Belgeleriyle İkinci Dünya Savaşı sonrası Koç’un dolarizasyon önerisi
Dünya dolar hegemonyasının geleceğini tartışıyor... Teori Dergisi Vehbi Koç'un İkinci Dünya Savaşı sonrası dolarizasyon önerisini belgeleriyle yayınladı...
Türkiye de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra doların hegemonyasına girmeye başlamıştı. Sermaye kesiminin Türkiye’deki dolarizasyonda önemli rolü vardır. Bu konuda öne çıkan isimler ise İstanbul Tüccar Derneği ile Vehbi Koç’tur.
Vehbi Koç, İkinci Dünya Savaşı sonrasında CHP’nin aktif divan üyelerinden biriydi ve sadece iktisadî alanda değil çeşitli konularda görüşlerini parti yönetimine raporlar halinde iletti.
Koç’un bu dönemde divanda dile getirdiği görüşlerinden en dikkat çekenlerden biri, Türk dış ticaretinde dolarizasyon hakkındadır. CHP Divan üyesi sıfatıyla, CHP Divanı Yüksek Başkanlığı’na 13 Ağustos 1948’de bir rapor sundu.[1] Rapor, Ticaret Bakanlığı tarafından 2 Ağustos’ta açıklanan ve 239 sayılı sirküleri eleştiriyor. Üst yazısında “Tasvip buyurulduğu takdirde bu raporun, ilgili Bakanların huzuriyle Yüksek Divanda müzakeresini ve alınacak kararın hükûmete tevdiğini arz ve rica ederim” deniliyor.
Rapor şu cümlelerle başlıyor: “Sirkülere umumî bir nazarla bakıldığında, müstahsili ve ihracatımızı tatmin eder gibi görünmektedir. Çünkü ihracatımızın İngiliz lirası ile yapılması piyasada iş yaratacak, müstahsil malını satacak, ihracatçı da tavassutu dolayısıyla kârını alacaktır. Halbuki Türk parasının İngiliz lirasına bağlanmış olması bakımından, ileride memleketimiz için çok zararlı neticeler tevlid edecektir.”
10 Ağustos 1948’de Resmî Gazete’de yayımlanan sirkülerde,[2] ticarete konu mallar üç listeye ayrılmış, hangi malın ihracına hangi kurum tarafından lisans verilebileceği belirtilmişti. 2 no’lu listedeki malların ticaret ve ödeme anlaşmaları olan ülkelere serbest dövizle, anlaşmasız memleketlere sterlinle ihracının lisansa tabi olmadığı belirtiliyor. Bu da ticaret ve ödeme anlaşması olmayan ülkelere liste kapsamı malların ihracatının, uluslararası rayiçlere göre kıymeti 1946’da % 20-30 yüksek tespit edilmesi nedeniyle sterline yöneleceği anlamına geliyor. Sirkülerin 1. maddesindeki ifadeyle serbest döviz tabiriyle İsviçre frangı ve dolar, “sterlin tabiri ile anlaşmamız gereğine Londra’da ‘Türk hesabına’ geçen sterlinler kastedilmiştir”.
Koç’a göre sirküler ile ortaya çıkan sakıncalar, yani “bu vaziyet İngiliz lirasına değerinden fazla kıymet vermemizden ileri gelmektedir.” CHP Divan Kurulu üyesi Koç, büyük fırsatın kaçırıldığını düşünüyordu. Halbuki “Marshall Planı gereğince, biz beynelmilel piyasadaki fiyat ve evsafa uyarak bir çok mallarımızı dolarla satabilirdik. Fakat bu sirküler bu imkanı tamamen bertaraf edecektir.” Koç, dolarla yapılan satışlarda doların bir bölümünün ihracatçıya bırakılmasını öneriyor.
Vehbi Koç’a göre İstanbul ve Ankara’da önceki toplantılarda ortaya çıkan öneriler bu sirkülerle karşılanmış değildi. “Bu sirküler ancak muayyen bir zümreyi tatmin eder” diyen Koç, memleketin genel menfaatleri açısından sirkülerin zararlı olacağını savundu. Raporda hükûmetin ticari işleri düzenlerken tüccarın görüş ve eleştirilerine başvurması gerektiği söyleniyor: “Bu sirküler hazırlanırken, Ticaret Bakanlığı itinat ettiği birkaç tüccarını toplayıp, hazırlanan bu şekil üzerinde tenkit ve münakaşa edilmesini talep etse idi çok isabetli olurdu.”
Vehbi Koç o dönemde en büyük Amerikan şirketlerinin Türkiye temsilcisi ve ithalatçısıydı. Dolara en çok ihtiyaç duyacak olan Vehbi Koç’tur. Dolarizasyon önerisinin Vehbi Koç’tan gelmesi bu yüzden şaşırtıcı değildir.
Vehbi Koç da Ticaret Bakanlığı sirkülerini, sterlinle ticareti önlemediği için eleştirir. Sirkülerin yayınından 6 ay önce kaleme aldığı 5 Şubat tarihli raporunda “Amerika gibi ihracat ve ithalatta serbest döviz sistemini kabul ederek ticaret yapmamıza imkân yoktur. Küçük bir memleketiz, malımızı kim alıyorsa onun malını almak zorundayız.” demişti. Bu da Türkiye’nin dolarla karşılığı ihracata zorlanması anlamına geliyor.
Vehbi Koç 13 Ağustos raporunda sirkülerin yaratacağı sonuçları şöyle özetledi: “Bu sirküler dolayısiyle tahaddüs edecek vaziyetler şunlardır: Hakiki kıymeti bakımından sterlin/dolar ve İsviçre frangının nazaran beynelmilel piyasada kıymeti %20 ilâ %30 düşük olduğu halde, ithalatımızın sterlinle yapılmasının terviç edilmesi, Sterlini Dolar ve İsviçre Frankı ile aynı seviyede tutmuştur. Binaenaleyh ihracatımızın büyük kısmı sterlinle yapılacaktır, dolar ve İsviçre Frankı ile ihracat yapmaya imkân olmayacaktır.”
Koç açısından bu kararın ilk sakıncası, enflasyon ve yeni bir devalüasyon yaratacak olmasıdır.
Belgelere buradan ulaşabilirsiniz.