'Bir anlaşma yolu bulmalıyız'
Eski Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erdal Öndeş, Suriye ile sorunların bölge ekonomisine yüklediği maliyeti Aydınlık'a anlattı. Öndeş, “Bir anlaşma yolu bulmalıyız, gerekirse kontrolümüz altındaki bölgeleri Esad’a teslim edelim.” dedi.
Suriye’ye 2011 yılında terör örgütleri vasıtasıyla başlatılan dış müdahale Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesini hem ekonomik olarak hem de sığınmacılar nedeniyle doğrudan etkiledi. Ekonomide artan sorunlar bölgede Suriye ile barış talebini büyütüyor. İsrail, Ermenistan, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerle ilişkilerin düzeltilmeye başlaması umudu artırdı.
Sınır hattında durumdan en çok etkilenen illerden biri Kilis… Sanayisi de olmayan şehir, nüfusundan fazla göçmen misafir ediyor. Eski Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Erdal Öndeş yeni açılacak olan bir hastane için alınacak olan 70 kişilik personel ilanına 10 bine yakın kişinin müracaatını ildeki işsizliğin durumunu ortaya koymak için örnek veriyor. Türkiye’nin Suriye politikasının 2011 yılından beri yanlış olduğunu belirten Öndeş “911 kilometre sınırımız olan bir ülkeyle bu kadar kötü olmamalıyız. Barışmalıyız. Dünya ticaret üstüne işliyor, herkesle ticaret de yapmalıyız, dost da olmalıyız.” diyor.
'ANLAŞMA YOLU BULMALIYIZ'
Öndeş, Suriye ile yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: “Bir anlaşma yolu bulmalıyız, gerekirse kontrolümüz altındaki bölgeleri Esad’a teslim edelim. Şimdiye kadar olan oldu, tamam… Suriye göçmenlere, herkese malını mülkünü vereceğine dair çağrı yapmalı. Dönüşler de hızlansın, çünkü Kilis’te göçmen nüfusu bizden fazla… Ama bizim Esad’la da yerine kim gelirse onunla da iyi olmamız lazım, biz komşuyuz. 911 kilometre sınır... Bir önce barışmak lazım.
“Hükümet eski yanlışlardan döndü, Bahreyn’le, Dubai’yle, Suudi Arabistan’la anlaşıyor. Böyle olmalı, bu iyi bir politika… Petrol olmazsa, enerji ithal etmezsek burada çöker kalırız. Hepsiyle dost olmalıyız.”
'GÜVENLİ BÖLGEYE TİCARETTE SIKINTI YAŞIYORUZ'
Süleyman İlboğa da bugün Suriye’nin güvenli bölgesiyle ticaret yapan bir iş insanı… Gıda ürünleri ihraç ediyor. 2011 öncesinde de Suriye ile ticaret yaptığını özellikle belirtiyor. Güvenli bölgeye yaptıkları ticarette sıkıntılar yaşadıklarını, bütün ürünlerin izne tabi olduğunu kaydediyor. Özgür Suriye Ordusu ile de sorunlardan da bahseden İlboğa, halkın örgütten bezdiğini hatta göçmenlerin dönmesinde de olumsuz etki yarattığını vurguluyor.
'GEÇ KALMAYALIM'
İş insanı Süleyman İlboğa Suriye ile ilişkilerin düzeltilmesiyle ilgili şöyle konuşuyor: “Bugün gelinen durum itibariyle Türkiye’nin, Suriye merkezi hükümetiyle doğrudan görüşmelerde bulunması lazım… Eskiden Irak’ta yaptığımız hatayı Suriye’de yapmamalıyız. Yıllarca Irak hükümetini bırakıp Irak’ın kuzeyi ile ticari ilişkiye girdik. Yüzde 95’i bırakıyoruz, yüzde 5’le ilişki kuruyoruz, büyük bir hata… Suriye diğer bütün komşu ülkelerle ticari ilişkilere giriyor, başlangıç yapmış, biz geç kalmayalım. Ben iş adamıyım, orayla ticaret yapıyorum ama hükümetten beklentimiz var. Suriye ile mevcut durum nedeniyle ihracat kaybımız var. Bölge insanı olarak, ticaret yapan bir iş insanı olarak düşünüyorum.”
Suriye’nin kuzeyinde bulunan terör örgütüyle ilgili de konuşan İlboğa, “PYD’nin kontrol ettiği bölge var, biz bunu şimdi çözemezsek 3-5 yıl sonra Irak’ın kuzeyi gibi bir durum, uydurma bir devlet çıkacak. O bölgenin insanıyla ilgili bir konu da değil. Oradaki Kürt kardeşlerimiz de bu işten rahatsız, Araplar zaten rahatsız.” diyor.
İlboğa iki ülkenin barışması gerektiğini şöyle anlattı: “İsrail bölgeyi, ülkemizi karıştırmaya çalışan bir ülke, Suriye sürekli dost kalmamız gereken bir ülke, ikisini aynı kefeye koyamayız. Ayrıca 911 kilometre boyunca Suriye ile hep akrabayız, iç içe geçmişiz. Yönetimle ters fikirler vardır, doğaldır. Suriye devletiyle barışmalıyız ve ilişkilerimizi geç kalmadan hızla başlatmalıyız. Bu bir ihtiyaçtır. Tarihi geçmişimiz var, düşman olma lüksümüz yok. Geçmişe değil geleceğe bakmalıyız.”