30 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bir büyülü ülke: MEKSiKA

Seyyah yazar Fazlı Bulut, bu kez rotayı Meksika’ya çevirdi ve ortaya adı gibi güzel bir kitap ortaya çıktı…

Bir büyülü ülke: MEKSiKA

Fransız yazar, şair, devrimci ve sürrealizm akımının önemli isimlerinden biri olan André Breton 1938 yılında geldiği Meksika’yı “Dünyanın en sürreal ülkesi” diye tanımlarken Salvador Dali, kısa bir süre kaldığı bu ülke için, “Meksika’ya bir daha gitmemin imkânı yok. Benim resimlerimden daha sürreal olan bir ülkeye tahammül edemem” diyor. Pablo Neruda ise Meksika’yı şu şekilde anlatıyor: “Çiçek veren kaktüsleri ve yılanlarıyla Meksika. Çiçek açan, dikenli Meksika. Kupkuru ve fırtınalarla dolu, renkleri, toprakları ve bitkileri olağanüstü Meksika, beni bütün büyüsüyle, ışığıyla sarıverdi… Meksika bir kırmızı ve firuze renkli pelerinler ülkesi. Meksika, çanak ve çömlekler, üzerinde arıların gezdiği meyveler ülkesi.”

2018 ve 2020 yıllarında seyahat ettiği bu Meksika’da toplam 82 gün kalan Fazlı Bulut, ülkenin derya sonsuzluğundaki tarihini, kültürel, insani ve ekolojik zenginliğini okurla paylaşıyor. Fazlı Bulut, her ne kadar “Pablo Neruda yaklaşık 80 yıl önce, benim Meksika’yla ilgili tüm düşünce ve hislerimi çok güzel bir şekilde ifade etmiş. Üstadın sözünün üzerine söz söylemek, kelime israfından başka bir şey değil” dese de yazdıkları insanda Meksika’yı görme isteğini bir tutkuya dönüştürecek nitelikte.

Meksika’nın tarihine, kültürüne, mimarisine, resim sanatına, gündelik hayatına, müziğine, danslarına, yemeklerine çok daha geniş ve ayrıntılı bir şekilde yer veren bu kitap, yazarın çektiği fotoğraflarla süslenmiş masal tadında bir rehber.

Kitaptan

Meksikalılar yiyip içmeyi, çalıp söyleyip dans etmeyi seven insanlar. Bu nedenle Meksika’da gerek ülke çapında gerekse en küçük yerleşim birimi itibariyle sayısız karnaval var. Bu karnavallarda ahali gayet içten ve coşkulu bir şekilde eğleniyor. Nobel Ödüllü Meksikalı şair Octavio Paz, “Bizim tek lüksümüz fiestalardır” deyip fiestaları, sessiz, suskun, küskün, hüzünlü ve ziyadesiyle yalnız Meksikalının kendisini dışarı atarak, tanrısı, ülkesi, dost ve arkadaşlarıyla diyalog kurma imkânı olarak tanımlıyor.

***

1910-1920 yılları arasında gerçekleştirilen Meksika Devrimi sol veya sosyalist bir devrim değil. Olsa olsa “fazlasıyla seküler bir devrim” şeklinde nitelenebilir. Devrimden sonra üretim, bölüşüm ve mülkiyet alanlarında çok da önemli bir değişiklik olmamış. İşçilere bazı haklar verilmiş, köylülere bir miktar toprak dağıtılmış ama kapitalist sistem mevcut haliyle muhafaza edilmiş. Hatta Meksika başkanları ve devrimi yapanlar tarafından kurulan

Kurumsal Devrimci Parti, 1940’tan sonra sürekli sağa kaymış.

***

Uzun süren iç savaştan sonra yeni yönetim, Meksika Devrimi’nin kurumsallaştırılması, yeni bir ulus yaratılması, yeni ulusu meydana getirecek fertler için yeni bir Meksikalılık kimliği oluşturulması ve bütün bunlara zemin yaratmak üzere, ülke tarihinin yeni baştan yazılması için bir an önce harekete geçilmesine karar verir. Halkın değiştirilip dönüştürülmesi işinin uzun vadeli eğitim programlarıyla gerçekleştirilmesi mümkündür. Ancak yeni yönetimin o kadar bekleyecek sabrı yoktur. Değiştirme dönüştürme işinin hemen ve bir an önce yapılmasını ister. Öte yandan halkın çok büyük bir kısmı okuryazar olmadığı için, uzun vadeli bir eğitim programının uygulanmasına imkân da yoktur.

Milli Eğitim Bakanlığı’na atanan José Vasconcelos hemen kolları sıvar. Ülkenin önde gelen resim sanatçılarını çağırır. Onlardan yeni yönetimin, yeni bir Meksika yaratmaya yönelik mesajlarının ahaliye iletilmesi için murel yapmalarını ister. Bu amacın gerçekleştirilmesi için de tüm kamusal binaların iç duvarlarını murelistlere tahsis eder. Çünkü ahali kamu binalarına gelip gittikçe bu murelleri görecek ve yeni yönetimin verdiği mesajları alacaktır. Böylece modern Meksika murelizmi ortaya çıkar. Görüldüğü üzere modern Meksika murelizmi tam bir devlet projesi.

Bir büyülü ülke: MEKSiKA - Resim : 1

Son Dakika Haberleri