Bu seçimler demokratik mi?
Paranın gücü, yazılı, görsel ve sosyal medya tam bir keşmekeş. Parası olan düdüğü çalıyor. Doğrular, gerçekler değil paranın hakimiyeti hüküm sürüyor. Medyanın hakimiyeti, reklam hakimiyeti hüküm sürüyor, sanki 3- 4 parti seçime katılıyor. Bunun neresi demokratik?
14 Mayıs 2023 seçimlerine saatler kaldı. Ulusal ve uluslararası planda bu seçimler dikkatle gözlemleniyor. Türkiye 1946’dan bu yana seçim yaşıyor. Ancak, bu seçimlerin bugüne kadar yaşanan seçimlerden birçok yönüyle farklı olduğunu söyleyebiliriz. Daha doğrusu seçim tarihinin en önemli, çekişmeli, ittifaklar anarşisinin yaşandığı, emperyalist merkezlerin de en çok dahil olduğu seçimler olarak tarihe geçecek. Öyle ki bütün kartlar açık oynanıyor. ABD ve terör örgütlerinin seçimi kaybetmeleri durumunda yapacakları eylem planı ve tehditler açık açık konuşuluyor ve yazılıyor.
Diğer yandan Türkiye zor bir dönemden geçiyor, ama esas zor dönem 15 Mayıs'tan sonra başlayacak. Çünkü kimsenin çözüme yönelik plan ve programı maalesef yok. Cumhur veya Millet İttifakı'nın gelmesi durumunda aynı sistem devam edecek. Bazı küçük cilalar dışında. Sahada milletvekili adaylarıyla birlikte geziyoruz, maalesef vatandaşın mevcut partilerden yana bir umudu yok. Türkiye adeta partiler düzleminde ikiye bölünmüş durumda. Bir tarafta Cumhur ittifakı, diğer tarafta Millet İttifakı. Sanki seçime giren başka parti yokmuş. Seçmen iki kutup arasına sıkıştırılmış. Vatandaş ne yapacağını şaşırmış durumda, gerçekten gönlünden geçen partiye oy veremiyor. Sistem seçmeni esir almış. Bakalım 15 Mayıs'tan sonra bu kıskaç ne kadar sürecek? Biraz sonra buna ayrıntılı değineceğiz.
Diğer yandan Türkiye'nin güvenliğine de dikkat çekmek gerekiyor. ABD, Millet İttifakının kaybetmesi durumunda, özellikle CHP'yi de devreye sokarak PKK/HDP-Yeşil Sol- FETÖ gibi terör örgütlerini kullanarak kaos yaratma peşinde. Başta hükümetin ve milli kuvvetlerin buna karşı uyanık ve birleştirici olması gerekir. Vatan Partisi Genel başkanı Dr. Doğu Perinçek konuyla ilgili basın toplantısı yaparak, önemli açıklamalarda ve uyarılarda bulunmuştu.
BU SEÇİM DEMOKRATİK BİR SEÇİM Mİ?
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim. Bu seçim de dahil olmak üzere yıllardır yapılan seçimlerin hepsi anti-demokratiktir. Bunu olgularıyla ortaya koyalım. Seçim dediğiniz sadece sandığa gidip, o sandığa zarf atmak değildir. Demokrasi de bu değildir. Seçim, bir sistemin halkın yararına, özgür ve eşit işleyen bir süreçtir ve engeller olamaz. Oy vermek ise, o sürecin en son eylem biçimidir. Peki o süreçte eşit koşullar da, adaletli, bütün partilerin eşit yarıştığı, kendini rahatça ifade ettiği, devletin imkanlarından ve propaganda araçlarından eşit biçimde yararlandığını söyleyebilir miyiz? Bunu biraz açalım.
** 12 Eylül Anayasası ile seçim barajı kondu ve hala devam ediyor. Lafa gelince 12 Eylül'e herkes karşı çıkıyor. AK Parti iş olsun diye barajı %7'ye indirdi Bunu kabul etmiyoruz. Sonuçta o baraj hala orada ve beyinlerde duruyor. Baraj vatandaşın önüne set çekiyor, istediği partiye oy vermesini engelliyor. Bunun neresi demokratik? Baraj kalkmalı, milli bakiye sistemi getirilmeli.
** Her yıl ve ayrıca seçimlerde barajı aşan partilere devletin hazinesinden partilere milyarlarca lira para aktarılıyor. Büyük yanlış. Milletin hazinesinden partilere para verilemez. Hele HDP/PKK'ya hiç verilemez. Bu da bu hükümetin ve devletin ayıbıdır. Partilere aktarılan kaynakla yatırım yapılmalı. Her parti kendi imkanlarıyla seçime girmeli. Devletin bu kaynakları 3-4 parti arasında çar çur ediliyor, hiçbir parti sesini çıkarmıyor. Bir tek Vatan Partisi bununla ilgili doğru ve yerinde bir çıkış yaptı. Bunun neresi demokratik?
** Özellikle devlet televizyonu ve radyo kanalı olan TRT, TRT olmaktan tamamen çıkmış. Tarihte hiç böylesi görülmedi. Tam bir rezalet yaşanıyor. Sanki devlet kanalları değil, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın özel kanalları. Seçime giren başka parti yokmuş gibi. Tersi durum olsa AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan isyan ederdi. Yine de bu millet sabırlıdır. TRT genel Müdürü devletin memurudur, görevini yapmalıdır. Bunun neresi demokratik?
** Paranın gücü, yazılı, görsel ve sosyal medya tam bir keşmekeş. Parası olan düdüğü çalıyor. Doğrular, gerçekler değil paranın hakimiyeti hüküm sürüyor. Medyanın hakimiyeti, reklam hakimiyeti hüküm sürüyor, sanki 3- 4 parti seçime katılıyor. Medyadaki boy boy reklamlar, panolardaki boy boy reklamlar, deyim yerindeyse tam bir “Diktatörlük” hüküm sürüyor. Bu medyadan ve reklam panolarından bütün partiler eşit yararlansa, böylece çevre kirliliği de yaratmamış oluruz. Vatandaş da bu kirlilikten çok rahatsız. Bunun neresi demokratik?
Aday listelerine bakıyoruz yine aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Aynı isimler, yenilik yok. Türkiye'yi temsil edecek adaylardan yoksun listeler. Halktan kopuk, tarikatçı, rantçı, terör örgütü bağlantılı, rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmış, bireyci, çıkarcı adaylar. Bunlar geçmişte Türkiye'yi kurtardı mı ki bundan sonra da kurtarsın. Üretimin içinden gelen işçi, çiftçi, memur, öğrenci, esnaf, sanayici, sanatçı temsilcileri yok. Üretimin içinden gelen kadın adaylar yok. Bunun neresi demokratik?
Vatan Partisi dışında bütün partilerin aday listeleri maalesef Türkiye'nin bugünkü zorluklarını aşacak düzeyde değil. Ve ona uygun programa sahip olmadığını görüyoruz. Vatan Partisi'nin adayları dikkatle incelenmesi, oy verilmesi ve Meclis'e taşınması gerekli adaylardır. Bu adaylar Türkiye için ihtiyaçtır, bu adaylarla Türkiye'nin kaderi değişir.
