olan uçuşlarda Suriye ve Irak’lıların bindirilmeyeceği gibi bir karar, insanların uçuş hakkına erişmesi engellenmektedir. Ne yazık ki, Türkiye, Yunanistan ile olan mülteci krizine ve kuşatılma sorununda Avrasya cephesinde kendini savunurken Ukrayna cephesinde, Polonya cephesinde yanlışlar yapmaktadır. Polonya’yı desteklemek Yunanistan’ı desteklemektir.”

“Erdoğan’ın ABD tarafından Yunanistan’da, Dedeağaç’ta kuşatıldığını söylüyor, mülteci krizinde Yunanistan’ın insanlık dışı tutumunu eleştiriyor. Ama aynı konu Polonya’ya geldiğinde, o bölgenin Yunanistan’ı olan bu ülkeye destek veriliyor. ABD, Doğu Avrupa’da da Polonya’ya yığınak yapmaktadır. Burada iki durum da birbiriyle benzerdir, Polonya o bölgede Atlantik’in üssüdür ve ABD çıkarlarına göre hareket etmektedir. O yüzden Türkiye’nin de daha uyumlu bir politika izlemesi gerekmektedir.”

Belarus Polonya Atlantik Avrasya Rusya Çin Türkiye ABD AB Mehmet Perinçek gerginlik çatışma