Bir kültürel dönüşümün öyküsü-1: Terekemeler ve Meredis
Yazar, kış turizminin, doğa turizminin ve doğal hayvansal ürün zenginliğinin en parlak ve gelecek vadeden, bozulmamış doğasını tanıtıyor. Çıldır Gölü’nden hareketle, yörenin her bakımdan bilinmesi gereken doğal, kültürel ve tarihsel zenginliklerine dikkat çekiyor
Nusret Senem'in “Bir Kültürel Dönüşümün Öyküsü-Terekemeler ve Meredis” kitabı Kaynak Yayınları'ndan çıktı. Yazar, kış turizminin, doğa turizminin ve doğal hayvansal ürün zenginliğinin en parlak ve gelecek vadeden, bozulmamış doğasını tanıtıyor. Bir yandan da Çıldır Gölü’ünden hareketle, yörenin her bakımdan bilinmesi gereken doğal, kültürel ve tarihsel zenginliklerine dikkat çekiyor.
Oğuz Türklerinden Terekemelerin (Karapapakların) yerleşik Anadolu kültürü ile kaynaşmasını, öykü tadında anlatıyor. Yazar; Terekemelerin, yöre insanlarının yaşadığı kültürel dönüşümünü, özellikle 1970’li yıllardan itibaren yaygınlaşan, dışa açılma düzleminde, zengin kaynaklara dayanarak sunuyor.
Tarıma yabancı olan ve esas olarak hayvancılıkla uğraşan Terekemeler hakkında bilimsel nitelikli kaynaklara, özel olarak Oğuzlar hakkındaki tarihsel kaynaklara dayalı zengin bilgiler verilen kitapta, Terekemelerin kullandığı, yöreye has olan yaygın ve çoğu unutulmaya yüz tutan kelimelerin etimolojik açıklaması da yapılıyor.
Çok uzun ve yoğun bir emeğin ürünü olan kitabın son bölümünde ise; Türkiye ve bölgedeki siyasi gelişmeler kapsamında, özellikle Azerbaycanımızın Karabağ’ı, Ermenistan işgalden kurtarması sonrasında meydana gelecek olan, siyasi, jeopolitik ve ekonomik gelişmelere ve ticaretin yaratacağı imkanlara dikkat çekiliyor.
ÇILDIR GÖLÜ VE YÖRENİN TURİZM POTANSİYELİ
Son yıllarda kış aylarında Kars’a gidenler çok iyi bilirler; turizm mevsimi başladı denir. Kış aylarında otellerde, hatta devlet kurumlarının misafirhanelerinde yatak bulmak zorlaşır. Günler öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor.
Yeni otel yatırımları görürsünüz. Bunların sayısının hızla artacağı açık.
Doğu Ekspresi nostaljik bir trenyolu güzergahının adı oldu. Aylar öncesinden, özellikle kış aylarında yer ayırtmazsanız, trenle Kars’a yolculuğunuz kolay değil.
Bu yolculuk büyük Rus şairi Aleksandr Puşkin’in 1828 Osmanlı–Rus savaşı sonrası yaptığı Erzurum yolculuğuna benziyor. O bu yolculuğa Moskova’dan başlamış ve atlı “Brışka”yla yapmıştı. Savaş şartları altındaki yol güzergahında savaşı değil, yıkımı değil tarih, insan ve doğa güzelliklerini anlatmıştı. Nedeni açık; Bu yörenin doğasına ve insanına bakınca sadece güzellikleri görürsün! Gördüklerini yazan büyük şair de Kars ve Erzurum’u tanımıştı.
Nostaljik Doğu Ekspresi, Anadolu'yu baştan başa görmek, tanımak, doğal güzelliklerini doya doya seyretmek, sevmek zevkini sunuyor. Kars ve Erzurum gibi kadim şehirlerimizin değişik kültürlere eşlik etmiş tarihini, kültürünü, coğrafyasını ve insanını, çoğu hala değişmemiş saf halini tanımaya fırsatlar yaratıyor.
Yerli turistlere en önemli ve görülmesi önerilen, mutlaka gidilip görülen yer ise buzla kaplı Çıldır gölü oluyor.
Göl, doğal haliyle yerli yerinde. Çevresindeki tesislerin sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor. Bunlar günlük gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere yemek hizmeti sunabilen çok küçük işletmeler. Konaklama ise henüz sadece bir küçük Butik tesisten ibaret. Kitapta, bu gölün özellikleri ve değeri hakkında şöyle deniyor:
“Göl’ün oluşumu hakkında anlatılan çeşitli efsaneler var. Aşık Şeref Taşlıova bu efsaneleri Kars Eli Dergisi’nde 1960’lı yılların sonunda yayınladı.
(...)
Göl Ardahan İl merkezine 45 km mesafede, Kars ilimize ise yaklaşık 60 km uzaklıktadır. 1959 metre rakımlı, 153.26 km2 alana sahip, terktonik yapıda bir doğa harikası.
Her yıl Aralık ayı başında donmakta yaklaşık yarım metreyi bulan buzla kaplanmaktadır.
(…)
Kış turizmi açısından Türkiye’de ve Kafkaslar’da ve Ortadoğu’da, Ağrı dağını saymazsak rakipsizdir.
Akçakale adası; kalesi ve ören yeri olarak binlerce yıllık geçmişe sahip!
Etrafındaki dağlar, karın kalitesi ve sunduğu doğal kayak alanları eşi benzeri bulunmayan değerdedir fakat, keşfedilmeyi bekliyor.”
Göl civarında hizmet sunan tesisleri sırasıyla ve kısaca tanıtmak yerinde olur:
ÇILDIR GÖLÜ KONAĞI
(ÇILDIR TAŞ KONAK)
40 oda ve 80 yataklı butik otel. Çıldır İlçesine birkaç km. uzaklıkta.
Aşık Urfani’nin köyü, örenyeri olmuş Kunduzhev’in, şimdiki yerleşimi Sazlısu köyünde. O köyde doğup Ankara’da ikamet eden Prof. Dr. Yusuf Bayraktar’a ait taş yapı.
Kitapta; Urfani hakkında ve onun TRT repertuvarında yer alan 30 civarında eseri, 1800’lü yıllarda yarattığı türkülerin ve aşıklık geleneğine büyük katkıları konusunda kaynaklara dayalı önemli bilgiler yer alıyor.
GÖLBAŞI KIL ÇADIR RESTORAN
Otantik, Türk Çadır geleneğini yansıtan bir tesis. Gölün batı kıyısında çok özel bir tepe üstüne kurulu.
Yemekleriyle, balıklarıyla, göl üzerinde kızak ve değişik etkinlikleriyle çok beğenilecek bir yer. Olağanüstü dinlenme olanağı sunuyor.
Kış aylarında -20 derecelerde göl üzerinde at kızağıyla buzda süzülmek harika duygular yaratır.
Bahar ve yaz aylarında ise ayrı güzellikleri barındırıyor. Hemen yanıbaşında “Gındırga” sazlığı. Onlarca kuş çeşidine yuva, yemlik olarak ev sahipliği yapıyor. Büyük bir doğal zenginliktir.
Gündüzleyin tepeli pelikanları (tulumbağaz), leylekleri, yeşilbaş yaban ördeklerini, martıları (balık kapan), angut ve karabatak vb. onlarca değişik kuş türünü yüzerken görürsünüz. Keza sıcak, yemle dolu suya gölden, köprü altından sızan sazanlar ve sayısız sazan yavrularını tembel tembel dolaşırken izlersiniz.
Geceleyin, kulağa müzik etkisi bırakan kurbağa senfonisi; biri susunca diğerleri başka bölgeden bu senfoniye iştirak eden kurbağa sürüleri.
Bu restoranı ve civarını izlemeye doyum olmuyor. Sessiz doğası ise adeta ruhları şifa dağıtıyor. Süleyman Senem’e ait.
ATALAY’IN YERİ
Adından sahibi tahmin edebilirsiniz. Turizm şirketlerinin en çok tanıdığı ve en eski balık restoranı.
Hemen göl kıyısında. Sarıbalık (Sazan) yemek için yerli turizmcilerin beğenisini kazanmış bir yer. Umarım gelecekte konaklama olanakları da sunabilir.
MAVİ GÖL RESTORAN
Ardahan Özel İdaresine ait bu tesis, ayrıca ahşap konaklama evlerine de sahip. Çıldırlı bir turizmci kiralayıp işletilmekte. Göl kenarında fakat, onun da şüphesiz ayrı özellikleri ve güzellikleri vardır.
GÜNAY AĞBULAK’IN GÖL RESTORANI
Çıldır Gölü’ne özgü Sazan, Alabalık vb. yemekleriyle biliniyor. Atalay’ın yeri gibi en eskilerden. Günay Ağbulak babadan balıkçıdır. Restoran Çanaksu köyü kıyısında. Çanaksu Kaverman) Kars/Arpaçay ilçesine bağlı. Hemen karşısındaki küçük ada pelikanların, martıların mekanı ve yuva yapıp yavrularını büyüttükleri yer. 50 bilemedin 100 kulaçlık mesafede. Oraya uğrayacaklar, yanlarına küçük bir dürbün alırlarsa, martıların, tepeli pelikanların yavrularını nasıl beslediğine ve uyumlarına tanık olabilirler. Gündüzleri sesleri bazen kulak tırmalayacak seviyede olabiliyor.
Terekemelerin balık kültürünü bilmeyişinin, yavaş yavaş değiştiğine tanıklık eden bu tesislerin sayısının azlığı bir fikir vermiştir. Çıldır Gölü taşıdığı turizm potansiyelinin hala fersah fersah uzağındadır. Devlet kurumlarının da olaya dahil olması şart. Kitap, gölün yaratacağı büyük imkanlara “Sonuç ve Değerlendirme” bölümünde özel vurgular yapıyor ve öneriler sunuyor. Önerilerin başında ise gölün imar planları yapılarak korunması, imarla birlikte konaklama tesisleri yapılması.
Yazar şöyle diyor: İsviçre’de küçücük Saint–Moritz Gölü, Ortaçağ’dan beri kış turizminin, kış sporlarının ve kızak yarışlarının, atlı buz hokeyinin mekanı olarak ün salmış. Oysa orası, Çıldır Gölü’nün yanında çok sönük kalır. Ufkumuzu geniş tutar ve kış turizmi, kış sporları, doğa yürüyüşleri ve su sporları planlamaya başlarsak bölge dünyanın ilgi odağı olmaya adaydır.
Gölün kirlenmesinin önlenmesi ve göl üzerine 1960’lı yıllarda yapılan hidroelektrik santralının verimsiz oluşu ve verdiği doğal zarar nedeniyle bütünüyle kaldırılması şart.
'BEŞ FAZLASINI VERME' SİYASETİ VERGİYE TABİ OLACAK!
Türkiye seçime gidiyor. Vatan Partisi dışındaki siyasi partiler, gerçeklere gözünü kapattı; bol keseden vaat sıralıyor. Avukat Faik Işık, bu durumu hicveden vaatler kaleme aldı. Işık'ın mizahi diliyle okurumuzu baş başba bırakıyoruz:
1- Kazaya kalan namazların yeniden yapılandırılması, taksitle edânın kolaylaştırılması sağlanacak. Ayrıca namaz vakitlerinde en güzel sesli müezzinlerin, makamına uygun ezan okumalarını da sağlayan yapay zekâ programları ücretsiz hizmet verecek. Kıbleye yanlış duran olursa sesli olarak yönünü düzeltecek.
2- Neşe'nin kepek sorununu zeytinyağlı sabun ile çözeceğiz.
3- Hamilelik 5 aya indirilecek. Kaynak olarak israf edilen dört ay kullanılacak.
4- Beyaz Türkler, kalıcı olarak bronzlaştırılacak. Renk ayrımı sona erecek.
5- Tutulmamış oruçlar ve sözler için kefaret olarak bir kereye mahsus seyyanen hazineden oruç yardımı yapılacak.
6- Kim ne veriyorsa beş fazlasını verme vaatleri, veraset ve intikal vergisine tâbi tutulacak. Boş vaatleri önlemek için, “zorunlu vaat sigortası” getirilecek.
7- Kelaynakların saç ektirme sorununa çözüm bulunacak. Yarısını devlet karşılayacak.
8- "3 korner 1 penaltı" kuralı "2 korner 1 penaltı" olarak azaltılacak.
9- Doğan görünümlü şahinler bundan sonra kuğu görünümüne kavuşturulacak.
10- "Zurnada peşrev olmaz" atasözünden doğan mağduriyetler önlenecek.
11- Yağlı güreşlerde “kısbete el sokulması” yasaklanacak. Gözlere kazara bile parmak sokanlar diskalifiye edilecek.
11- Trafoya kedi girmesi halinde kedinin sahibi bir sonraki seçime kadar trafoya hapsedilecek.
12- “Kendi düşen ağlamaz” yasağı kaldırılacak. Yaptığı yanlış tercihlerden doğru sonuçlar bekleyenlerin ağlamalarına devlet desteği verilecek.