Bilim, felsefe, sanat ve anadil

Gelişmiş uluslar, anadillerinin güçlenmesini, dolayısıyla kültürlerinin ve daha geniş anlamda medeniyetlerinin gelişmesini, serpilmesini, yayılmasını; hatta istilacı küresel emperyalist bir güce ulaşmasını, yaşam bilinçlerinin omurgasını oluşturan bilim-felsefe-sanat üretimlerinin üstünlüğü ile sağlamaktadırlar.

Önerme; bilim-felsefe-sanat anadil üretir, anadil ulus üretir, ulus medeniyet üretir, öyleyse bilim-felsefe-sanat medeniyet üretir.

Ulu önderimiz, Atatürk’ümüz, 100 yıl önceden, muasır medeniyetin tek yolunun bilim olduğunu çok açık seçik belirtmiştir, aziz Türk ulusuna.

100 yıl sonrasında sade bir sorgulama yaparsak medeniyet uzayındaki konumumuz için;

1- Çağdaş medeniyeti yakalama ve ilerisine ulaşma hedefi?

2- Uluslaşma/milletleşme hedefi?

3- Anadil hedefi?

4- Bilim-feslefe-sanat üretimi ve rehber edinme hedefi?

İHMAL ETTİK

Durum: İnsanlığın binlerce yıldır bildiği, sadakatle ve kıskançlıkla rehber edindiği bu temel bilgiden ve olgudan, 100 yıl önce bir kez daha işaret edilmiş olmasına rağmen, bugün ülkemiz uzakta durmaktadır.

Kimseyi kandırmak günahına girmek istemeyeceğim ki, Türk milleti bilim-felsefe-sanat üretimini, dolayısıyla anadilini/anadilinde üretmeyi, dolayısıyla uluslaşmayı/milletleşmeyi ve bir dolaylama daha medeniyet üretmeyi ihmal etmiştir, etmektedir.

Bunu kasıtlı yapmamaktadır, lakin yetmiş yıl önce tercih ettiği yolun zorunlu sonucudur.

Bunun sebeplerini açıklamak içinde uğraşmayacağım. Çünkü hemen herkesin kafasında bir takım sebep-sonuç irdelemeleri zaten mevcuttur, doğru yanlış.

Kesin ve acil olan şudur ki; bu feciden olumsuz halin halli için en bilimsel çözümleri önerip, en olanaklı olanı işe koymak lazımdır, acilen.

YAPILMASI GEREKENLER

Önerilerim:

Her yıl 2-3 milyon öğrencimizin üniversiteye girmeyi arzu ettiği ve yüz binlercesinin üniversitede okuduğu, bir büyük genç insan gücünden yüksek uygarlık üretmek dileği ile…

1) Bilim, felsefe, sanat için hakikat sever gençlerimizi seçip yetiştirmek. Bal yapmak için çiçek özü toplamayı seven bal arıları yetiştirmek.

2) Ama mutlaka yurt dışına kaçırmamak. Bal arılarımızın yurt dışı kovanlarda bal yapmalarını, oğul vermelerini engellemek.

3) Bilim, felsefe, sanat insanlarımızın araştırma konularının Türk milletinin gelişmesine, güçlenmesine dönük olması. Yerli çiçek özlerini güzel ballara dönüştürmek.

4) Bilim, felsefe, sanat çalışmalarının akademik yükselme amaçlı ya da sadece makale yazmak amaçlı değil, ülke çıkarları göz önünde tutularak yapılması.

5) Üniversiteden mezuniyet süresi 2 yıl, enstitüden yüksek lisans süresi 1,5 yıl, doktora mezuniyet süreside 3 yıl olmalıdır. Türk ülkesinin yetişmiş bir an önce üretime geçecek iyi insanlara ihtiyacı vardır. Öğrencileri tüketen değil üreten faza bir an önce geçirmek eftaldir.

6) Eğitim/öğretim/araştırmada sığlık yayvanlık değil; derinlik, yoğunluk derişim ve en önemlisi hız gereklidir.

7) Bilim, felsefe, sanat üretecek adaylara akademik yükseltmeleri için 5-5-5 esası uygulanmalı: yani 5 Türkçe tez, 5 ürün, 5 unvan kuralı uygulanmalıdır. Ne kadar ekmek o kadar köfte.

Şayet bilim, felsefe, sanat insanımız hakiki üretir ise, ürettiği bilgi varlıklarının (fikri ya da fiziksel ürün) bilgisini ana dilinde açıklaması, kavramlaştırması gerektiği için isim, sıfat, zarf, tümleç, yüklem vb. gibi yeni/acer dilbilgisi öğeleri de üretmesi gerekecektir. Bu yeniliklere bağlı olarak yeni cümle ve kavramlarla anlatım gücü yenilenecek ve güçlenecek hülasa kendi anadili güçlenip gürbüzleşecek her daim canlı ve genç ve diri kalacaktır. Anadilimiz Türkçemiz daha da üstün bir dil olacaktır.

Son kez daha vurgulamak isteyeceğim ki, kurulmuş medeniyetlerin yıkılmasına, yenilerinin ise kurulamamasına sebep; bilim olmayan bilimin, felsefe olmayan felsefenin, sanat olmayan sanatın yani anadili beslemeyen safsataların, koşulmasıdır.