Boğaziçi kışkırtmaları ve Soros
Ocak ayının ilk günlerinde yapılan Boğaziçi Üniversitesi rektörlük ataması ve beraberinde meydana gelen tartışmalar, ülke gündeminde hala sıcaklığını koruyor.
Öğrencilerin kendi rektörlerini seçme talebiyle başlattıkları eylemler, başta HDP/PKK olmak üzere çeşitli terör gruplarının devreye girmesiyle Türkiye karşıtı kışkırtmalara dönüştü. Bugün öğrencinin gerçek talepleri konuşulmazken terör örgütü üyesi olduğu ispatlanan ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmayan birtakım kimselerin gözaltına alınışları gündemde tutuluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, olaylara ilişkin yaptığı bir açıklamada FETÖ tutuklusu Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Sucu’nun buradaki eylemlere bir Boğaziçi Öğretim Üyesi olarak katıldığını belirterek, “Osman Kavala denilen, adeta Soros'un temsilcisi olan kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” demişti.
Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışına özellikle sahte sol çevrelerden tepkiler geldi. Erdoğan’ın “sırf Kavala’nın karısı olduğu” gerekçesiyle Ayşe Buğra’ya saldırdığı söylendi. Ki tepkilerde dahi Osman Kavala’nın suçlarından aklanmaya çalışıldığı söylemler ve adalet çığırtkanlığı yine öne çıkmıştı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis Grup Toplantısında Erdoğan’a cevaben, “Her şeyin ötesinde, bir kadından, bir bilim insanından söz ediyorsun. Terbiyeli olacaksın. Efendi olacaksın” diyerek Ayşe Buğra’yı savundu. Ayşe Buğra’nın kendisi de bizzat FOX’ta İsmail Küçükkaya’nın programında, “Provokasyon çok ağır bir ifade. Söz konusu olan insanları tanımamayı, o öğrencileri tanımamayı gösteriyor. Memlekete yazık oluyor” diyerek terör yanlısı gruplara sahip çıktı, öğrencinin haklı eylemlerini provoke edenleri milyonların karşısında aklamaya çalıştı. Ayrıca 140 iktisatçı da yaptığı ortak açıklamayla Ayşe Buğra’nın yanında olduklarını ilan ettiler.
Peki Ayşe Buğra kimdir? Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırf FETÖ tutuklusu Osman Kavala’nın “karısı olduğu” için mi adını anmıştı?
Ayşe Buğra, üniversite eğitimini Boğaziçi Üniversitesi’nde, yüksek lisans ve doktorasını ABD’de yaptıktan sonra Türkiye’ye dönmüş ve 1985’ten beri Boğaziçi öğretim kadrosunda yer alan bir akademisyen.
Soros’un Açık Toplum Vakfı’nın Türkiye şubesinin kurucusu ve yöneticisi Osman Kavala’yla evli olan Buğra’nın geçmişine ilişkin söylenecekler sadece Kavala’nın eşi olmasıyla sınırlı değil. Buğra, iktisat çalışmaları konusunda pek çok yayın yapmasının yanı sıra Soros’un akademik alandaki faaliyetlerinin de yürütücüsü konumunda.
George Soros’un sağladığı fonlarla çalışmalar yürüten Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu UYGAR Merkezi yönetim kurulu üyeleri arasında Ayşe Buğra’nın ismi de yer alıyor. Buğra, bugüne kadar bu merkez bünyesinde yapılan pek çok projenin de yürütücüsü konumunda.
HEDEF AYŞE BUĞRA MI?
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemler, “aşağı bak” yalanıyla provoke edilmiş; Türkiye’nin pek çok “aydını”, CHP, İyi Parti, Deva Partisi, Gelecek Partisi, HDP vb siyasi partiler de terör örgütü üyesi olduğu kanıtlanan provokatörlere sahip çıkarak eylemleri Türkiye düşmanı bir noktaya oturtmaya çalışmıştır. Tabii Türkiye düşmanlığı denince ABD ve AB ülkelerinin de bu konuda açıklama yapmaması beklenemezdi. ABD Dışişleri yetkilileri yaptıkları açıklamada, Boğaziçi öğrencilerine yapılanları “kaygıyla” izlediklerini söylediler.
Meselenin rektörlük seçiminden uzaklaştırılıp aslında Türkiye düşmanı bir eylemselliğe çekilmeye çalışıldığı kabak gibi ortada. ABD Başkanı Biden’in daha seçilmeden yaptığı “Türkiye’de iktidar değiştirmek için yaratıcı yıkıcılığı kullanacağız” açıklaması Boğaziçi gündemiyle de karşımıza çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayşe Buğra açıklaması, bu düzlemde değerlendirildiğinde sadece bir akademisyenin veya Osman Kavala’nın karısının “hedef alınması” olarak ele alınamaz.
Soros’un uzun yıllar yatırım yaptığı Boğaziçi Üniversitesi’ndeki bu faaliyetleri “görmek”, her sorumlu aydının vazifesidir.
SOROS’UN TÜRKİYE FAALİYETLERİ
Bilindiği gibi George Soros, kurduğu Açık Toplum Vakfı’yla “sosyal yardımlar” adı altında tüm dünyaya Amerikancı hegemonyayı yaymak için fonlar dağıtıyor. Bu fonlardan nasibi alan Türkiye’de de Soros’un en önemli adamı Osman Kavala.
Açık Toplum Vakfı’nın kendi yayınladığı raporlarda Soros’un 2001’den bu yana Türkiye’deki projelere 35 milyon doların üzerinde yatırım yaptığı belirtiliyor. İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Anadolu Kültür Derneği bu kuruluşlardan bazıları. Aktarılan bu paralarla LGBT propagandası yapan dernekler ve kuruluşlar, Türkiye’de Amerikancı neoliberal havanın yaratılarak Türk kültürü ve tarihini yıpratmaya yönelik çalışmalar yapan akademisyenler ve araştırmacılar destekleniyor. Özellikle Türkiye’de Ermeni Soykırımı yalanının yayıldığı kanalların da bu fonlardan yararlandığı görülüyor. Türkiye’yi yıpratma ve tarihinden koparma. Suriyeli mülteciler konusuyla da yoğun ilgilenen Açık Toplum Vakfı, Suriye meselesi üzerinden dünyaya Türkiye ve Rusya düşmanlığını yayıyor. Ayrıca kadın hakları konusunda hazırlanan projelerle Türkiye’de bütün kadınların erkek şiddetine maruz kaldığı propagandası yayılıyor.
Soros’un Türkiye dışında fonladığı ülkelerdeki faaliyetleri de dikkat çekiyor. 90’ların başında Yugoslavya’nın parçalanması sırasında milyonlarca dolar parayı buraya ayırarak parçalanma sürecini hızlandırmış, Yugoslavya’da Yugoslavya karşıtı propaganda ve siyasi faaliyetler yürütülmesini sağlamıştır. Renkli devrimlerde de karşımıza çıkan Soros, Ukrayna ve Gürcistan’daki turuncu devrimlere de yoğun para aktardığı biliniyor.
Amerikancı darbelerin göbeğindeki Soros’un Türkiye şubesi Osman Kavala da hali hazırda 15 Temmuz davasında “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs”ten 3 yıldır tutuklu konumda.
FETÖ ile ilişkileri dolayısıyla da yargılanan Kavala aynı zamanda 2008 yılında FETÖ kumpası Ergenekon’un üzerine gidilmesi için bildiri yayınlayan “300 aydın”dan biri.
ATLANTİK’İN PLANLARINI BOZACAK GÜÇ
Konu ne sadece Osman Kavala ne de Ayşe Buğra. Mesele, ABD’nin çıkmaza giren sisteminin çatırdarken hâlâ Türkiye üzerindeki bölücü planlarını devam ettirmek istemesidir.
Türkiye’deki vatansever birikimi her fırsatta hedef alan Biden ve Türkiye’deki tayfası, Boğaziçi Üniversitesi’nin haklı taleplerini sönümlendirerek meseleyi “Türkiye’de öğrenciye bile demokrasi yok” havası yaratmaya çalışıyor. Sosyal medya aracılığıyla servis edilen birtakım videolarla da bu öğrencilerin Türkiye’de yaşamak istemediği, Türkiye’nin bu büyük “beyinleri” kaybedeceği iklimi yayılmaya çalışılıyor.
Türkiye, Irak’la anlaşmış, PKK’nın son kalan inlerine girmek üzereyken; Diyarbakır Anneleri ve Almanya’da Maide Anne’nin sesi tüm dünyada yayılırken; Türk milletinin HDP’nin kapatılması konusundaki talebi artarken Boğaziçi gündemi üzerinden bu meselelerin üstü kapatılmaya çalışılıp ters iklim oluşturulmasına izin vermeyeceğiz.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “2021’de PKK’yı bitireceğiz” açıklaması büyük bir kararlılığın göstergesidir. Diyarbakır Annelerinin her geçen gün artan sayısı büyük bir iradenin göstergesidir. Kardeşlerimizin ikna edilerek, bir bir terör örgütünün elinden kurtarılması büyük bir mücadelenin göstergesidir.
Amerikancı teröre ve Biden tayfasının yaratıcı yıkıcılığına karşı aynı kararlılık, irade ve mücadeleyle Türkiye’nin cephesini güçlendireceğiz!