‘Bir Yaz Gecesi Rüya’ gördük...
17 Haziran gecesi, Fatih Belediyesinin Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde, bir yaz rüyası gördük.
Körler ve Gönüllüler Derneği çatısı altında, gören ve görmeyenlerin bir araya gelerek ortak rüyalarını gerçekleştirmek amacı ile bir tiyatro topluluğu kurmaları ve bu rüyalarını biz izleyicilere de anlatmaları olağanüstü güzellikte bir olay.
Yönetmen M. Benan Ülgen’in, oyunculuğun yanında iddialı dönemsel kostüm gerektiren William Shakespeare’in "Bir Yaz Gecesi Rüyası" eseri gibi iddialı bir oyun koymaya kara vermesi cesur bir davranış. Bu oyunda görev üstlenen bütün oyuncuların da bu cesareti göstermeleri, öncelikle gönülden kutlanması gereken bir olgu.
Bir Yaz Gecesi Rüyası (A Midsummer Night's Dream), William Shakespeare (26 Nisan 1564'te vaftiz - 23 Nisan 1616) tarafından erken dönemlerinde, 1595 veya 1596 yıllarında yazılan fantastik bir komedi oyunudur. Mitolojik öğeler içinde Atina'da geçer. Atina Dükü Theseus ve Amazon kraliçesi Hippolyta’nın evlenmeleri merkezinde çeşitli kişiler ve perilerin alt kurgusunda yer aldığı, aşk ve kıskançlık ana temasında bir gecelik rüyanın, düğün arifesinde gerçeklik ve yanılsama şeklinde anlatımıdır.
Shakespeare, olayların örgüsünü baş döndürücü bir şekilde çoğaltır. Olay içinden olay çıkarır ve romantik aşkın us dışı ve anlamsız yanılsamasını oyunun merkezine getirir. Kıskançlık ve intikam duygularını, benmerkezci tutkular ile bezeyerek bir komedi yaratır. İnsanoğlu tutkularının esiri olduğu zaman sağlıklı düşünme yetisini kaybeder. Bu bir durum komedisidir. İngilizce metinde yazar kelimeler ile oynayarak metinde şiirsel bir ses (sound) yakalar.
Oyun bir aşk üçgeni şeklinde başlıyor. Hermia Lysander'a aşık ama ona âşık olan Demetrius'la evlenmesi gerekiyor. Helena Demetrius'u sever. Hermia, babası Egeus'un isteklerine karşı duruyor ve bu da onu öfkelendiriyor ve Dük'e itiraz ediyor. Bu arada Peter Quince'in tiyatro topluluğu, düğün eğlencesi için Pyramus ve Thisbe'nin bir performans sergilemeyi planlıyor. Nick Bottom, Pyramus'un rolünü oynamaya hazırlanıyor. Oyun esas bu komplo dizimi üzerinde kurgulanmıştır.
Oyunun sonlarına doğru oyun içinde oyun motifi yoğunlaşır, karakterler perilerin illüzyonları ile baş etmeye çalışır ancak bu konuda başarısız olurlar. Shakespeare aslında aşkın delilik ve illüzyonların bir aracı olduğu düşüncesini izleyiciye geçirmeyi istemektedir. “Aşkın gözü kördür” temasının kullanılması, aslında görenlerin de böyle bir durum yaşamalarını metaforik bir anlatımla bir paradoks yaratıyor. Görmek fiziki bir durum mudur? Âşık olunca bazı şeyleri göremez miyiz? Yoksa gönül gözüyle görsek daha mı anlayışlı oluruz gibi sorular sorduruyor.
Oyunda yoğun bir trafik akışı var. Göremeyen oyuncular bu zorlukları olağanüstü bir zekâ ve pratikle aksamadan başardılar. Gören ve görmeyen arasında fark adeta görünmez oluyor. Açık söylemek gerekirse görmeyen oyuncuların konuşmalarındaki tonlamalar, gören çoğu oyucudan daha doğaldı. Seslere karşı duyarlı olmanın avantajını kullanarak, kendi repliklerine oyunun anlamını kolayca yansıttılar.
İzlediğim oyunda en büyük sorun, oyunun içeriğine bir katkıda bulunmayan tekrarların çok olmasıydı. Bu gereksiz yere oyunun uzamasına sebep olmuş. Dolayısıyla tempoda bir düşme oluyor ve izleyicinin ilgisi kopuyor. Oyunda en az 30 dakikalık kısaltma yapılırsa bu bir dinamizm yaratır. Ayrıca görme engellilerin izleyici olmalarından dolayı onların çok geniş hayal güçleri olduğunu biliyoruz, birkaç ses efekti katkısının onların oyunu daha iyi takip etmelerini sağlayacağını düşünüyorum.
Gerçek hayatın rüya olmadığını en çok görme engelli ve farklı sebeplerle engelli olan insanlarımız biliyor. Çünkü onlar günlük hayatta birebir yaşayarak çeşitli zorluklar ile karşı karşıyalar.
Bu insanlarımız yaşam içinde en rahat edecek şekilde çevresel faktörlerin tasarlanması, özellikle şehir hayatının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Kendilerini geliştirmek için devlet tüm olanakları sunmak zorunda. Oyun gecesi ne kadar yetenekli olduklarını bize ispat ettiler.
Arkadaşlarımız, dostlarımız, kardeşlerimizle gurur duyuyoruz. Daha iyi ve adil bir dünya ortak rüyamız.