Bir emekçi kadın gözüyle 14 Şubat
Sebiha İçmez, yıllardır ekmeğini nakışıyla kazanıyor. Hem üretiminde, hem de satışında hepsi el emeği göz nuru. Üretimin Türkiye’deki gerekliliğinin bilincinde. Üretmek, emek vermek, çalışmak hayatının merkezinde olan Sebiha ablamız bir emekçinin elinden, bir kadının gözünden bizlere 14 Şubat’ı anlattı.
Sevgililer Günü her sene çeşitli tartışmalara neden oluyor. Siz 14 Şubat ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sembolik bir gün, büyük hediyelerin alınması bir gün için anlamlı değil. Sevgili demek güvenebileceğimiz bir dost, bir arkadaştır. Bu sebeple her gün bizim aslında, sadece 14 Şubat değil. Aksi takdirde bir dayatma, zorlama ile alacağımız bir pırlantadan ibaret oluyor. Kutlanması zaruri değil fakat bu günü de üretimle birleştirmek lazım. Ekonomik krizden herkes şikayetçi, fakat üretim cevherini de görmemiz lazım.
14 Şubat’ta alınan hediyeler hepimizin malumu. Hediyenin boyutları olmalı mıdır? Ya da yalnızca bugüne özel bir vakit ayırmak gerekli midir?
Benim için anlamsız bir tüketim çılgınlığı. Hediyenin de tabi ki boyutu olamaz. Bazen bir çiçektir, bazen de bir yüzük. Kimisi için anlamlı olan bir kıymık bile hediyedir. Ancak böyle günlerde bazı esnaflarca, normal zamanda 5-10 TL olan eşyaların bu süreçte iki katı fiyatına satıldığı da ortadadır. Tüketicilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor.
Diyarbakır Anneleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Onlar sizce kadın mücadelesinin, Sevgililer Günü kutlamalarının neresinde kalıyor?
Hepsinin çocuklarına kavuşması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. 9, 10,12, 15 yaşındaki çocuğun terörist olması imkansızdır. O sadece çocuktur. Hepimiz çocuklarımızı koruyup teröre yem etmemeliyiz. Orada bir mücadele var, ben de sonuna kadar destekliyorum. Ben de bir anne olarak HDP’nin kapatılmasını talep ediyorum.