26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Belirsizlik artıyor tepkiler izlenecek

Piyasa uzmanlarına göre acil Başkan değişimi faiz artışının aciliyetinin bir göstergesi. Ağırlıklı fonlama faizi temmuz oranının iki katına çıktı. ABD seçimleri sonrası Merkez Bankası'nın bu alanda adım atması gündemde. 8.50'yi aşan kur YEP'in ortalama kur tahmininin ötesinde.

Belirsizlik artıyor tepkiler izlenecek
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

ABD seçimleri sonrası Türkiye'nin para politikasında nasıl bir tavır alacağı merak konusu. Yabancı kuruluşların raporlarında yer alan Trump'ın seçilmesi halinde Türk varlıklarının olum etkileneceği, Biden'ın seçilmesi halinde ise olumuz etkinin söz konusu olacağına ilişkin yorumları sizlere aktarmıştık. Biden'ın kazanacağını netleştiği gün, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı'nın değiştirilmesi piyasaların dikkatini çekti. Para politikasına sadece Başkan tek başına karar vermediği halde faturanın bu yönde kesilmesin altındaki nedenler sorgulanadursun, yabancı uzmanlar bundan ziyade faize odaklanmış durumdalar. Uluslararası Finans Enstitüsü'nü.n Başekonomisti Robin Brooks, Twitter hesabından yaptığı yorumda, bazı piyasa oyuncularının başkan değişimini faiz artırımı ve TL'nin istikrarının önününü açan bir rejim değişikliği gibi gördüğünü kaydederek, bu ister doğru ister yanlış olsun, değişen piyasa beklentileri nedeniyle faiz artırımlarının aciliyetinin arttığını söyledi. Brooks ayrıca, 2018'de kurun cari fazla verilmesi sonucu desteklendiğini ancak bu yıl cari dengede ayarlanma olmadığı için piyasanın duyarlılığının olumsuz yönde olduğunu bildirdi. Oysa salgın yüzünden 20 milyar dolar eksi yazan turizm gelirleri dikkate alındığında cari denge tarafında yapısal bir bozulma söz konusu değil.

DOLAR 9'A DOĞRU YOL ALIR MI?

InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf Topçu, geçen hafta boyunca, Amerika’daki başkanlık seçim sonuçları beklenirken, Merkez Bankası'nın kasım ayı para politikası kurulu toplantısına kadar zaman kazanmaya çalıştığını söyledi. Yatırımcıların ve spekülatörlerin ise bankayı olağanüstü toplanıp faiz artırmaya zorladığını belirten Topçu, yüzde 15 sınırını aşan tahvil faizi dikkate alındığında, fonlamaların ve piyasada oluşan faiz oranlarının yüzde 10.25 olan manşet politika faizinden oldukça uzaklaştığına dikkat çekti. Piyasanın beklediği sıkılaştırmayı kasım ayında da almadığı takdirde ekim ayında terkedilen 8 TL mevzisinin yerini 9 TL savunma hattına bırakabileceğini vurgulayan Topçu, “Merkez Bankası bu kadar oynak bir dönemde böyle bir riski alır mı?' sorusunun cevabı tabi ki bizde değil, yalnızca politika yapıcılarda” dedi.

Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama faizi ise geçen hafta cuma günü yüzde 14.12'ye kadar çıktı. Böylece 16 Temmuz'da yüzde 7.34 olan faiz dört aya yaklaşan sürede yaklaşık iki katına çıktı. YEP'te yer alan ortalama 6.92 TL'lik kur tahmininin tutması için güncel dolar kurunun bu seviyelerin (8.50) altın tutulması gerekiyor. Hafta içinde açıklanan Hazine nakit dengesi raporuna göre ekim ayında Hazine 18.9 milyar TL'lik net dış borçlanmaya gitti. İç borçlanma tarafında ise 15.6 milyar TL'lik net borç ödemesi yapıldı. Hazine'nimn on aylık toplam net dış borçlanması 7.7 milyar TL, net iç borçlanma da 236.7 milyar TL oldu. Hazine on aylık dönemde 244.5 milyar TL borçlandı.

MALİ DESTEK GELECEK Mİ?

Amerikan Merkez Bankası FED ise geçen hafta faiz kararı almadı. Bir gün sonra gelen istihdam verisi ise işgücüne katılım azalsa da ekonomide istihdamın arttığını gösterdi. Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan yaptığı değerlendirmede şunları aktardı: “Başkanlık seçimlerinin gölgesinde yapılan FOMC toplantısı, politika açıklamasında fazla bir değişiklik içermediği için fazla bir gürültü yaratmadı. Ekonomiye ilişkin resim, önceye göre daha belirsiz ve durumun biraz daha bozulması ihtimali var. Bu bakımdan, Powell mali destek çağrısında bulunmaya devam ediyor. Vakalardaki artış endişe verici, mali teşviklerin de gecikmesi tüketim harcamalarının dipten toparlanmasına engel oluyor. FED'in ortalama enflasyon hedefini sağlayacak bir canlanma oluşmuş değil. Son dönemde Merkez bankaları parasal teşviklerde en uç seviyeye geldikten sonra ekonomik toparlanmanın ivme kaybettiği bu dönem içerisinde gerek Powell’ın (FED Başkanı) gerekse de Lagarde’ın (Avrupa Merkez Bankası Başkanı) son açıklamalarının mali teşvikler üzerine yoğunlaştığını görüyoruz. FED, parasal genişleme dönemi içerisinde enflasyon eski noktasal hedef yüzde 2’nin üzerine bir miktar çıkmasına izin verecek. Ancak, bu işsizlik, gelir azalması ve Covid-19 ortamında mali teşvikler kısa vadede çözüme kavuşmazsa ekonominin yavaşlama hareketi devam edebilir. Talep de enflasyon yaratma seviyesinden uzak olacaktır. QE (parasal genişleme) ve enflasyon arasında bir ilişki kurulamadığı sürece bol likidite de reel ekonomide bir para döngüsü yaratmaz ve finansal piyasalarda reel ekonomide karşılığı olmayan hareketler görürüz.”

GELİR VE KÂRI ARTACAKLAR YATIRIMLARI AZALTACAKLAR

Diğer yandan Deloitte tarafından yapılan Avrupa CFO (mali işlemler şefi) anketi Kovid-19 salgınının şirketleri nasıl etkilediği, bu koşullarda CFO’ların geleceğe bakışı ve stratejileri gibi konuları ele aldı. Araştırmaya Türkiye’den ve Avrupa’dan katılan CFO’ların hemen hemen yarısı önümüzdeki üç aya daha umutlu bakıyor. Bunun yanında önümüzdeki bir yıl içerisinde Türkiye’deki CFO’ların yüzde 67’si şirket gelirlerinde, yüzde 55’i faaliyet kârında artış yaşanacağı yönünde görüş bildiriyor. Anketin sunduğu diğer bir gösterge ise şirketlerin risk iştahı; Türkiye’den katılım gösteren CFO’ların yüzde 43’ü yatırımlarını azaltacağını belirtirken bu oran Avrupa’da yüzde 37 seviyesinde. Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu da grubun dokuz aylık finansal sonuçlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, yurt içinde tüketici talebinin devam etmesi, yurt dışında ise ihracat pazarlarında başlayan hareketliliğin koronavirüs salgını kaynaklı ekonomik yavaşlamanın etkilerini nispeten azalttığını belirtti. Çakıroğlu, bununla birlikte üçüncü çeyreğin sonu itibarıyla özellikle Avrupa ülkelerinde koronavirüs salgınına yönelik kısıtlamaların yeniden gündeme gelmesinin ihracat pazarlarındaki belirsizliklerin artabileceğinin sinyalini verdiğini vurguladı.

Son Dakika Haberleri