23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bodrum'da neyi unutmalı neyi hatırlamalı

GÖZDE ATLAS

Bodrum'da neyi unutmalı neyi hatırlamalı
A+ A-

Prof. Dr. Zahit Büyükişliyen hocamın davetiyle Yalıkavak Art Suites Otel’deki 33. Uluslararası Sanat Çalıştayı’na on yedi değerli ressam ile katılma şansı buldum. Bu çalıştayı benim için çok daha özel yapan durum ise üç nesil Gazi Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği mezunu sanat eğitimcisi ve ressamla aynı çalıştayda denk gelmiş olmamızdı. Kendisinden baskı resim teknikleri öğrendiğim Güler Akalın'ın hocası Hayati Misman; benim okuduğum dönemde Gazi Resim iş bölümünde atölyesi olan Erol Batırberk ve aralarında çok yaş farkı olmamasına rağmen onun hocalığını yapmış Zahit Büyükişliyen ile üçüncü nesilden ben, güzel bir tevafuk ile bir araya gelebildik. Küratörümüz İbrahim Karaoğlu'nun çalıştayımıza koyduğu başlık “Unutmak Hatırlamak’ ile İdealist mektep Gazi Resim İş'te, bu güzel ve isabetli başlık altında unutulanları hatırlarken, eğitim aldığım hocalarımı kendi hocalarından dinlemek şansı buldum. 40'a yakın sanat galerisi bulunduğunu öğrendiğim Bodrum'da, çalıştay arkadaşlarımla ve hocalarımla değerli ressam Devrim Erbil'in evine ziyarette bulunduk. Bizi evinde hoş sohbet ve güler yüz ile ağırlayan Erbil'in atölyelerini, arşivini, galerisini ve yakın gelecekte hayata geçirmek istediği müze planlarını gördük. Kurulmasını planladığı araziyi ve onunla birlikte umutlu bir geleceğin planlarını henüz kurulmamış toprağında görmek heyecan vericiydi.

Her başarılı ressamın henüz hayattayken kendi müzesini kurması ve gözleriyle görebilmesi dileğiyle oradan ayrılırken yolda birkaç galeriye daha uğradık. Otelimize dönüş yaparken Yalıkavak'ta yol kenarında dik bir yamacın kenarında yeşilliklerin içinde kocaman heykeller görüyor ve duruyoruz. Yeni bir sanat galerisi olan bu yerde heykellerin arasında gezerken gözüm dik yamaçlardaki yeni yapılmış lüks villalara takılıyor. Sonra o eski uygarlıkların antik villalarını anımsıyorum. Antakya ve Pompei'deki ev içi mozaikleri, özel siparişle yapılmış heykelleriyle havuzlarını, duvarlarındaki ev halkını betimleyen resimleri ile kimi avukat, kimi şair, kimi politikacıların evleri ile sanat eserleriyle günümüze kadar kendini taşıyan tanıtan o eski uygarlıkları düşünüyorum. Şimdi bu uçurum eteklerine kondurduğumuz lüks villalarda kimler oturuyor? Bilmiyorum. Hepsini genellemek istemem tabi ki vardır aralarında istisnalar ama çoğunu tahmin edebiliyorum. Kaçı geleceğe miras kalacak diye soruyorum kendime o an; kaçı gelecekte yeni nesillerce anılacak? Bu yeni uygarlığın zengin villalarının içerilerinde acaba boydan boya aynalar ve duvar kağıtlarından öte, duvarlarında, bahçelerinde sanata ve iki yüz yıl ötesine dair neler var? Bu yeni heykeller, o villalara ne kadar da yakışır diye düşünüyorum. Yeni ve çağdaş mozaiklerle döşenmiş bir avluları olsa; kocaman havuzlarında her villaya ait kendine özgün birkaç heykel olsa kendileri için de iyi olurdu diye düşünüyorum. Bodrum galerilerinde sergilenen resimleri ister istemez boydan boya aynaların ve yüz yıl sonra tozu kalmayacak mobilyaların yerine yerleştiriyorum kafamda. Gelecekte bir rehber o evleri gezdiriyor belki sanal bir ortamda ama tam da o villada yaşayan aileyi tanıtıyor, sanat sever bir aile diyor; sanatçıya destek vermiş bir zenginlik diyor gelecekte. Bir yüz yıl sonra bile ne duvar kağıdı kalacak, ne ayna. Bizim nesilden de bir hikâye bıraksak ne güzel olurdu diyorum.

40’a yakın sanat galerisi olan ama yeterince koleksiyonere ulaşamayan Bodrum'da çalıştayımızı sonlandırırken, galerinin sahibi Seyfi Kaya bir konuşma yapıyor; ülkemizde yeterince ve yeterli eğitim, donanım, kabiliyete sahip ressamların var olduğuna fakat üretilenleri alacak kesimin azlığına, yani koleksiyoner yokluğuna dikkat çekiyor. Bu konuşmanın sonunda yepyeni aynaları, bol kocaman bahçeleri ve duvarlarıyla villaları anımsıyorum. Seyfi Kaya tanıdığı ve maddi gücü olan herkese bol bol resim hediye ederek onları koleksiyoner olmaya teşvik ettiğini anlatıyor. Bu sanatsever iş adamını inanın burada bu yazıyla bir tek ben hatırlamayacağım; onu kim bilir kaç kuşak daha yaşam felsefesiyle dünyada bıraktığı biriktirdiği kültür zenginliklerini gözleriyle görerek hatırlayacak. Bizden sonra gelecek olan kuşaklar kısa zamanımızın küçük politikalarını, kat kat camdan cama evlerimizi, lüks mobilyalarımızı, aldığımız lüks arabaları sanal alem fotoğraf çöplüğü dışında hiç göremeyecekler ve hiç önemsemeyecekler. Belki bunları gülünç ve ilkel bile bulacaklar ama biz geleceğin antik insanlarının bıraktıkları mozaikler, resimler, heykeller, her türlü zamanda hayranlık uyandıracak. Yani şimdi çoğumuzun unuttukları bir gün hatırlanacak. Sizce şimdi bir ev kurarken neyi hatırlamalı neyi unutmalı?

Bodrum Prof. Dr. Zahit Büyükişliyen Yalıkavak Art Suites Otel Hayati Misman; Güler Akalın Gazi Resim