Bursa'da 2. sanayi bölgesi tartışması

Bursa’da şimdilerde Teknosab ile Soğuksu bölgesine yapılmak istenen Teknosab benzeri 2. sanayi bölgesi tartışması var. Kamuoyunda “hayırcıların” başını çekenlerden bir de bizim ogaste.com’un yazarı Yüksel Baysal. Yıllardır Teknosab’ı eleştirdiği gibi, Soğuksu bölgesine de yapılmak istenen OSB’ye yerinin yanlış olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. Hatta Bursa’ya bundan sonra tek bir fabrika dahi yapılmasın fikrinde de inatçı.

Ona kalsa kente tek bir çivi çakılmayacak. Haklı olduğu yerler yok mu? Hem de o kadar çok ki… Ama Bursa o bakir kalma trenini 64 yıl önce kaçırmış. Buraya önce TOFAŞ ardından da OYAK-RENAULT fabrikalarının yapılmasıyla, kent adımını atmış, kararını vermiş. Aslında daha da geriye gidersek kent 1889’lı yıllarda ilk ipek işleme fabrikasını ardından da Cumhuriyetin ilk döneminde Merinos’u açarak yönünü belirlemiş. Beğenseniz de beğenmeseniz de Bursa artık bir sanayi kenti. Üzgünüm tarım kenti, turizm kenti, tarih kenti olma özellikleri 2., 3., 4. olarak arkasında sıralanıyor.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın öncülüğünde yapılan Teknosab’ı ilk duyuranlardan biri olarak halen doğru bir OSB olarak gördüğümü belirtmeliyim. Burayı planlayan şehir plancılarıyla da görüştüm. Söyledikleri “Bursa için doğru bir proje. Amacı, yeri, hedefleri, işlevi yerinde” idi. Benzer değerlendirmeyi iktidarın Bursa’daki en üst temsilcisi AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan yaptı. Ogaste.com’a ziyaretinde hem Teknosab’ı hem Soğuksu’yu konuştuk.

“Planlı sanayi bölgesine asla karşı değilim. Sanayi bölgesi ilan edilmeyen hiçbir yerde sanayi firması olmasın abi.” dedi. Yüksel Baysal, Necati Kartal ve bana “Teknosab’a hiç gittiniz mi?” diye sordu. “Hayır” dedik. “Bir gitseniz sadece 3 fabrikayı gezdiğinizde bile biz nereye düşmüşüz böyle. Burası neresi diyecek ve fikriniz tamamen değişecek.” dedi. Sonra da “Bir gün ben sizi götüreyim, gezdireyim.” dedi. Biz de “mutlu oluruz” dedik.

Teknosab’ın yerinin lojistik olarak çok doğru tercih olduğunu söyledi, sözü Soğuksu’ya getirdi: “2017’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı satışına karar veriyor. Söz konusu kooperatife satış yapıyor, kooperatif hazine arazisinin dışında köylüden de toprak alıyor. Hem de köylü mağdur olmasın diye o dönem değerinin üzerinde, deli paralarla alım yapıyor. Soğuksu’ya biraz daha objektif bakmak lazım. Orası Yüksel abi senin dediğin gibi yeşillik, tarım arazisi değil. Çorak arazi. Kıraç yer.”

Yoldaş Yüksel de “Biz Cennet’le gittik, gördük. Hiç de sizin dediğiniz gibi çorak değil” deyince, ben “Evet doğru gittik ama demek ki Yoldaş beni yanlış yere götürmüş “diyerek Yüksel’e çattım. Bunun üzerine Davut Başkan “Bir de ben götüreyim sizi. O zaman bakın yeşillik ki, kıraç mı?” dedi.

Davut Gürkan “Kümeleşme dediğimiz sanayi alanlarının da mantığı bu zaten. Sanayileşmeye öncelik veren ülkeler Avrupa, Çin gibi, kümeleşme ile büyüyorlar. Örneğin İnegöl kümeleşmeyi yaptı” dedikten sonra sözü tüm bu tartışmaların ana nedeni olan sıkıntıya getirdi:

“Biz şehri planlayamadığımız yani 1/100.000’lik anayasayı oluşturamadığımız için bu sıkıntıları yaşıyoruz. Bakın benim canım yanıyor. Çalı Bölgesi, Kayapa bölgesi. Tamamen plansızlıktan oluştu. Biz şehrin geleceğinin 50 yılını planlamalıyız. Şehrin içinde kentsel dönüşüm yapmamalıyız. Emsal artışı olmamalı. Sanayi bölgesi mi planlıyorsun, hemen yanına konutunu ve ulaşımını koymalısın”.

O yüzden AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan gibi ben de Yüksel’e katılmıyorum. Sanayi kenti olarak Bursa’nın ileri sanayi alanında daha da teknolojik büyümesini gerçekleştirecek, ülkeye katma değer katacak yeni sanayi alanlarının kurulmasını günümüzün ve geleceğimizin olmazsa olması olarak görüyorum. Son olarak “Bu şehri ayakta tutan sanayidir.” gerçeğini hatırlatmalıyım.

Ülkenin ağır ekonomik krizinden dolayı fabrikalar 3 olan vardiyalarını 2’ye 1’e düşürdüler. Kriz hemen kentin ticari hareketliliğine yansıdı. Gidin çarşıya, AVM’lere bakın bakalım eski insan kalabalığı var mı?