Biz yaparız
SERDAR ALİÇAVUŞOĞLU
Diverjans, ileri matematik konusu olan ve elektromanyetik dalgalarda elektriksel alanın vektörel yönelimindeki skaler büyümeyi tanımlama da kullanılan matematiksel teoridir. Daha basitçe anlatacak olursak, şekilde görüldüğü gibi noktasal bir merkezden dışa yayılan ya da tam tersi dışarıdan merkeze doğru vektörel bir yönelimin ilerleme miktarıdır.
Avrasya’yı merkezimize alıp hep birlikte bilime yöneldiğimizi ve bu ilerlemeden edinimlerimizi Avrasya’ya geri taşıdığımızı hayal edelim. Enerji problemini çözmüş, doğasını temizlemiş, kendisini her türlü tehdide karşı koruyabilen ve halklarını emperyalist sömürülerden kurtarmış bir Avrasya. 21. yüzyıla uygun devrim bu olsa gerek. Avrasya’nın öncüleri olarak işe Avrasya Atom ve Atom Altı Araştırma Merkezini kurarak başlayabiliriz. Peşinden, Avrasya Enerji Araştırma Merkezi, Avrasya Kuantum Araştırma Merkezi, Avrasya Uzay Araştırma Merkezi, Avrasya Uzay Ajansı, Avrasya Yarıiletken Araştırma Merkezi, Avrasya Biyoloji Araştırma Merkezi, Avrasya İlaç Araştırma Merkezi vb. Menziliniz bilim ise tüm bunlar neden olmasın. Hayallerimize olan inancımız bizleri gerçekliğe ulaşmamız için motive edecek en önemli unsurdur. Tüm bunlara şimdiden inanmaya başlayalım; çünkü inancımızı besleyecek Avrasya’da yeterli kaynaklara sahibiz. Tüm bu merkezleri oluşturmak için yeterli bilgi birikimine, laboratuvarlara, üniversitelere, enstitülere ve finansa sahibiz. Avrasya’nın özünde kinetiğe dönüşmek için bekleyen büyük bir potansiyele sahibiz.
KIZIL ELMA VAKTİ GELDİ
Avrasya’nın öncüsü Türkiye merkezli bir diverjans hesabı yapacak olursak kendimize inanmanın, “Biz yaparız” demenin, Kızıl Elmamıza ulaşmanın vakti geldi. Peki, Türkiye’nin Kızıl Elması nedir diye kendimize sorduğumuzda bilimin ışığıdır diyebiliriz. Bu noktada Türk halkının üstüne düşen görevler var. Öncelikle bilimsel atak yapmak için bilimin merkezlerini durağan halden hareketli hale geçirmemiz gerekmektedir. Neden birçok laboratuvar durağan halde, yeterli yayın ve proje çıkarmıyor ve hatta neden bazı laboratuvarlar atıl durumda diye sorgulamamız gerekmektedir. Laboratuvarların eksiklikleri belirlenmeli, arızaları acilen giderilmelidir. Avrasya’nın dinamiklerinden ŞİÖ’nün proje destekleri organize edilip Türkiye’nin laboratuvarlarına kaynak olarak aktarılmalıdır. Bu süreci işletirken bir yandan Avrasya’da varlık gösteren öncü ülkelerin üniversiteleri ve laboratuvarları ile iş birlikler ve ortak projeler artırılmalıdır. Bu süreci Avrasya Araştırma Merkezlerine evirmemiz bu rotada daha kolay olacağı düşüncesindeyim.
Bu süreci yürütürken, çiftçimizi ve sanayicimizi unutmamalıyız. Bu düzeyde bilimsel faaliyetlerin ticarileşmesi zaman almaktadır; bundan dolayı elimizdeki kaynakları aynı anda çiftçimize ve sanayicimize de aktarmak zorundayız. Süreç içerisinde çiftçimizin ve sanayicimizin üretim metotları geliştirilmeli ve verimli hale dönüştürülmelidir. Çiftçimiz ve sanayicimiz ucuz elektrik istemektedir, askerimiz ileri teknoloji silah istemekte, doktorlarımız halkımızın sağlığı için yerli ve milli ilaç istemekte, bilimsel gelişmeler bu ve benzeri ihtiyaçları karşılamak üzere seferber edilmeli. Bilimsel gelişmeler birkaç zenginin cebini doldurmak için değil halka hizmet etmeli ve bizler de bu konuda dikkatli olmak zorundayız.Sonuç olarak, hem Avrasya merkezli hem de Türkiye merkezli bilimsel bir stratejiye ihtiyaç duyulmaktadır. Öncelikle Türkiye’de bilimsel araştırma yapan bilim insanlarından ve akademisyenlerden oluşan, Türkiye’nin bilimsel stratejisini belirleyecek bir Türkiye Bilim Kuruluna ihtiyaç vardır. Bu kurul peşinden Avrasya Bilim Kurulu getirecektir.
Resim Kaynakça: