Borsacıyla polisler bir oldu: İş insanlarına kumpas kurdular
ODA TV'nin ortaya çıkardığına göre bir borsacı üçü görevde biri ihraç durumdaki polisler aracılığıyla üç iş insanına kumpas kurdu. Gerçek ise kumpasa alet olan kişinin itiraflarıyla ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu'nun hazırladığı iddianameye göre, iş insanı Nihat Özçelik tarafından, üçü aktif görevde bulunan, biri ihraç edilen, dört polis memuru aracılığıyla; Tufan Keskin isimli bir telefon satıcısı üzerinden İstiradi D., E.Ç. ve K.A. isimli şahıslara kumpas kuruldu.
Basına yansıyan haberlere göre İstiradi D.’nin sahibi olduğu şirketin, kişilerin pasaport bilgilerini gizlice kopyalayarak borsa manipülasyonu yaptığı ve yakalanmamak amacıyla bu işlemleri Yunanistan’da faaliyet gösteren GSM şirketlerinden birine kayıtlı telefon hattı üzerinden yaptığı iddiası yer aldı.
ODA TV’nin haberine göre bu haberler yayınlandıktan kısa bir süre sonra Tufan Keskin isimli kişi, kendisinin ve haberde adı geçen İstiradi D.’nin yer almadığı İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyaya yazılı bir beyan bildirdi.
Tufan Keskin’in mahkemeye verdiği dilekçede özetle; "Telefonculuk işi yaptığı ve müşteki İstiradi D. isimli şahsın müşterisi olduğunu bahse konu haber sitesindeki haberi gördükten sonra haberde belirtilen yabancı menşeili numarayı tanıdığını ve bu numaranın İstiradi isimli müşterisine ait olduğunu hatırlaması üzerine yargılamaya yardımcı olmak açısından kendisini beyanda bulunma zorunda hissettiği" bilgileri yer aldı.
Tufan Keskin’in söz konusu dilekçesinin ardından; iş adamı Nihat Özçelik, çıkan haberi ve Keskin’in verdiği dilekçeyi delil göstererek iş insanları İstiradi D., E.Ç. ve K.A. hakkında şikayette bulundu.
Nihat Özçelik, şikayetinde kendisinin manipülatörler tarafından tehdit edildiğini, kendisini tehdit edenlerden birisinin E.Ç olduğunu, haber sitesinde geçen numara üzerinden kendisine tehdit ve şantaj mesajları atıldığını öne sürdü.
Kendisine şantaj kurulduğunu iddia eden Nihat Özçelik, bu nedenle K.A., E.Ç. ve İstiradi D.’den şikayetçi oldu. Başsavcılığın inceleme neticesinde iş insanları hakkında takipsizlik kararı verildi.
ÖNCE BEYAN SUNDU SONRA ŞİKAYETTE BULUNDU
Tufan Keskin, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ne beyanını sunduktan sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Keskin verdiği beyanın kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından “Savcı böyle ifade vermeni istiyor” denilerek verdirildiğini söyleyip şikayetçi oldu.
Kendisine baskı kurulduğunu ve mecbur olarak mahkemeye dilekçe verdiğini belirten Tufan Keskin, "Olaya ilişkin kamera görüntülerinden yapılan araştırmada bu kişilerin polis memurları İ.H.A., A.K. ve A.K. olduğunun tespit edildiği, tüm bu yaşanan olayların kronolojisi birlikte değerlendirildiğinde tesadüfi olamaz." dedi.
YABANCI HAT TUFAN KESKİN’E AİT ÇIKTI
Yabancı bir GSM hattı üzerinden şüpheli Nihat Özçelik'e şantaj yapıldığı iddia edilirken Özçelik’e yardım ettiği iddia edilen polisler, hattın takılmış olduğu IMEI üzerinden telefoncu Tufan Keskin'e ulaştı.
Şüpheli polisler, telefon satıcısı Tufan Keskin'i korkutarak ve 400 bin lira karşılığında mahkemeye ifade verdirtti. Keskin, daha sonrasında korkarak ifadesini geri çekti.
POLİSLER SAHTE PLAKA KULLANDI
Tufan Keskin'i tehdit ederek mahkemeye zorla ifade verdirten şüpheli polis memurları İ.H.A., A.K. ve A.K., Tufan Keskin’i IMEI’nin kendisine ait olduğu ortaya çıkardıktan sonra onu dükkanında ziyaret etti. Keskin, daha sonra bir karakola gitti. Burada Tufan Keskin kendisiyle ilgili başka bir soruşturma dosyası nedeniyle ifade verdi. Sonrasında taraflar aynı araçla adliyeye geçti.
Ancak onun öncesinde taraflar bir mekanda yemek yedi ve bir kafeye geçti. Şüpheli polislerin, kafedeki kameralara yakalanmamak için gözlük taktıkları, kullandıkları otomobilin plakasının da sahte olduğu tespit edildi.
SUÇLAMALARDA YOK YOK
Kafede şüpheli polislerin, Keskin'in önüne birkaç kez dilekçe getirerek imzalamasını istedikleri net şekilde görülüyor.
İddianamede şüpheli polislerin "hile yoluyla mağdura yönelik olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçunu işlediklerini belirtti.
İddianamede özetle şu ifadeler yer aldı:
"Şüphelilerin görülmekte olan bir davada mağdur Tufan Keskin’i beyanda bulunmaya zorlayarak 'yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs' suçunu işlediler. Aynı zamanda şüphelilerin söz konusu süreçte kullanmış oldukları aracın plakasının tescilli olmadığı tespit edildi. Bu yüzden 'resmi belgede sahtecilik' suçu işlediler."
İddianamede ayrıca, başka bir polis memuru M.Ç.'nin rüşvet aldığı iddia edildi ve söz konusu sorgulamaların M.Ç. üzerinden yapıldığı aktarıldı.
Şu an başka bir soruşturmadan ceza evinde tutuklu bulunan ihraç polis memuru İ.H.A. hakkında; "Rüşvete aracılık etme, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, Azmettirmek suretiyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve Resmi belgede sahtecilik" suçlarından, şüpheli polis memurları A.K. ve A.K., hakkında; "Rüşvet alma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, Azmettirmek suretiyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve Resmi belgede sahtecilik" suçlarından, şüpheli polis memuru M.Ç. hakkında ise; "Rüşvet alma ve Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme" suçlarından kamu davası açıldı.
Nihat Özçelik için ise "Rüşvet verme, Yargı görevini yapanı etkileme, Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlamaları yapıldı.