Beyaz melekler atama istiyor
"Koronavirüs salgını ile mücadelede en ön cephede yer alan hemşireler taleplerini şöyle sıraladılar: Virüse karşı önlemler sıklaştırılsın, sağlık çalışanlarının özlük hakları verilsin, yüz bin meslektaşımızın atamaları yapılsın"
Türkiye’de koronavirüs salgının görüldüğü günden bugüne canını dişine takarak çalışan sağlık emekçilerinin başında şüphesiz hemşireler geliyor. Aydınlık’a konuşan Türk Hemşireler Derneği (THD) Genel Başkanı Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik ve hemşireler, yüz bin atama istiyor.
’48 SAATE VARAN FAZLA MESAİ’
Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik, meslektaşlarının taleplerini şöyle sırladı:
“İlk önce atama bekleyen yüz bine yakın meslektaşımızın istihdamının sağlanması gerekiyor. Bu atamaların yapılmaması nedeniyle binlerce sağlık çalışanı fazla mesailere (48 saat) kalmak zorunda bırakılıyor. Dernek olarak çalışma saatini 12 saatle sınırlanmasını istiyoruz. Öncelikli isteğimiz bu meslektaşlarımızın istihdamının sağlaması.”
‘FARKINDALIK ARTIRILSIN’
“Koruyucu önlemlerin sıkı takibinin yapılması çok önemli. Ülkemizi yönetenlerden tutun, tüm bireylere aynı yaptırımların uygulanması gerekiyor. Bu kapsamda topluma yönelik farkındalık çalışması yapılması gerekiyor. Kişisel olarak kafeteryaların, AVM’lerin ne kadar dolu olduğunu görüyoruz ve bu konuda duyarlılığın en alt seviyede olduğunu saptıyoruz. Dediğim gibi bu konunun üzerine gidilerek yaptırımlarla ve farkındalıklarla koronavirüsünün yayılımını en aza indirmemiz gerekiyor.“
‘ÖZLÜK HAKLARIMIZ İYİLEŞTİRİLSİN’
“Sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda da yıllardır mücadele ediyoruz. Yoksulluk sınırının çok altında maaş alıyoruz. Bu mağduriyet daha da arttı. Bu sorunun da bir an önce ortadan kaldırılmasını yetkililerden talep ediyoruz.”
‘Aynı sorunları yaşamak istemiyoruz’
Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik, salgın sürecinde büyük bir hassasiyet, titizlik gerektiren konularda uzun çalışma saatlerinin yanlış olduğunu, geçen yıl salgının şiddetlendiği dönemden örneklerle anlattı. O dönem “Siz ne de olsa hastanın yanındasınız, uzun süre çalışıyorsunuz ve zaten enfektesiniz” denilerek, hemşirelere bazı angarya işler de verilmiş, bu konuda zorlamalar olmuştu.
Prof. Dr. Çelik, yoğun bakım gibi yüksek teknolojili ve ölüm riskinin çok fazla olduğu bir bölümde, hiçbir bilgi sahibi olmadan çalışmak zorunda kalan hemşirelerin psikolojilerinin bozulduğunu hatırlattı.
‘SOSYAL HAYATTAN SOYUTLANDIK’
Sağlık çalışanlarını en çok üzen konunun sağlık çalışanlarının sosyal yaşamdan soyutlanması olduğunu belirten Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Korona sağlık çalışanlarının sosyal yaşamlarına da yıkıcı etkiler bırakıyor. Sağlık çalışanlarımız ile görüşmek istemeyenler, evini kiraya vermek istemeyenler oldu. Bulaşıcı hastalıkları toplumdaki her bireyden daha iyi biliyoruz ve daha dikkatliyiz. Önyargılar, salgınla adeta savaş içerisinde olan çalışanlarımızı yıldırıyor, psikolojik açıdan yıpranmalarına neden oluyor.”
ACİL SERVİSLERE ACİL ÖNLEM
Sivas'ta hasta yakınlarının geçenlerde sağlık çalışanlarına, bıçaklı ve yumruklu saldırısı, güvenlik konusunu yeniden gündeme getirdi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, twitter hesabından açıklamayı yaptı: "Sağlık çalışanlarımıza saldırarak bu manzaraya sebep olan şahıslar gözaltına alındı. İçlerinden iki kişi tutuklandı."
Yirmi yıldır acil serviste hemşire olarak görev yapan B.G., önlemlerin artırılması gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: "Acil servislerde ciddi bir güvenlik sorunu var. Hiç kimse cebinde bir çakıyla AVM'ye veya sinema salonuna bile giremezken acil servislere herhangi bir kişi belinde silahla bile girebiliyor. Bu güvenlik önlemini alabilecek hiçbir prosedür maalesef yok. Ben başhekime ‘Ben burada kendimi güvende hissetmiyorum, birine iğne yaparken belinde silah, bıçak çıkıyor. Önlem alınması gerekiyor’ dediğim için, sırf bu yüzden evimden yaklaşık 45 kilometre uzağa, ücra bir yere sürgün edildim. Daha sonra başhekim ‘Orada daha güvende olursunuz’ diyerek de dalga geçti. Bir kişiye serum vereceğimiz zaman başımızda 10 kişi refakatçı olarak bekliyor. Çıkın dediğimizde de tehditlere maruz kalıyoruz. Yani hastaneye insanların elini kolunu sallayarak girmesinin önüne geçilmesi lazım. Bir insan rahatça yürüyebiliyorsa yanında refakatçıya gerek yok demektir. Bir trafik kazası olayında hastanenin tüm sarı alan koridoru hasta yakınları ile doluyor. Bu konu çok ince bir şekilde gözden geçirilmeli ve önlemler acil bir şekilde alınmalıdır."
'ACİL SERVİSLER AMAÇ DIŞI KULLANILIYOR'
Deneyimli hemşire B.G. önerilerini şöyle sıraladı: "Acil servislerin bilinçsiz kullanımı ilaç israfına, emek israfına, zaman israfına neden oluyor. Acil serviste adı üzerinde acil olan olaylara müdahale edilir, hayati tehlikesi varsa, ağrısı varsa. Acil serviste yapılacak muayene ve uygulanacak tedaviler bellidir. Acil servislerin amacı dışında kullanılarak ülke bütçesine milyonlarca lira zarar veriliyor. Acil servislere gerçekten acil servis hastası olarak gelen kişi sayısı 100 kişi içerisinden sadece 5 kişidir. Durumun bu kadar kötü olduğunu düşünüyorum ve gazeteniz aracılığıyla yetkililere duyurmak istiyorum.
