23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor

25 Şubat'a kadar açık olacak 'Film Gibi' sergisi, 18 sanatçının eserlerinden oluşuyor. Balaban Sanat Galerisi, genç sanatçıların Türk plastik sanatlarına katkıda bulunmasına destek vermeyi sürdüreceğini duyurdu.

Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor
A+ A-
Zafer BİLGİN

Balaban Sanat Galerisi, Türk resminin kurucu ustası İbrahim Balaban’ın 100. yaşını andığı sergisinin ardından 18 sanatçının 5’er yapıtla katıldığı sergiyi konuk ediyor. 12 Şubat’ta açılan sergi, 26 Şubat’ta toplanacak. Sergiye sanatçılar Engin Korkmaz, Erdi Korkmaz, Ertuğrul Bereketoğlu, Evren Karayel, Hasan Mirza, Haydar Ekinek, İbrahim Tokaslan, İsmail Tetikçi, Necati Seydi Ferahoğlu, Nurgül Ferahoğlu, Meltem Söylemez, Murat Özdoğru, Osman Akça, Ömer Eken, Tolga Boztoprak, Vedat Örs, Yavuz Deniz, Zehra Başaran katılıyor.

14 ŞUBAT’A ÖZEL PROJE SERGİSİ

Balaban Sanat Galerisi’nin kurucusu Hasan Nazım Balaban, Balaban’ın 100. Doğum Günü Anma Sergisi olan ‘Balaban 100 Yaşında’ sergisinin duygusal bir atmosferde yoğun katılımla çok ses getirdiğine değindi.

Yeni sergi “Film Gibi”nin Sevgililer Günü kapsamında bir proje olduğuna değinen Balaban, şöyle konuştu:

SİSTEM KURULDU

“Büyük aşklar için söylenir ya ‘Film Gibi’ diye... İşte bu sergiye 18 sanatçı 5'er adet eserle katılıyor. 25x40 cm ebatlı eserlerini bu sergi için özel çalıştılar. Bu eserler film şeridi gibi özel bir sistemle sergilendi. Genç sanatçıları destekleyip onların Balaban ismi altında gelişmelerini ve Türk plastik sanatlarına katkıda bulunmalarını sağlayabilirsek ne mutlu bize.”

BALABAN TOPRAKLA BAĞINI HİÇ KOPARMADI

Sergide yapıtları bulunan sanatçılardan bazıları Aydınlık'a konuştu:

Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor - Resim: 1

Tolga Boztoprak (Ressam):

Yıllar önce, çağdaş Türk resim sanatının büyük ustası İbrahim Balaban ile Beyoğlu’nda, Bindallı Sanat Galerisi’nde açmış olduğu resim sergisinde tanışma fırsatı bulmuştum. Büyük ustaya hayranlığım, Nazım Hikmet’le geçirmiş olduğu cezaevi yıllarında usta-çırak ilişkisiyle hiç eğitim almadan çağdaşlarıyla Türk resim sanatında yerini almasıdır. Toprakla bağını hiç koparmayan, emeği konu alan, köyü, tarlaları ve çalışanları ön plana çıkaran büyük usta figürleri bir imza niteliğindedir. Tekirdağ’da açılışında bulunduğum Balaban Müzesi de çevresine ışık saçmaya devam ediyor.

Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor - Resim: 2Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor - Resim: 3Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor - Resim: 4

Ömer Eken(Ressam):

'Film Gibi' sergisi Balaban Sanat Galerisi’nin düzenli olarak her sene yapmayı planladığı bir karma sergi projesidir. Bu projenin ilk sergisine 5 seri resmimle katıldım. 'Olağanlaşan Yalnızlıklar' adını verdiğim bu seri işlerimde, erkek dünyasında kendini ifade etme güçlüğü yaşayan kadının zamanla mevcut düzeni kanıksayıp kendi içsel yalnızlığına çekilmesinin hikâyesini anlatıyorum. Üçüncü sergimi de 2022’de Balaban Sanat Galerisi’nde açmayı planlıyoruz. Bu yıl içerisinde de sanat fuarlarımız olacak. Bütün sanat severleri şimdiden davet ediyorum.

"Burdaki yalnızlık, maddi bir yalnızlıktan ziyade düşünsel bir yalnızlıktır. Anlaşılamamanın, saygı görememenin yaratmış olduğu zorunlu bir yalnızlıktır. İnkâr edilen varlığın, bilincin mücadeyi bırakıp kendi kabuğuna çekilmesidir. Mücadeleden çekilen kadın adeta suskunluk yemini etmiş gibidir. Yalnız, bir başına, etkinlikten yoksun, tamamen edilgen, varoluşsal bir sancının pençesinde.
Farklı mekânlarda benzer olgular yaşanır. Sözkonusu kadınsa sadece hikâye değişir. Erk kimi kadını yücelterek kimliksizleştirir, kimi kadını aşağılayarak. Bunun bilincinde olmayan kadın yaşadığını zanneder; bilincinde olan kadın ise, kadının öz benliğine kavuşması için savaş verir. Bütün kaotik atmosfere rağmen umut hep vardır. Işık karanlığı delip geçer, aslolan gerçeği aydınlatır.
Balaban resimleriyle tanışmam üniversite yıllarında oldu. İlk bakışta resimlerindeki kırsal yaşantı, buğday başaklarını sırtlayan soluk yüzlü, durağan insan figürleri dikkatimi çekmişti. O dönemde figüre yaklaşımım akademik kurallar dahilinde biraz katıydı. Figürü olabildiğince gerçekçi yansıtma çabasındaydım. Deforme edilmiş figürler pek ilgimi çekmezdi. Ama Balaban'ın deforme edilmiş insan figürleri beni rahatsız etmiyordu. Aksine içten içe kendime çok yakın görüyordum. Çok bilinçli, planlı bir deformasyon vardı resimlerinde. Kullanılan renklerle bütünleşen grotesk bir yapı hakimdi çalışmalarında.
Resimlerindeki bu sistematik entropik yaklaşım çok etkilemişti beni. Balaban Sanat Galeri’siyle yolumuz kesiştikten sonra Balaban'ı daha yakından tanıma fırsatım oldu. Bir çok çalışmasını canlı görme ve inceleme fırsatım doğdu. Çalışmalarına yakından bakınca tesadüfen atılmış hiç bir fırça darbesinin olmadığını görüyorsunuz. Resimlerinin her santimetre karesi matematiksel bir hesapla yapılmış gibi. Formu parçalara ayırıp sonra bu parçaları müthiş bir uyumla birleştirmek kolay değil. Bu ancak usta ressamların başarabileceği bir şey. Başak tanelerinin kompozisyonda nesneden çıkıp resme ritmik bir hareket veren biçime dönüşmesi Balaban'ın kullandığı nesnelere sadakatini gösteriyor. Resme dinamizm katmak için başka teknik yollar varken, bu dinamizmi yaratmak için kendisinde anısı olan nesneleri kullanması düşündürücü. Gençliğinde yasadığı olumsuzluklar, cezaevi süreçleri, Nazım Hikmet ve en önemlisi belki de insanın insanla- doğayla olan kavgası Balaban’ın resimlerine şekil veren temel unsurlar. Balaban kendi hikâyesini toplumun hikâyesiyle harmanlaştırıp bize naif bir üslupla, birbirinden güzel resimleriyle sunan bir ressam. Balaban'ı öğrendikçe resmini sevmeye, resmine hayranlık beslemeye başlıyorsunuz."

Haydar Ekinek (Ressam):

Büyük Usta’nın 100. Yıl Sergisi’nde bulunmaktan büyük bir onur duydum. Zaten Balaban Türkiye'de en beğendiğim sanatçıların başında gelir. Kendisi ile hiç karşılaşmadım ama eserlerini büyük bir zevkle takip ediyor ve ilham alıyordum. Balaban adına kurulan sanat galerisi ayrıca bir anlam teşkil etmektedir. Eminim ki tüm sanatçı arkadaşlar ve sanatseverler de aynı duyguyu taşıyor ve anlamını idrak edebilmektedir. Balaban'ın sanat adına verdiği büyük mücadeleyi saygı ile anıyorum. Onun yaşamı ve gayretinin ne denli kıymetli olduğunu biliyorum. Sanat adına atılmış adımları, en büyük mücadelenin simgelerinden biridir. Ayrıca Türk sanatına kattığı bu eserler, yıllar boyu konuşulacak ve şüphesiz değer kazanacaktır.Büyük aşklar 'Film Gibi' sergisinde dile geliyor - Resim: 5

Kültür Sanat Sanat sergi resim fotoğraf minyatür Balaban