Bulgaristan Türklerine yapılan kültürel soykırım anıldı
Bayrampaşa’daki sergi ve sunumlarda, Bugaristan Türklerine yapılan kültürel soykırımının izleri fotoğraflar ve belgelerle gün yüzüne çıkarıldı. Konuşmalarda kimlik, dil ve inanç mücadelesinin unutulmaması gerektiği vurgulandı
Bulgaristanlı Türklere 40 yıl önce yapılan asimilasyon ve kültür soykırımı, BULTÜRK'ün organizesi ile açılan resim sergisi ve sunumlarla anıldı. Toplantı Bayrampaşa’da Millet Bahçesi Kütüphanesi’nde yapıldı. Sergi açılışına çok sayıda davetli katıldı.
Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi ve Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı Nuray Kaya Solmaz, açılış töreni sonrası sergiyi gezdirdi ve fotoğrafları anlattı.
Toplantının sunumunu ise Bulgaristan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Vekili (BGSAM) Nevzat Öztürk ve Nuray Kaya Solmaz birlikte yaptı.
Bulgaristan’da uygulanan kültürel asimilasyonun tarihi süreci ele alındı ve o dönemde yaşanan acılar, mücadeleler aktarıldı. Türklere yapılan bu soykırımların unutulmaması gerektiğini vurgulandı.
‘HALA İKİNCİ SINIF VATANDAŞIZ’
BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk açılış konuşmasını şöyle yaptı:
“Yok sayılan kimliğimiz ve inançlarımıza yapılan saldırılar direnişin kıvılcımını oluşturdu. Kıvılcım sadece Bulgaristan’da olmadı. Bugün hala Bulgaristan ekonomisi toparlanmış değil. 89’da iş bırakmalar olmuştu. adınlarımız da direnişte yer aldı. Bizim annemizin tek başına yaptığı işi 10 kişi yapamazdı. Biz Bulgaristan’da şu anda ikinci sınıf vatandaşız. Oy kullanma hakkına sahibiz ama seçilme hakkına sahip değiliz. Bunun mücadelesini vermeliyiz. Bizler zorlukların içinden dimdik ayakta çıkan bir neslin evlatlarıyız. Dilimizi, kimliğimizi yasakladılar. Biz kökümüzle, inancımızla buradayız. Ayakta durmaya devam edeceğiz.”
‘TÜRKLERE KÜLTÜR SOYKIRIMI YAPTILAR’
Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu da şunları söyledi:
“1980’li yıllardan sonra Balkanlarda, özellikle Bulgaristan’da yaşayan vatandaşlarımız üzerinde büyük zulümler, katliamlar oldu. Vatandaşlarımız zorunlu bir şekilde topraklarını terk etmesi için göçe zorlandı. Bu 90’lı yıllara kadar devam etti. Bu kültür soykırımı; vatandaşlarımızın isimlerini değiştirmesi, yaşam haklarının sınırlandırılması, ibadet haklarının elinden alınmasıyla başladı. Yerlerini terk etmeleri için büyük bir katliam, baskı yapıldı.
"1984-1989 arasında birçok vatandaşımız oradaki her şeyini bırakarak ana vatana geldiler. Burada da ekonomiye ve çalışma hayatına büyük katkılar sundular. Orada kalan vatandaşlarımız 89’dan sonra zor şartlarda yaşasalar da ilişkilerini koparmadılar. 100 yıl boyunca süren bu baskıları, soykırımları asla unutmayacağız. İnsanlarımızın mezar taşlarına kadar her şeyi ortadan kaldırmak istediler. İnsanların isimlerini değiştirseler de mezar taşlarını yok etseler de beyinlerindeki, kalplerindeki sevgiyi alamadılar.”
‘ÜLKEMİZİN GÖLGESİ KENDİSİNDEN BÜYÜK’
“Biz büyük bir milletin evlatlarıyız.” ifadelerini kullanan Bayrampaşa Kaymakamı Abdullah Çiftçi “3 kıtaya hükmetmiş, 45 devletin kurulduğu, 31 devletinde etkileşimde bulunduğu, toplam 76 devlete hükmetmiş bir imparatorluk geçmişi olan ülkenin vatandaşlarıyız. Ülkemizin gölgesi kendisinden çok daha büyük. Biz ne kadar güçlü olursak bu ülkelerdeki insanlar o kadar huzur bulur. Fakat ne zaman zayıfladıysak, bu ülkelerde yaşayan soydaşlarımız zulüm görmüştür. Bizim her zaman güçlü olmamız önemli. Zulme uğrayanların gözü bize bakıyor. Çocuklarımız, gençlerimiz bu tür etkinliklerle tarihimizi öğrenmeli, geleceğe daha hızlı ve büyük umutlarla hazırlanmalı.” dedi.
‘BU SOYKIRIMLAR UNUTULMAMALI’
Rumeli Vakfı Başkanı Kemal Baltepe de şunları kaydetti:
“Güneydoğu Avrupa, medeniyetin beşiği denilen Bosna’da, yakın tarihte Kosova’da 40 yıl önce de Bulgaristan’da yaşadığımız kültür soykırımını asla unutmayacağız. Zaman ne kadar geçerse geçsin Türkler büyüyerek, güçlenerek düşman karşısına çıkmaya devam edecek. Osmanlı döneminden beri böyle. Her türlü zorluk, sıkıntı bizi daha fazla kenetlemiştir. Bu soykırımlar unutulmamalı.”
Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu Başkanı Menderes Demir ise “Türkiye mazlum milletlerin sesi olmak mecburiyetinde. Güçlü olmak için çalışmak lazım. Sivil toplum örgütleriyle, devletiyle, siyasetiyle mücadele edeceğiz. Türk Devletleri Teşkilatı da kuruldu. Bağımsız olan, altını doldurabileceğimiz bir Türk birliğinin olacağına inanıyoruz.” dedi.
HAFİZE BESİM GÜN’ÜN HAYATI BELGESEL OLDU
TRT, Yeşilçam'da ve çeşitli televizyonlarda çalışan Sinema Yönetmeni, Yapımcı, Senarist İsmet Arasan “65 yaşındayım. Türkiye Cumhuriyeti’nde Balkanlar ile ilgili en çok film çeken kişi benim. Yaptığım projeleri Kültür Bakanlığı da destekliyor. Fakat yeterli olmuyor çoğunlukla. Ses sanatçısı, tiyatro oyuncusu, şair ve yazar Hafize Beysim Gün’ün hayatı belgesel film olarak seyirciyle buluşacak. 80 yaşına girmek üzere.
Bulgaristan'dan Türkiye'ye uzanan 55 yıllık sahne hayatı var. Onun belgeseli için destek aradım. Türkiye’nin, insanlığın gelişimi, geleceği için daha kalıcı eserler bırakmak istiyorum. İnsan mesleğinden ekmek yer. Mesleğini sevmeyen insanın, memleketine ve kendine zararı olacağını düşünüyorum.” dedi.
Konuşmalar sonrasında plaketler verilerek etkinlik sonlandırıldı. Sergi 28 Aralık 2024 ve 5 Ocak 2025 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.