15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir Adadan Öte Bir Dava-8: Gerçeklerden kaçmayalım

Bir Adadan Öte Bir Dava-8: Gerçeklerden kaçmayalım
A+ A-
E. DNZ. ALBAY NEŞ’ET İKİZ

Cumhuriyet ordusunun en büyük harekatını, içtenlikle ve aynı coşkuyla daima yansıtabilmeye çalıştım. Amacım gerekli derslerin alınması içindi… Hiç kimseyi ne övmek ve ne de yermek bunu asla düşünmedim. Gerçeklerin, içtenlikle yapılan hizmetlerin kutsiyetine daima inandım, bu yolda yürüdüm…

Orgeneral Bedrettin Demiral'ın anıları - Kıbrıs'a nasıl çıktık. Cumhuriyet Gazetesi'nde tam 11 gün süren bu yazı dizisini Sayın Erbil Tuşalp hazırlamıştı. 17 Temmuz 1989 tarihinde başlayan dizide 18 Temmuz günkü Orgeneral Bedrettin Demirel'e göre 20 Temmuz sabahı Kıbrıs'a çıkan birlikler emniyetli bir kıyıbaşı tutamamışlardı. Başlığı beni çok şaşırttı. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında 39. Tümen Komutanı olan Tümgeneral Bedrettin Demirel, kara manevra planını nasıl unutabilirdi. Amfibi Deniz Piyade Komutanı olarak adeta donup kaldım ve son derece üzüldüm.

"15 Temmuz gecesi alarm emri geldi. İlk olarak 50. Piyade Alayı Muharebe Grubu Kıbrıs’a çıkacaktı.

Fakat, 39.Tümenin Kıbrıs’a çıkarma yapacağına kesin gözle bakılmıyordu. Esasen 39. Tümen deniz aşırı bir harekata tam anlamıyla hazır sayılmazdı. Tümenin personel araç gereç ve silah bakımından bazı noksanları vardı. Garnizonlarında ve kışlalarında terk etmeye mecbur kaldıkları müfrezeler, asıl birliklerinin gücünü azaltıyordu. Barış kadrosu uygulayan 39. Tümen için bu durum önemli bir boşluk yaratıyordu.

39.Tümenin barış garnizonlarından gruplar halinde Mersin ve Alaçatı’ya intikal ederek, Kıbrıs adasına çıkacağı kesinlik kazandıkça bazı kimselerde ciddi bir telaş ve heyecan başlamıştı. Bazı subaylar, astsubaylar, erler verilen emirleri anlayamayacak derecede derin heyecanlara kapılmışlardı.

Bu sırada Tuğgeneral Süleyman Tuncer ile Tuğgeneral Süleyman Eyüpoğlu’nun isim benzerliği dolayısıyla bir yanlışlık olmuştu. Tuğgeneral Eyüpoğlu daha önce Kıbrıs’ta bulunmuş ve bu sebeple Amfibi Tugay’ın (Çakmak Tugayı’nın) başında bulunması emredilmiş ise de; yanlışlıkla yerine Tuğgeneral Süleyman Tuncer atanmıştı.

Hava’dan indirilen ve denizden çıkan birlik komutanlarının birbirinden haberi yoktu. Kırnı Havabaşına helikopterle 20 Temmuz günü inen sayın Kolordu Komutanımız Korgeneral Nurettin Ersin, kıyıbaşının kesin yerinin nerede olduğunu tahmin edemezdi. Sonradan öğrendiğime göre, Çakmak Özel Kuvveti'nin (Amfibi Tugay’ın) teşkili görevleri ve hareket tarzları hakkında verilen ve helikopterli bir kurye ile Kıbrıs’a gönderilen emirler zamanında Kolordu Komutanı Korgeneral Nurettin Ersin’e arz edilememişti.

Yunan radyolarına göre, kıyıbaşındaki Türk birlikleri ağır bir yenilgiye uğramışlardı.

Gece karanlığından kurtulmuş fakat mavi dalgaların itişine kapılmış gidiyorduk. Saatler ilerledikçe Başparmak dağlarını daha yakından görüyorduk. Dağlar sanki ormanlarla birlikte yanıyordu. Herkes birbirine bu alevler içinde bizim birliklerimizin nerede olması gerektiğini soruyordu. Türkiye radyoları Girne’nin düştüğünü söylüyorlardı. Atina ve Kıbrıs radyoları ise bunu yalanlıyorlar; çıkan ve atlayan birliklerimizin denize döküldüğünü söylüyorlardı.

Kıbrıslı Mücahit Münir Bey de devamlı olarak radyodan Kıbrıs’ı ve Atina’yı dinliyor ve ağlıyordu. Dinlediklerini bize söylemek istemiyordu. Yalnız bir kere, birliklerimizin denize döküldüğünü söyleyebilmişti.

Savaşta birliklerin birbirine karışmalarının en önemli sebebi, muhabere irtibatlarının yetersizliğiydi. Çakmak Tugayı’nın (Amfibi Tugay) 6.Kolordu ve 39.Tümenle muhabere yapabilecek telsizleri ve araçları bulunmuyordu.

Birliklerimiz tahmini '250' metrelik bir genişlik içine sıkışmışlardı. Bu durumda derhal taarruzdan başka bir şey düşünülemezdi."

Em. Orgeneral Demirel, emekliye ayrıldıktan sonra dört yıl da Çankaya’da uzman olarak görev yapmıştı…

Gerçekler; 50. Piyade Alayı hiçbir tahsisli hedefini alamamıştı. Karava-Elva-Trimiti-Zeytinlik ve Girne tahsisli hedeflerinden hiçbiri alınamadı. Köprü başı tutulamadı. Dağınık, çok güç bir durumda idi…

Kıyıbaşına her yönüyle hakimdik ve bu nedenle ikinci çıkarmada hiç zaiyat vermeden çıkabildi. Aksi halde, düşman bu imkanı onlara verir miydi?

Plajın seçimi, Sahte Konvoy’un uygulanması konularına; Amfibi Deniz Piyade Alayına anılarında hiç yer vermeyen bir zihniyet beni şaşırttı?

Kimse de çıkıp, niçin köprübaşı tutulamadı. Ne oldu, diye sormadı.

Ben, bu çekememezlik ve zihniyeti; hala anlamakta güçlük çekiyorum.

1963 Kanlı Noel’den beri İskenderundaki 39. Tümenin görevi; Kıbrıs’a bir çıkarma idi.

Ya 1971 Temmuz’unda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ve Dz. K. K. Oramiral Celal Eyiceoğlu tarafından tümü ile fesh edilen 1. Amfibi Deniz Piyade Taburu; Dz. K. K. Oramiral Kemal Kayacan'ın isteği üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler tarafından yeniden Amfibi Dz. P. Alayı kurulmasaydı ne olurdu? Bir deniz aşırı harekatı nasıl yapabilirdik? Bu soylu ve aziz ocakta; gerçeklerle temas etmek bence kaçınılmaz bir görevdir, bir vatan borcudur.

20.07.1986'da Sayın Yener Süsoy Milliyet gazetesinde, Em. Tümgeneral Sabri Demirbağ ile bir tatil sohbeti yayınlamıştı.

Em. Tümgeneral Demirbağ, “Efendim, plana göre 21 Temmuz’da Girne’yi düşürecektik. Bekliyoruz ki 39.Tümen gelsin” diyordu.

Oysa Kara Manevra Planına göre bu birleşmenin 50. Piyade Alayı Muharebe Grubu ile köprübaşında 20 Temmuz günü olması gerekiyordu… Nasıl 21 Temmuz Pazar gününe alınıyordu?

Gerçekler, ülkeye yapılan hizmetlerin hazzı. Vefa ve şükran duyguları…

ZAMAN DURMUYOR

Darüşşafaka Lisesi'nde duyarlı Taşlıcalı Rıfkı hocamız bizi her sabah "zaman durmaz" diye uyandırırdı...

Eski askerler için, ölmez ağır ağır uzaklaşırlar. Ancak, katıldıkları savaşların anıları, onlarda hep yaşar derler...

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ona en çok benzeyen heykeli, Bursa Atatürk Meydanı'ndadır. Atatürk bu heykelinde "Çağdaş medeniyetlere milli değerlerimiz içinde yönelelim" der ve bunu işaret eder.

Bu naciz yaşamım boyunca asker, sivil bu soylu ulusun bütün evlatlarında yüce vasıflara tanık oldum.

Ancak onu sevgi, anlayış ve içtenlikle kucaklamak, ona layık olduğu yeri hassasiyetle vermek gerekiyor.

Atatürk "Türk milleti asildir" der. Bunu ben, savaşta; kurduğum birliklerde, bir uzak yol kaptanı olarak okyanuslarda ve özel yaşamımda hep gördüm, yaşadım.

Ülkeye içtenlikle, şevkle yapılan hizmetlerin kutsiyetine inanıyorum.

Ancak, bire alınıp; dörde satılan domates bunun gibi beni üzüyor. Alınteri, hak nerede diyorum. Et fiyatları zirveye adeta koşarken, hayvancılığın durumuna üzülüyorum. TIR'larla taşınan meyve ve sebzeler ve bize her alanda, hadi gelin beni kucaklayın diyen denizlerimiz!

Futbol ve diğer spor branşlarında adeta yığılmış yabancı sporcular. Hani nerede her spor alanında özlenen etkili bir altyapı?

Tüm ülke sathında parasız bir kaliteli eğitim. Fırsat eşitliğini sağlayacak etkili bir uygulamanın yoludur, elzemdir.

Sorunların gerçek anlamda, ancak ve ancak "ehil ve kaliteli" vatan evlatlarıyla çözülebileceği asla unutulmamalıdır. Güven çok önemlidir. Tüm inançlara hoş bakan laik Türkiye'de, ayrılıklarla değil; sevgi dolu, alınteriyle donanmış çehrelerle sorunlara çözüm arayarak.

Artan işsizlik; tarıma, hayvancılığa ve denizciliğe; layık oldukları hayati önem ve yeri tüm vatan sathında verilerek yok edilebilir. Birlik beraberlik "Kaderi ilahiden gayrı, her şeyi yener." Eğitimli ve kaliteli genç ve ailelerin dışa göçlerine dur demede geç kalınmaktadır. Fikirler kutsal kalemler hür olabilmelidir.

Güzel ülkemi ve onun soylu insanını hep sevdim, seviyorum.

Her gece dualarım ve en iyi dileklerim, hep onlar için...

1978 yılında Silahlı Kuvvetler'e veda etmiştim.

DEVAM EDECEK...
Son Dakika Haberleri