ABD güdümünde 6 ayda bir seçim: ‘Bulgaristan için çalışan siyasetçi yok’
ABD etkisindeki Bulgaristan’da 6 ayda bir seçim yapılıyor. 27 Ekim’de yapılacak Genel Seçim öncesi Aydınlık’a konuşan BULTÜRK Dernek Başkanı Rafet Ulutürk, Bulgaristan’da siyasetçilerin ülke çıkarına çalışmadığını belirtti. Bunun için seçime katılımın yüzde 30’dan, yüzde 25’e gerileyeceğini söyledi
Bulgaristan’da, Amerika etkisini artırdıktan sonra 3 senedir, neredeyse 6 ayda bir genel seçim yapılıyor. 27 Ekim’de de yine Bulgaristan genel seçime gidiyor. Vatandaşın seçime katılımı ise yüzde 30. Yaklaşan Bulgaristan Genel Seçimini Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Başkanı Rafet Ulutürk ile konuştuk.
Ulutürk, bu seçimlerde katılımın daha da düşeceğini, az sayıda oy alan partilerin de bu nedenle Meclise gireceğini belirtti. 5-6 partili koalisyonlardaki anlaşmazlık nedeniyle seçimlerin yine 6 ay sonra yapılacağını öngördüğünü belirtti.
Rafet Ulutürk ayrıca Bulgaristan’da yaşayan Türklerin sorunlarını da anlattı. Bulgaristan’ın ikinci partisi olan Türk Partisi’nin sadece adının Türk Partisi olduğunu ve 34 yıldır Türk toplumu için hiçbir kazanım elde etmediğini söyleyen Ulutürk, partinin Bulgarların hesabına hizmet ettiğini söyledi. Türkiye’de yaşayan Türk Bulgaristan vatandaşlarına sandığa gitmeme çağrısı yaptı.
BU SİYASİ ÇIKMAZA NASIL GELİNDİ?
Ulutürk sözlerine 1990’dan bu günkü siyasi duruma nasıl gelindiğini tarihten güncele şu ifadelerle anlattı:
“Bulgaristan Türkleri, 1990'dan sonra yani demokrasiye geçişten sonra, halklarını almış değiller. Çünkü demokrasiye geçiş olmadı bizde. Çünkü 1990 yılında iki tane parti vardı. İki kutup gibi düşünün. Eski Bulgaristan Komünist Partisi, bir kelime değiştirmekle Sosyalist Partisi oldu. Diğer tarafta da Demokratik Güçler Birliği vardı. Şimdi Demokratik Güçler Birliği aslında güzel bir başlangıç yaptı fakat Bulgar istihbaratı o dönemde bir joker buldu. O joker de Türk Partisi’ydi.
"Türklerin, Sosyalist Partisi'nin döven, söven, hapse atan politikasına gitme şansı yoktu. Bütün halk Demokratik Güçler Birliği’ne gidecekti. Onun önüne geçebilmek içinde bir tane Türk Partisi ortaya çıkarttılar. Ahmet Doğan diye de kendi yetiştirdikleri elemanı başına koydular. Ve böylece üç tane parti oldu. Bulgar Sosyalist Partisi (BSP), Demokratik Güçler Birliği ve Türk Partisi. Seçimlerden sonra tabii Demokratik Güçler Birliği ile Türk Partisi hükümet kurdu.
“1990-1991 yıllarıydı. O zaman gençtik ve hükümeti yıktık dedik. Yani Türk Partisi hükümeti yıktı. Müthiş bir şey değil mi? Bulgaristan'da bir devrim. Ama daha sonra Bulgaristan Sosyalist Partisi'yle beraber olduk. Hükümeti Bulgar Sosyalist Partisi ile Türk Partisi kurdu. Ve devam ettik.
“1997 yılında Ivan Kostov, Demokratik Güçler Birliği'nde öne çıktı ve o iktidarı aldı. O dönemde de zaten düşüş vardı Türk Partisi'nde. İvan Kostov'un dönemi de az sürdü. 1996-1997 yılları arasında iki sene yönetebildi.
“Fakat ondan sonra İspanya'dan Simeon Sakskoburggotski diye bir kralı getirdiler. Simeon Sakskoburggotski'yi getirdikten sonra tekrar Rusya'yla bağlantı kurdular. Burgoçki, Türk Partisi ve Bulgar Sosyalist Partisi beraber hükmet kurdular. 2009'a kadar devam ettiler.
“2009'dan sonra Almanya'nın partisi geldi iktidara. Ama Almanya'nın partisiyle anlaştılar. Cumhurbaşkanlığı Rusya'da, Başbakanlık Almanlarda kalacak şeklinde anlaştılar.
‘BULGARİSTAN HALKI İÇİN ÇALIŞAN KALMADI’
“İşte 3 sene önce de Amerika geldi. Amerika'da okumuş iki kişiyi getirdiler. Birini Başbakan diğerini de Maliye Bakanı yaptılar. Ve böylece Bulgaristan tamamen Amerikan gündemine girdi. 3 senedir de 6 ayda bir seçim yapmamızın sebebi bu. Amerika ile Rusya'nın çatışması. Yani Amerika oyun kurmaya çalışıyor, öteki kurdurmuyor. Bulgaristan halkı için çalışan parti de kalmadı.
“Şimdi Bulgaristan'da istikrar gözükmüyor. Çünkü seçime katılım yüzde 30. Bu seçimlerde yüzde 25'e düşmesini bekliyoruz. Yüzde 25'in altına düşerse az oy alanlar da meclise girmiş olacak. 8-10 tane parti girmiş olacak meclise. Baraj 4 ama katılım az olduğu için girmiş olacaklar. Ve bu sefer de hükümet kurabilmek için en az 5-6 parti gerekecek. Şimdi üç tane parti hükümet kuramazken 5-6 parti nasıl anlaşıp da hükümet kuracak? Mantıken her şey ortada zaten. Olmadığı zaman da geçici hükümet ya da koalisyon yapıp beş ay sonra mart ayında gene seçimler olacak.
BULGARISTAN’DA BİR DAVA YOK
“Burada seçime katılımın iyice gerileyecek olması sık sık seçim yapılmasından kaynaklanmıyor. Mesela Türkiye’de seçimlere katılım hep rekor düzeyde oluyor. Neden? Çünkü Türkiye’de bir dava var. Herkes o davanın peşinden koşuyor. Ama Bulgaristan’da bir dava yok. Buradaki partiler seçime katılmayan yüzde 70’lik kısma odaklanmıyor. Yüzde 30’dan pay almaya çalışıyor. Oysa Bulgaristan’da yüzde 70’lik bir kesim yenilik arıyor. Bu yenilik araya kesime yoğunlaşmak gerekiyor.
‘TÜRKİYE’DE OY KULLANMAYIN’
Türk Partisi başta olmak üzere, siyasi bir yenilik yerine başka ülkelerin hesabına çalışan partilerin bu seçimlerde yok olacağını belirten Ulutürk, Türkiye'de yaşayan Türk Bulgaristan vatandaşlarını seçimi boykot etmeye çağırdı:
“Biz Türkiye'de oy kullanılmaması taraftarıyız. Çünkü Türkiye'de oy kullananlar oy kullanma hakkına sahibiz ama seçilme hakkına sahip değiliz. Yani ikinci sınıf vatandaşız. Biz diyoruz ki bunu ortadan kaldırmadıktan sonra artık seçimlere katılmayacağız. Ve bu başlangıcı bu seçimlerde yapacağız. Bu seçimlerde Türkiye'de kimse oy kullanmasın. Bulgaristan seçimleri için 93 bin oya kadar çıkmıştı oy kullanma sayısı. İnşallah onu 30 binlere indirmeye çalışacağız. Çünkü o partilerin de bu tepkiyi görmesi lazım.
‘BÜYÜK PARTİLERİN HEPSİ YOK OLACAK’
“Bulgaristan'da, Bulgar siyasetçiler tamamen Türk düşmanlığı üzerine siyasetlerini inşa etmiş durumda. Zaten şu anda Bulgaristan'da Bulgar devleti için çalışan neredeyse parti yok. Biri Amerikancı, biri Rusçu, biri Almancı, Avrupacı bunlar var. Ama Bulgaristan halkı için yok. İşte onun için zaten yüzde 70 oya gitmeli. Halk doğruyu çok iyi görüyor. Bu oran yüzde 75'e çıkacak. Ben diyorum ki bu seçimlerde başlanacak ve önümüzdeki Mart seçimlerinde büyük partilerin tamamı yok olacak. Yeni partilerin ortaya çıkacağına ve yeni liderler ortaya çıkacağına inanıyorum. Büyük partiler bölünecek içerisinden yeni liderler çıkacak.
‘GÖNÜLLÜ BİR ASİMİLASYON VAR’
Ulutürk, Bulgaristan’da yaşaya Türklerin durumuna ilişkinde şöyle konuştu: “Türklerin durumuna gelirsek. Değişen tek şey, eskiden devlet baskısı vardı, o baskı kalktı. Fakat 34 yıldır gönüllü bir asimilasyon var. Bu daha tehlikeli. Çünkü eskiden isimler değişirdi ama içimizde bir ruh vardı. Türk ruhu içimizde yaşardı. Şimdi o yok olmaya başladı. Bu da siyasilerden kaynaklanıyor tabii. Çünkü senin siyasi liderlerin nereye giderse herkes oraya doğru gider. Bizim siyasi liderimiz yok.
‘BU SEÇİM AHMET DOĞAN'IN SİYASİ KARİYERİNİN SONU’
“Siyasi duruma geçersek. Türk Partisi'nin lideri Ahmet Doğan dediğimiz adam saraylarım var dedi saraylardan atıldı. Partim var dedi partiden atıldı. Ve şimdi gittiler Alyans diye bir koalisyona sığındılar. Bunların derdi milletvekili olmak. Çünkü pislikleri çok. Ve dokunulmazlık zırhına girmeleri gerekiyor. Bu seçimler Ahmet Doğan'ın siyasi kariyerinin sonu olacak.
“Bulgaristan da asimilasyona ses çıkartan halkı yok ettiler. Bulgaristan'da ses çıkaran, muhalefet eden, yani Türk Partisi'ne muhalefet eden herkes ya Türkiye'ye geldi ya Avrupa'ya gitti. Kaçmak zorunda kaldı. Çünkü Bulgaristan'da durma şansı yok. Hatta onu bırakın. Senin annen baban Bulgaristan'da, sen buradasın. Senede bir kere geldiğini düşün. Orada Türk Partisi'ne bir eleştiri getirdin. Annene, babana odunu, kömür göndermiyorlar.
‘SADECE ADI TÜRK PARTİSİ’
Türk Partisi ve Bulgaristan’da Türkleri lideri olduğunu iddia eden Ahmet Doğan için de Rafet Ulutürk şu düşünceleri paylaştı:
“Bulgaristan'daki Türk Partisi Bulgar istihbaratının elemanı. Bulgar istihbaratı tüzüğünü yazdı, elemanını koydu. Sadece adı Türk Partisi. Şimdi Türk Partisi bölündü. Türk Partisi dediğimiz hak ve özgürlük hareketi şu anda Bulgar PSK'nin güdümünde. Fakat Ahmet Doğan dedim eski başkan, ayrılıp gittiler ve bir başka koalisyona dahil oldular.
"Bulgar partilerin tamamı bu Aliyansı yani Ahmet Doğan'ı destekliyor. Tesadüf mü bu? Yani burada bir tezat var, burada bir problem var. Onun için de biz diyoruz ki Ahmet Doğan'a oy verilmesin. Ahmet Doğan'ı baraj altında bırakmak lazım ki bir güzel bir ders alsın. 34 yılda Türk milletine bir faydası olmayan lider olur mu?
‘BİR MİLLET UYUTULUYOR’
“Türklerin gazetesi yok. Türklerin basını yok. Televizyonları yok. Dilimiz yok. Şu anda Türkçe yok okullarda. Bakın ben diyorum ki faşist dönemindeki (1930), komünist dönemdeki (1950) haklarımı istiyorum. Oradaki haklarımızı şu anda istiyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Komünist dönemindeki, faşist dönemindeki haklarımız bugün yok. İşte en büyük problem burada zaten. Bir millet uyutuyorlar. Senin başkanın onlardan olduktan sonra uyutulursun. Bir milleti uyutmanın en iyi yolu liderini satın almaktır. 34 senedir bu nedenle istedikleri gibi oynuyorlar.”