BRICS dünya liderliği yolunda
BRICS ülkeler grubunun 15’inci zirvesinde tarihi kararlar alındı. İttifaka resmi olarak davet edilen ülkeler, memnuniyet mesajlarını ilettiler. 2030 yılına kadar küresel hasılanın yarısından fazlasını elinde tutması beklenen BRICS, yeni dünya düzeninde önemli bir ittifak olarak öne çıkıyor
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ev sahipliği yaptığı BRICS zirvesi dün sona erdi. Zirvede tarihi kararlar açıklandı. BRICS üyeleri 6 yeni ülkeyi resmi olarak üyeliğe kabul etti. Bu ülkeler kıta sırlamasıyla, Latin Amerika’dan Arjantin, Afrika’dan Etiyopya ve Mısır, Batı Asya’dan ise İran İslam Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan. BRICS tarafından resmi bir şekilde tam üyeliğe davet edilen bu ülkeler, kabul ettikleri takdirde 1 Ocak 2024’ten itibaren “tam üye” olacaklar. Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa tarafından açıklanan karara göre 2024 yılında, bu yeni ülkelerin üyeliğinin uygulamaya geçişini dönem başkanlığını üstlenecek olan Rusya Federasyonu yürütecek.
DENGELERİ SARSACAK
Yeni üyelerin açıklanmasının ardından konuşan liderler, genişlemeyi insanlık tarihinde bir adım, uluslararası düzende “yeni bir dönem” gibi ifadelerle betimlediler. Hindistan Devlet Başkanı Narendra Modi, BRICS’in bu adımının uluslararası kurumlara bir mesaj oluşturduğunu belirterek, bu kurumların artık yeni gerçekliklere uyum sağlaması gerektiğini ifade etti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de bu genişlemeyle birlikte BRICS mekanizmasının, tekrar “daha da fazla canlanacağını daha etkin çalışacağını” ifade etti. Bu karar kamuoyunda dünyadaki dengeleri sarsmaya, değiştirmeye aday bir karar olarak nitelendirildi.
‘MÜREFFEH, REFAH, STRATEJİK…’
İttifaka yeni üye olan ülkeler, memnuniyet mesajlarını ilettiler.
-
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi: “Ülkemize duyulan güvenden dolayı gururluyuz. Tüm dünya ülkeleri ve halklarının refahı ve yararı için birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”
-
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed: “BRICS liderlerinin bugün bu gruba katılımımızı onaylaması Etiyopya için harika bir an. Etiyopya olarak, kapsayıcı ve müreffeh bir küresel düzen için işbirliği yapmaya hazırız.”
-
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan: “Karar için memnunuz. Dünyanın refahı için birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”
Arjantin Devlet Başkanı Alberto Ángel Fernández: “Arjantin için yeni bir sayfa açılıyor. BRICS ittifakına katıldık. Bu, her zaman hayalini kurduğumuz dünyaya açık kardeş ülke olma yolunda yeni bir adımdır. Kendimizi güçlendirmek için büyük bir fırsatla karşı karşıyayız.”
-
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan: “Ekonomik işbirliğini güçlendirmek için BRICS faydalı ve önemli bir kanal.”
-
İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Muhammed Cemşidi: “Dünyanın yeni ekonomi grubuna kalıcı üyelik, İran'ın dış politikası açısından tarihi bir gelişme ve stratejik bir başarıdır.”
YENİ ÜYELERLE DAHA ETKİLİ GÜÇ HALİNE GELECEK
Suudi Arabistan, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran ve Mısır’ın üyelik başvurularını kabul ederek genişleyen BRICS, 6 yeni ülkeyle birlikte önümüzdeki yıl itibariyle dünyadaki tüm petrol rezervlerinin yüzde 44,35’inin sahibi olacak.
TASS haber ajansı, resmi istatistiklere dayandırdığı haberinde, BRICS’in rakibi olarak gösterilen G7 ülkelerinin (ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, Fransa, Japonya) dünyadaki toplam petrol rezervlerinin yalnızca yüzde 3,9’una sahip olduğunu hatırlattı.
Şu anda Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan ülkeler grubu BRICS’in 48,5 milyon kilometrekareye sahip yüzölçümüyle yeryüzünün yüzde 36’sını oluşturduğu dikkat çekilirken, bu rakamlarında G7’nin iki katından fazla olduğu, Örgütün toplam nüfusunun ise 3,6 milyarla G7 ülkelerine kıyasla 4 kat daha fazla olarak dünya nüfusunun yüzde 45’ini oluşturacağı ifade edildi. G7 ülkelerinin toplam nüfusunun ise 600 milyon kişi olduğu belirtildi.
GSYH 65 TRİLYON DOLAR
Bu şekilde uluslararası arenada dev güç haline gelecek olan birliğin, genişleme sonrası satın alma gücü paritesi açısından gayri safi yurt içi hasılası (GSYH) 65 trilyon dolara ulaşarak dünyanın yüzde 37,3’üne denk gelecek.
G7 ülkelerinin ise satın alma gücü paritesi açısından GSYH oranı yüzde 29,9 ile BRICS’in altında yer alacak.
GIDA ÜRETİMİNİN YARISI
BRICS’in aynı zamanda küresel gıda üretiminin neredeyse yarısını oluşturduğu vurgulanırken, genişleyen birliğe üye 11 ülkedeki buğday hasadının dünyadaki toplam hasadın yüzde 49’unu oluşturduğu, G7 ülkelerinin ise yüzde 19,1’lik paya sahip olduğu kaydedildi. BRICS’in küresel pirinç üretimindeki payı yüzde 55 olurken, G7 ülkelerinin payı ise yüzde 2,6 olarak belirlendi.
TEKNOLOJİDE DE AVANTAJLI
BRICS aynı zamanda yüksek teknolojiler için gerekli metallerin dünya üretimindeki payları açısından da büyük avantaja sahip olurken, birlik üyelerinin küresel alüminyum üretiminin yüzde 79’una, paladyum üretiminin ise yüzde 77’sine sahip olduğu, G7 ülkelerinin ise alüminyum üretimindeki payının sadece yüzde 1,3, paladyumda ise yüzde 6,9 ile sınırlı kaldığı açıklandı. Genişleme sonrasında BRICS küresel sanayi üretiminin yüzde 38,3’ünü oluştururken, G7 ülkelerinin sanayi üretimindeki payı ise yüzde 30,5 ile BRICS’in gerisinde kalacak.
‘TÜRKİYE ÇAĞ ATLAR’
Tarihi BRICS toplantısını, Aydınlık gazetesi yazarı Fikret Akfırat ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Barış Adıbelli Ulusal Kanal’da değerlendirdi. Akfırat ve Adıbelli, Türkiye’nin de BRICS’e zaman kaybetmeden girmesi gerekliliğini vurguladı.
DENGE SİYASETİ İLERLETMİYOR
Türkiye’nin BRICS’e katılmasının çağ atlamasını sağlayacak olanaklar yaratacağını belirten Fikret Akfırat, şunları anlattı:
“BRICS bütün gelişen dünya ülkeleri için bir çekim merkezi haline geldi. Türkiye zaten uzunca bir süredir bir karar döneminden geçiyor fakat hükümetin bir adım ileri iki adım geri şeklinde bir politika izlediği görülüyor. Bu hükümetin kendi dar parti siyaseti çıkarları açsından da bir fayda getirmiyor. Altının çizilmesi gereken nokta bu. Sadece Türkiye’ye kaybettirmesi değil aynı zamanda da Ak Parti hükümetine de kaybettirmesi söz konusu. Dolayısıyla Türkiye derhal hem BRICS hem de Şangay İşbirliği Örgütü’ne üyelik konusunu ele almak zorunda. Yine Türkiye, bu politikalarla birleştirilebilecek aynı doğrultuda Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Koridoru Birleştirme Projesi’ni yeniden gündemine almak ve konudaki politikaları canlandırmak zorunda.”
TARİHİ ADIMIN ATILMASI GEREK
Türkiye, BRICS sayesinde Batı’dan gelen baskıyı daha kolay bertaraf edecektir diyen Akfırat sözlerine şöyle devam etti:
“Birincisi, Türkiye BRICS gibi arkasında kaya gibi duran bir ittifak potansiyeli kazanmış olur. İkincisi, BRICS ülkeleri arasında ekonomide geliştirilen işbirliği, Türkiye’nin bugün tam da ihtiyaçlarına işbirliği modeli. Biz şimdi ne yapıyoruz? Batı başkentlerinden para bulmaya çalışıyoruz veya Körfez ülkelerinden para bulmaya çalışıyoruz. Bunları yatırım parası diye anlatıyorlar ama yatırım parasıyla ilgisi yok, Türkiye’ye sıcak para girsin ve Türkiye ekonomisi canlansın diye bir çaba söz konusu. BRICS’te ise çok büyük kalkınma projelerine sahip, çeşitli kalkınma ortaklıkları var. Türkiye’nin bunları yapması hem işsizlik sorunu hem ekonomik kalkınma arasında çağ atlatacak olanaklar yaratıyor. Türkiye’nin nasıl tutum alacağının belirleyici olduğu bir dönemden geçiyoruz, sadece Türkiye’nin jeopolitik konumu dolayısıyla değil aynı zamanda, tarihsel birikimi ve potansiyeli nedeniyle de. Dolayısıyla Türkiye’nin BRICS’e katılması dünyada dengeleri de BRICS lehine önemli ölçüde değiştirecektir. Amerika şu anda Türkiye üzerinden yeni birtakım hesaplar kurmaya çalışıyor ve Atlantik sistemine bağlı olarak tutmaya çalışıyor. Türkiye’nin BRICS’e katılması ŞİÖ’ye katılması ve Kuşak ve Yol Girişimi’ne de daha kuvvetli bir şekilde dahil olması dünyada jeopolitik dengeleri önemli ölçüde değiştirecektir.”
YENİ PAZARLAR OLANAĞI
Doç. Dr. Barış Adıbelli de BRICS Zirvesi’nin tarihi sürecinde Türkiye’nin rolüne dikkat çekti. Adıbelli, Türkiye’nin ekonomik durumunu değerlendirerek, BRICS’in yaratacağı fırsatları anlattı. Adıbelli şunları söyledi:
“Türkiye’nin daha fazla pazara, ekonomik iş birliğine, ikili temaslara, karşılıklı etkileşime ihtiyacı var. Şimdi BRICS, dünya nüfusunun yüzde 40’ını oluşturduğu gibi, Dünya Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın da dörtte birini temsil ediyor. Dolayısıyla büyük bir pazar olanağı var. BRICS’in en azından 50 ülkeye etki ettiğini biliyoruz. Afrika’da var, Orta Doğu’da var, Avrasya coğrafyasında var, Latin Amerika’da var. Bu ülkelerin hepsi başlı başına büyük pazarlar. Bu ülkeler sıradan ülkeler değil. Bu ülkelerin bir araya gelmesinde önemli bir strateji var. O strateji de büyük yeni pazarları temsil ediyorlar. Dolayısıyla böyle bir organizasyon içinde yer alması demek bütün bu pazarlara doğrudan ulaşması demektir.”