Finans kapitalin sesi ‘iç çatışma’ sopası gösterdi
Bloomberg’e göre Türkiye, önümüzdeki yıl “çatışma” yaşanması muhtemel ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi’nin 2017’de hazırladığı raporda da, 10 yıl içinde Türkiye'de bir “iç savaş” yaşanması ve “askeri müdahale” ile kontrol altına alınması öngörülüyordu
Eric Martin imzalı makaleye bakılırsa Türkiye gelecek 12 ayda yüzde altılık bir dereceyle siyasi açıdan en riskli G-20 ülkesi. Arkasından yüzde dört ile Rusya geliyor, onu da yaklaşık yüzde üçle ABD takip ediyor.
Bloomberg'in analizi, ABD Kongresi'nin içinde yer aldığı Capitol Hill'e 6 Ocak 2021 tarihinde yapılan baskından bu yana geçen yıllarda huzursuzluk korkularını tetikleyen eğilimleri bir rakamla göstermeyi amaçlıyor. Bloomberg, Amerika'nın önümüzdeki bir yıl içinde açık sivil kargaşa ihtimalini yüzde 2,9'luk bir olasılıkla düşük olarak değerlendirse de bu verinin ABD'yi 20 büyük ekonomi arasında üçüncü sıraya yerleşmekten kurtaramadığını yazıyor.
'İÇ SAVAŞ GEREK'
Eric Martin, bu ruh halinin ABD hükümetinin çöküşünü konu alan 2024 yapımı “İç Savaş” filmi gibi son dönem popüler kültür ürünlerinde de ifade bulduğunu söylüyor, Trump'ın Temmuz ayında düzenlenen suikast girişiminde yaralanmasından sonraki günlerde zirveye çıktığı değerlendirmesinde bulunuyor.
ABD'li siyasetçilerin de yangına körükle gittiğini değerlendiren Bloomberg, “muhafazakar” bir düşünce kuruluşu olan Heritage Foundation'ın Temmuz ayındaki “ikinci Amerikan Devrimi, sol izin verirse kansız olacak.” açıklamasını hatırlatıyor. Ohio Senatörü George Lang'in Cumhuriyetçi adayın kaybetmesi halinde “ülkeyi kurtarmak için bir iç savaş gerekeceği” değerlendirmesine dikkat çekiyor.
Analizin ortaya koyduğu ve mevcut ortamı kızıştıran bir başka veri de ABD'de demokratik kurumların erozyona uğraması ve hizipçi şikayetlerin artmasıyla “iç silahlı çatışma riskini önemli ölçüde artırması.”
'ZATEN HAZIRIZ'
Center for Systemic Peace Başkanı Monty G. Marshall, daha “olumsuz” bir tablo çiziyor: “ABD; siyasi retorik düzeyi, siyasi liderler arasındaki saygı eksikliği, silahların kolay bulunabilirliği nedeniyle çatışmaya hazır. Tüm bunlar, hızlı ve etkili iletişim bağlantılarıyla daha da etkili hale geliyor.” Marshall, tam olarak da ABD'de olduğu gibi “Genellikle bu tür iç savaş türü çatışmalarda gördüğümüz şey, izole bireylerin çok küçük çaplı saldırılarıyla başlıyor.” gözleminde bulunuyor ve ekliyor: “İnternet aracılığıyla sağlanan iletişim sayesinde bu tür olaylar oldukça hızlı bir şekilde tırmanabilir.
EKONOMİK BEDEL GELİYOR
Bloomberg'e göre Amerika, henüz yüksek borçlanma maliyetleri, daha düşük yatırımlar ve daha yavaş büyüme gibi istikrarsız ülkelerin maruz kaldığı en kötü ekonomik maliyetlerden bazılarını henüz hissetmedi. Ancak yayının analistlerinden Nick Hallmark'a bakılırsa “kurumsal gerileme devam eder ve siyasi şiddet artarsa o zaman ABD'nin ekonomik performansı, Hazine için düşük borçlanma maliyetleri ve hatta doların rezerv para statüsü bile garanti altına alınamaz.”
Son kamuoyu yoklamaları Amerikalıların iç çatışma olasılığına karşı pek de iyimser olmadığını ortaya koyuyor: Morning Consult araştırma kuruluşu tarafından kararsız seçmenler arasında yapılan yakın tarihli bir ankete göre katılımcıların yarısı seçimle ilgili bir tür şiddet olayının patlak vermesini bekliyor.
DEMOKRASİ DEĞİL ANOKRASİ
Bloomberg'in analizi, bir ülkeyi iç çekişmelere karşı savunmasız hale getirebilecek faktörleri belirlemeye çalışan bir modele dayanıyor ve bu da iki değişkene odaklanıyor:
Öncelikle bir ülkenin demokrasi mi, otokrasi mi yoksa anokrasi mi (kısmen demokrasi) olduğu dikkate alınıyor. Polity Score'un 2020 yılında yaptığı bir analize göre dünyaya “demokrasi ithal etmesiyle” ünlü ABD anokrasinin sınırında yer alıyor.
İkinci olarak, Kırılgan Devletler Endeksi'ni dikkate alan ve sosyal gruplar arasındaki farklılıkların yanı sıra kurumlar ve siyaset içindeki değişkenlerle de ilgilenen “hizipçilik ölçüsü”ne bakılıyor. ABD, yüksek gelirli Kanada ve Japonya gibi ülkelerden ziyade Endonezya'ya daha yakın bir skor elde ediyor.
Bloomberg'in sunduğu analiz bahsi geçen iç çatışmaya da birtakım ölçütler de getiriyor: İki hükümet dışı aktör veya hükümet ile bir hükümet dışı aktör arasında yaşanmalı ve en az 25 kişinin ölümüyle sonuçlanmalı. Modelin kriterlerini karşılayan siyasi şiddet olaylarına örnek olarak Rusya'daki Haziran 2023 Wagner Grubu isyanı ve Myanmar'da devam eden iç savaş gösteriliyor. 6 Ocak'taki Kongre Binası baskınınsa bu kriterlere uymadığı aktarılıyor.
'HARRİS KÖRÜKLEYECEK'
Demokratların başkan adayı Kamala Harris'in seçimleri kazanması halinde inşa edeceğini iddia ettiği "fırsat ekonomisinin" ülkedeki sınıfsal çatışmayı körükleyeceği öngörülüyor. Dahası Harris'i “yönetenlerin” bunu bilinçli olarak yapacağı belirtiliyor.
Sputnik'e konuşan finans analisti Tom Luongo'ya göre Harris'in planı iddiaların aksine Biden modelinden çok da farklı değil. Analist, “Yaptıkları şey, oligark sınıfın alt sınıfı, kendi terminolojilerinde 'proletarya'yı, orta sınıf 'burjuvazi'ye karşı kışkırtmak için giriştiği klasik 'böl ve yönet' politikasıdır. Bunda yeni bir şey yok. Tipik 'bacaklarını kır ve sonra da bir koltuk değneği ver' siyaseti.” diyor.
YENİ OBAMA GENÇLİĞİ
Luongo, Harris ve “onu idare edenler aslında fiyat artışına karşı çıkarılacak bir yasayla kıtlık yaratmaya güveniyorlar.” diyor ve ekliyor: “Bu, sonunda yönettikleri ülkeyi yok etme stratejisinin bir parçası. Bu aptallık ya da beceriksizlik değil. Bu bir politika.”
Uzman ayrıca Harris'in hedef kitlesi olarak umutsuzluğa kapılan gençleri belirlediğini ve onlardan "yeni bir 'Obama Gençliği'” yaratmayı umduğunu söylüyor ve sözlerini şu çarpıcı iddiayla noktalıyor: "Yaptıkları şey, tam teşekküllü bir iç savaş olasılığını kasıtlı olarak artırmak.”
İÇ KARIŞIKLIĞA ASKERİ MÜDAHALE
ABD Silahlı Kuvvetler Akademisi Stratejik Araştırmalar Merkezi, henüz 2017 yılında, ABD'nin küresel üstünlüğünü kaybettiği gerçeğinden yola çıkarak önümüzdeki 10 yılda dünya çapında oluşabilecek “riskler” ve bunlara yönelik “müdahale” yöntemlerine ilişkin metotların incelendiği kapsamlı bir rapor hazırlamıştı.
Pentagon ve ABD ordusundaki kilit kurumlarla istişare edilerek bir yılda hazırlanan 145 sayfalık rapor, yeni savunma konseptini oluşturmada da önemli bir zemin teşkil etti. Türkiye ile ilgili bölümlerin yer aldığı raporda, öncelikli tehlikeler olarak Avrasya cephesinde yaşanabilecek gelişmeler sayılmış, önümüzdeki 10 yılda yaşanacağı öngörülen ve ABD için tehdit olduğu belirtilen 23 farklı gelişme için de sekiz farklı müdahale yöntemi önerilmişti.
Bu beklentilerden bir tanesi de Türkiye'de bir “iç savaş”ın yaşanmasıydı. Raporda, Türkiye’de yaşanacak bir iç çatışmanın “askeri müdahale” ile kontrol altına alınması öngörülüyordu.