Bereketi Kaçan Limon

Şu günlerde ekonomimiz için kullanılacak en güzel tabir bu olsa gerek. Ekonomimizin bereketi kaçtı! Ancak bu durum yeni gerçekleşen bir durum değil. Atatürkçü modelden uzaklaştıkça, üretmeyen bir toplum yarattıkça bereketi kaçırdık. Yani bu durum bugün olmadı. Uzun yıllar süregelen bir ekonomik düzenin sonuçlarını yaşıyoruz.

Böyle bir süreçte merceği biraz daraltıp, ‘’Bereketi Kaçan Limon’’ ve üreticilerinin sorunlarına ışık tutacağız. Kasa fiyatı limon fiyatının önüne geçti haberleri, limon ağaçları kesiliyor haberleri her yerde yayınlanırken gelin beraber inceleyelim, limon üreticileri ne durumda?

EKMEK TEKNESİ YANIYOR!

Limon üreticileri için 2021 hasadı hayal kırıklıklarıyla dolu bir dönem oldu. Verdiği emeğin karşılığını almayı bir kenara bırakın verim almak için kullandığı gübre, zirai ilaç için harcadıklarının karşılığını bile alamadılar. Şanslı olanlar zararına sattı, genel durum ise: ‘’Dalında Kaldı!’’

Üretici şimdiden gelecek seneyi düşünmeye başladı. Varılan noktada ise üreticiler, 15- 20 senelik limon ağaçlarını söküyor. Türkiye’nin limon üretimin üç merkezi Adana, Mersin ve Muğla’da üreticiler çözümü kötünün iyisi olarak yıllarca emek harcadıkları ağaçlarını sökmekte buluyorlar. Peki Türkiye’nin daha çok üretmesi gereken bir dönemde ülkemiz için çok önemli bir tarımsal ihracat ürünü olan limonun üreticileri ekmek teknelerini yakmalarını nasıl engelleyeceğiz? Üreticilerin sorunlarını nasıl çözeceğiz? Bu sorular, Türkiye’nin üretim ekonomisini kurma sorumluluğunu taşıdığımız şu günlerde en hızlı şekilde cevap verilmesi gereken çözüm bulunması gereken sorular olarak karşımızdadır.

ÜRETİCİNİN SORUNLARI RAPORU

Üreticilerle görüştüğümüzde soruyorlar: “Bu sorunlar görünmüyor mu?” diye. Bizler de “Bırakın görmeyi, üzerine raporlar yazıyorlar ancak bu sorunları çözecek politikaları yok!” diyoruz ve Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi programını anlatıyoruz.

Tarım Bakanlığı talebiyle Ocak 2021 tarihinde TÜİK Limon Piyasa Raporu yayınlıyor. Kısa ve özlü bu rapor önemli iki temel soruna ışık tutuyor.

Birincisi ‘’Girdi maliyetlerinin artması’’. Tarım Bakanlığı’nın sitesinde bulunan bu raporda 2016 gübre de %125, mazot da %58 oranında bir zam olduğu tespit edilmiş. 2021 yılına geldiğimizde bu oranların daha da arttığını biliyoruz. Yapılan desteklemelerinde yetersizliği raporda açıkça tespit edilmiş.

İkincisi ise Limon üreticilerinin kaderlerinin ihracata bağlı olduğudur. Bu durum raporda şu sözler ile dile getirilmektedir; ‘’Limon üretimimizin yarısından fazlası ihracata gitmektedir. Bu nedenle ihracatta yaşanan olumsuz gelişmeler iç piyasayı doğrudan etkilemektedir.’’ Rapora göre Türkiye’nin limon ihracatının ilk iki sırasını Irak ve Rusya oluşturuyor.

Raporun özüne gelecek olursak, Üreticilerin beli girdi maliyetleriyle bükülüyor. Gübre fiyatları, zirai ilaç maliyetleri, Mazot zamları üreticinin zorluyor. Bunun üzerine ihracatta yaşanan sorunlar sebebiyle pazar sorunu ortaya çıkıyor ve ürettiği ürünü ya satamıyor ya da verdiği emeğin karşılığını alamıyor.

Raporda da açıkça gözüktüğü gibi sorunlar tespit edilmiş ancak yaraya merhem olacak siyasi adımlar ısrarla atılmıyor.

Üretici soruyor, bizim limonlar Rusya’ya gidiyor, Ruslara satıyoruz ancak Ukrayna ile birlikte olup, Kırım’da Rusya’nın karşısında oluyoruz. Bu da bizim pazarımızı olumsuz etkiliyor diyorlar. Gübreye her gün zam yapılıyor, mazot almış başını gitmiş, ne istiyorlar üretmeyelim mi diyorlar. Esas soru budur, Üreticiler üretmesin mi?

ÜRETİCİYİ MİLLETİN EFENDİSİ YAPMAK

Limon üreticisinin sorunu Türkiye’nin ekonomik sorunudur. Büyük Türk milletinin ekonomik sorunları, üreticinin dertlerine derman olarak çözülecektir. Girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretici desteklemelerinin komik rakamlardan çıkarılması, üretimi artırmada çok önemli bir dönemeç olacaktır. Bu yüzden tüm imkanlarımızı üreticilerin daha fazla üretmesini sağlamak için yönlendirmeliyiz.

Türk devleti emperyalizmle amansız bir mücadele yürütüyor. Bu mücadele bizim Asya ülkeleriyle ilişkilerimizin gelişmesini sağlıyor. ABD’nin ülkemizi bölmesine engellemek için yeni dostlar kazanıyoruz. Bu mücadele bir bütünlük mücadelesi olmasıyla birlikte aynı zamanda da ekonomik bir mücadeledir. Türkiye’nin limon ihraç ettiği ülkelerin ilk iki sırası Irak ve Rusya idi. Ancak dış siyasette aldığımız tutarsız tutumlar sadece toplama dair değil aynı zamanda ihracatta da sorunlar yaratmaktadır. FETÖ komutasında Rus uçağı düşürüldüğünde, Ukrayna ile yanlış atılan adımlar atıldığında Rusya’nın limon ihracatını etkilemektedir. Buralarda ısrar, Ukrayna’ya Sattığımız İHA’dan kazandığımız 69 Milyon doları 150 milyon dolarlık narenciye ihracatına tercih etme durumu yaratmaya götürür. Bu yüzden dış politikada atacağımız adımlar, kuracağımız bağlar üretim ekonomisi için çok önemli bir konumdadır. Sektörün, ocak-eylül döneminde en çok ihraç ettiği ürün, 184 milyon 30 bin dolar gelir elde edilen limondur. Üreticiler bırakın hazır ellerinde bulunan pazarı kaybetmeyi, yeni pazarlara ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden Asya ülkeleri ile kuracağımız ilişkiler çok büyük önem taşımaktadır.

Türk köylüsü karakteriyle kendisini kanıtlamış ve dünyanın takdirini kazanmıştır. Çalışkan, emektar köylümüz imkân yarattığımızda neler başarabileceğini 1930’lu yıllarda göstermiştir. Genç Cumhuriyet, üreticiyi milletin efendisi yapıp muhteşem başarılara ulaşmıştır. Yaşadığımız tüm ekonomik sorunlarında çözüm noktasını üreticiler oluşturmaktadır. Bu yüzden Türkiye’nin geleceği üreticilerin ellerindedir. Bereketi geri getirmek için üreticiyi baş tacı yapmak zorundayız.