Belediye şirket işçileri ‘gerçek kadro’ arıyor: Aynı iş farklı hukuk
Taşeron yapılardan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kanun ile belediye şirketlerine işçi olarak geçirilen emekçiler 4D statüsünde kadro talep ediyor.
Taşeron Belediye İşçileri Birliği (TABİB) üyeleri taleplerini “Gerçek kadro istiyoruz” sloganıyla özetliyorlar. 573 bin belediye şirket işçisi adına sosyal medyada talepleri sıralayan TABİB’ten “Aynı işi yapıp farklı bir hukuka tabi tutulmak anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil mi?” sorusu da geldi. TABİB öncülerinden Yılmaz Şengül de, örgütlü mücadele vurgusu yaptı, taleplerini aktardı.
‘KADRO ALMAK YETMEZ’
TABİB’ten önceki gün yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Belediyelerde bütün işleri güvencesiz ve düşük ücretlerle Belediye İktisadi Teşebbüs (BİT) işçileri yapıyor. Tüm Türkiye'de 1 saatlik iş bırakma eylemi bile muazzam bir etki yaratır ve Kadro almanın önünü açar. Zamanında belediyelerde çalışan işçiler kadroluydu. Sonra taşeron süreci başladı. Kadro kalmadı. Demek ki kadro almak yetmez. Onu korumak için bile örgütlü olmak gerekir. Velev ki kadro aldık, norm kadrolu olduk. Yine toplu iş sözleşmesine tabiiyiz, ücret ve sosyal haklar toplu iş sözleşmesi konusu. Demek oluyor ki yine örgütlü ve tüm Türkiye çapında örgütlü olmak gerekir. O da yetmez tüm işçiler örgütlü olmalı, taban örgütlenmeleri güçlü olmalı Ücret ve sosyal haklar her zaman sermaye ile işçi sınıfı arasında korkunç bir boğazlaşma konusudur. Örgütsüz olan kaybeder. Örne k:Belediye işçileri Not: Sendikalı olmak örgütlü olmak demek değildir.”
‘BAKTILAR Kİ SENDİKA KALMADI’
TABİB öncülerinden Kadıköy Belediyesi çalışanı Yılmaz Şengül de önceliklerinin güvenceli çalışma için kadro olduğunu, bir yandan da zorunlu emekliliğe karşı mücadele ettiklerini söyledi. Şengül, şunları kaydetti:
“Kamunun işini yapması için devletçilik ilkesiyle beraber günümüze kadar gelen belediye şirketlerinin geldiği durum ortada. Bugün personel çalışmasına dayalı birer sömürü aygıtı haline geldi belediye şirketleri. Belediye yönetimleri de bu fırsatı kaçırmadı, baktılar ki sendika diye de bir şey kalmamış ülkede… İşçiler de işlerini kaybetme kaygısı yaşıyor. Dolayısıyla burada bir işçi mücadelesi vermek de zor. Örgütlenmeye kalktığınız anda, mobbingler (bezdiri) ve sendikal örgütlenmenin karşısında baskılar başlıyor. Böyle böyle gidiyoruz.
ZORUNLU EMEKLİLİKTE HUKUK MÜCADELESİ
“Biz de Türkiye’nin uzun zamandır en önemli seçimlerinden birine giderken belediye şirket işçileri olarak sosyal medyada sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bir yandan da devam eden hukuk mücadelelerimiz var. İlave tediye ve Anayasa Mahkemesine taşıdığımız bir zorunlu emeklilik davamız var. Bunların hepsini sendikalardan bağımsız olarak yapıyoruz. Milyonlarca lira geliri olan sendikaların bunları yapmaması da büyük bir garabet. Bu denklem içinde sesimizi olabildiğince duyurmaya çalışıyoruz.
TABİB’E DAVET
Yılmaz, bireysel olarak 81 ilde tüm belediyelerde örgütlenme faaliyeti gösterdiklerini belirterek “Biz şubeleşme ya da sendikalaşma gibi değil bir muhataplık buluyoruz ve birlikten kuvvet doğar diyerek örgütlü bir mücadele yürütmeye çalışıyoruz.” dedi. Yılmaz, tüm belediye şirket işçilerini TABİB’te buluşmaya davet etti.
696 sayılı KHK ile belediye şirket işçilerine zorunlu emeklilik getirilmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce konuya ilişkin, "Taşerondan kadroya alınanlardan hemen emekli olmayı tercih etmeyecekler için ayrı bir geçiş düzenlemesi hazırlıyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Çalışma Bakanı Vedat Bilgin de daha önce yaptığı açıklamada, “O zorunlu emeklilik şartını ortadan kaldıracağız. Biliyorsunuz KHK ile kadroya geçen işçiler, 'Sen şu kadar çalıştın, artık emekli olursun.' denilerek zorla emekli ediliyorlar. Onu ortadan kaldıracağız. İsteğe bağlı olarak yasal sınırda çalışabilecekleri süre kadar çalışabilecekler." demişti.