‘Bir Uçtan Öbür Uca’ sergisi Ordu’da: Sokağın dinamiği tuvale yansıdı
Paris’te yaşayan ressam Onay Akbaş, sanat serüveni ile sokak yaşamının iç içe geçişini tuvale aktardı. 20 Aralık’ta başlayacak sergi sanatçı kimliği ile bellek arasındaki ilişkiyi de açığa çıkarmaya çalışıyor
Paris’te yaşayan ressam Onay Akbaş’ın sergisi Ordu Taşbaşı Sanat Alanı’nda 22 Şubat’a kadar ziyaret edilebilecek.
Küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu’nun üstlendiği sergi, belleğin zamanlar arası etkilerini sorgularken sokak yaşamının dinamiklerini de tuvale yansıtıyor.
Zeytinoğlu, sergi için “Hem pratik sokak koşullarının hem de bir sanat serüveninin kol kola yürüdüğü uzun bir yolu gözler önüne seriyor. Ya da daha net olarak şunu diyelim: Bu izlediğimiz yapıtlar tam anlamıyla, sokak pratiğinde inşa edilmiş özerk bir sanatçı kimliğinin görüntüleridir.” ifadelerini kullandı.
SANATÇI KİMLİĞİ İLE BELLEK ARASINDAKİ İLİŞKİYİ ARAŞTIRDI
Onay Akbaş’ın sanatçı kimliği ile bellek arasındaki ilişkileri aradığını kaydeden Zeytinoğlu, “Onun yapıtları, karşılaştığı güncel olaylardan asla doğrudan etkilenmez, onları temsil etmez; ama o olayları algılarken, belleğinin kendisini nasıl etkilediğini araştırır. Sözgelimi, bir resmin tamamlanıp sergi salonuna yerleştirilmesi ve izleyiciye sunulması, Onay Akbaş için çok da tatmin edici bir süreç değildir. O, sergilenen resmin her bir adımını, nereden başlayıp nereye ulaştığını da anlatmak ister. Örneğin, ilk eskizler hayli önemlidir; çünkü bunlar o resmin ilk niyetini, gelişen fikirlerini ya da yola çıkışın nedenlerini ortaya koymaktadır.” dedi.
Resim sanatında ilk eskizlerin önemli olduğunu, ilk niyeti ya da yola çıkış nedenlerini ortaya koyduğunu belirten Zeytinoğlu, “Çekilen her bir çizgi, "o anki" pratik hareketin bellek ile bağlantısını dışa vurmakta ve çoğalan çizgiler o resmi bütüne doğru iterken, belleğin de keşfini amaçlamaktadır. Onay Akbaş, eskizin "bir yolculuk serüveni" olduğunu öne sürer ve tamamlanmış bir resme varmasına kadar olan süreyi de bir "mutfak" olarak tanımlar. O "mutfak" ise en ücra köşelerine kadar resme dâhil edilmeli ve olabildiğince açık olarak gösterilmelidir.” sözlerine yer verdi.
‘İÇGÜDÜ VE DENEYİM AYNI ANDA ORTAYA ÇIKAR’
Eskiz aşamasından tamamlanmış bir resme kadar giden süreçte bazı sürprizlerin de meydana geldiğini söyleyen Zeytinoğlu, Onay Akbaş’ın “tuvalde içgüdü ve deneyimin aynı anda ortaya çıkışı” tanımını hatırlattı;
“Eskiz aşamasından tamamlanmış bir resme varıncaya kadar geçen zaman, sanatçı için şaşırtıcı durumlara da neden olur. Sanatçı, her bir çizgideki kararını özgürce belleğinin denetimine bıraktığında, kendiliğinden beliren görüntüler ona bazı sürprizler de hazırlayacaktır.
"Belleğin etkisiyle görünür hale gelen her çizginin kendi aralarında kurmaya başladığı ilişki, elbette an be an gelişen bir örgü gibi düzleme yayılacak, fakat her ilmek sanatçının karşısına çözümlenmesi gereken yeni sorunlar çıkartacaktır.
"İşte bir resmin tamamlanması, işin başından itibaren beliren sürprizli sorunlar ile başa çıkmak demektir. Onay Akbaş bu sürece, "tuvalde içgüdü ve deneyimin aynı anda ortaya çıkışı" der.”
‘SOKAĞIN DİNAMİĞİNİ TUVALİNE YANSITIYOR’
Bir resmin oluşum sürecine değinen Zeytinoğlu, döküm atölyesi imgesini kullandı. Zeytinoplu, bellek malzemelerinin bağlayıcı malzemelere ihtiyaç duyduğunu kaydederek, Onay Akbaş’a göre bunların, “Şiirsel”, “siyasal”, “felsefi”, “tuval resmi” ya da “ressamlık...” olduğunu söyledi.
Onay Akbaş’ın sokağın dinamiğini tuvaline yansıttığını kaydeden Küratör Emre Zeytinoğlu, “Örneğin, yerin metrelerce altına açılmış maden tünellerinde, Zonguldaklı madencileri anlatan desenlerin tükenmez kalemle yapılmış olması, rastlantısal ya da keyfi değildir. Ya da bunun resimsel bir yan-anlamı da yoktur. Kömür tozları altında, kurşun kalemin kâğıttaki izlerinin görünür olamamasıyla ilgili bir seçimdir bu...
"Tükenmez kalem ise o madende daha işlevsel olabildiği için kullanılmış, ama giderek o çizgilerin zorunlu hareketleri, madencilerin pratik koşullarının etkisini ve hatta ruhsal hâlini desenlere aktarabilmiştir. Bu da "maden desenleri"nin "ruhsal bir sembol"ü gibi düşünülebilir pekâlâ…” ifadelerini kullandı.