08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet’i saygıyla anıyoruz: Milli Onur ve Vicdanı yüreğinde taşıdı

Türk ve Dünya Şiirinin en büyük şairlerinden biri olan Nâzım Hikmet, bugüne ve yarına taşıdığı milli onur ve vicdanla ışık tutuyor. Milli bilincin taşıyıcısı olan Hikmet, bugün yapılan ilericilik tartışmalarına Budapeşte Radyosu’nda yaptığı konuşmayla 70 yıl önce yanıt vermişti.

Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet’i saygıyla anıyoruz: Milli Onur ve Vicdanı yüreğinde taşıdı
A+ A-
GÖZEN ESMER

Her sene olduğu gibi bugün de Nâzım Hikmet çeşitli etkinliklerle anılıyor. Türk Şiirinin ustası, Aydınlıkçı Nâzım Hikmet bugüne ve yarına ışık tutuyor. Kendisini “Ben bir Türk Şairi, Komünist Nâzım Hikmet” diye açıklayan Hikmet, daha ilk gençlik yıllarında milli bağımsızlık duygusunu hissetmiş biriydi. Milli bilinci hem şiirleri, konuşmaları ve yazılarıyla taşıyan Hikmet, Türkiye’nin esas sorunun ABD emperyalizmi olduğu tespitini yapmıştı.

ORYANTALİZME MEYDAN OKUMUŞTU

İstanbul’un işgali, milli bağımsızlık ve haysiyet duygusu Nâzım Hikmet’in “gayeli şiirler” yazmasına da sebep olur. Mevlevi ve tasavvuf temalı şiirler yerine milli hisleri anlatan şiirler yazmaya başlar. En yakın arkadaşı Vâlâ Nureddin, Nâzım Hikmet’in ilk gençlik yılarından itibaren milli bağımsızlık duygusunu taşıdığını anlatır. Bu hassasiyetini oryantalizm konusunda da gösterir Büyük Usta.

Yahya Kemal, Abdülhak Şinasi Hisar gibi isimlerin de aralarında olduğu pek çok aydının Pierre Loti Cemiyeti’ni kurmasından (1919) ve Pierre Loti’ye TBMM tarafından da teşekkür edilmesinden sonra sert bir Pierre Loti şiiri yazar. Loti’ye “şarlatan” diyen Hikmet, “Maddeden ayrı ruha inansaydım eğer/Şarkın kurtulduğu gün/senin ruhunu/köprü başında çarmıha gerer/karşısında cigara içerdim!” dizelerini yazar. (1925) Batı’nın Doğu toplumlarına acımasına ve “çocuk” olarak görülmesini asla kabul etmez. Çünkü emperyalizmin işgalini yaşamış bir şairdir ve milli onuru yüreğinde taşır.

GERÇEK KAHRAMANLIK DESTANI KUVAYİ MİLLİYE

Ancak onun vatansever duygularını en çok Kuvayi Milliye Destanı’nda görüyoruz. Üstelik kahramanlığı gerçekle buluşturarak ve eşsiz bir anlatımla…Kuvayi Milliye Destanı’nın her bölümünde ülkesi için savaşan Türk insanının yüzünü görür, sesini duyarız. Karayılan, Kambur Kerim, Kartallı Kazım, Arhavali İsmail. Afyon sırtlarında kendi deyimiyle sarışın bir kurda benzeyen Mustafa Kemal Atatürk…

Tiyatro Sanatçısı Okday Korunan Nâzım Hikmet’in milli bilincini Aydınlık’a şu sözlerle anlattı:

Nazım Hikmet sen memlekettin. Mazlum milletlerin, emeğin sesi Nazım Hikmet’tin… Ülkene, insanına aşk ile bağlıydın. Dünya insanlarının sevgi ve barış içinde yaşaması düşüncesine gönül vermiştin. Milli demokratik devrim idealinin düşünürü, kalemiydin. Sömürüyü silmek, değişimin kıymetini bilmek üzerinden Türk ve dünya edebiyatına ilham olmuş bir şairdin...”

BAĞIMSIZLIKTAN YANA OLANLAR İLERİCİDİR

Ömrü boyunca milli bağımsızlık ve haysiyet duygusunu taşıyan Nâzım Hikmet, siyasi ve ideolojik mücadele vermekten geri durmadı. Türkiye’nin en büyük meselesinin ABD emperyalizmi olduğunu her fırsatta dile getiren Hikmet, 1954 yılında Budapeşte Radyosu’nda yaptığı konuşmada gerçek vatan hainlerinin Amerikancılar olduğunu ifade eder.

“Türkiye’deki en büyük mesele evimizin meselesidir, evimizin bağımsızlığı meselesidir” diyen Nâzım Hikmet, saflaşmanın da buna göre olduğunu belirtir. Bugün yapılan “İlericilik nedir?” tartışmasına yanıt veren Hikmet, konuşmasında şunları söyler:

“Türkiye’deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun, siyasi kanaatleri ne olursa olsun, hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar, eğer Türkiye’nin gerçek milli bağımsızlığından yanaysalar yani daha açık konuşalım: Eğer Türkiye’den Amerikan hakimiyetinin def olup gitmesinden yanaysalar, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye’de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye’nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar, yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.”

Büyük Türk Şairi Nazım Hikmet’i saygıyla anıyoruz: Milli Onur ve Vicdanı yüreğinde taşıdı - Resim : 1
Oshima Hakko’nun “Hikmet’e Elveda” başlıklı yazısını Türkiye’de ilk defa yayınlıyoruz. Kaynak: İnan Öner

ELLERİYLE GÖREN RESSAM İBRAHİM BALABAN VE NÂZIM HİKMET

Türkiye’de yıllarca hapis yatan Nâzım Hikmet, bu süre boyunca Türk halkını yakından tanır. Ayrıca pek çok şair ve yazarla tanışır. 1942 yılında Bursa Cezaevi’nde Hikmet’le tanışan Balaban, ondan resim dersleri almak ister. Birlikte 7 yıl geçirirler. Ressam İbrahim Balaban’ın oğlu Hasan Nazım Balaban, babasının Nâzım Hikmet’ten bahsederken “Şair Baba” dediğini Aydınlık’a anlattı:

“Babam İbrahim Balaban Nazım Hikmet'ten bahsederken hep "Şair Baba" derdi ustasına. Ben doğduğumda iki babasının ismini koymuş bana, biyolojik babası Hasan Çavuş'tan Hasan ve ustası “Şair Baba"dan Nazım. Bana her zaman her iki ismimle hitap ederdi: Hasan Nazım.

Seçköy’deyiz ben 8 yaşındayım babamın ağladığını gördüm anneme sordum: -Babam neden ağlıyor?

-Ustası ölmüş oğlum az önce radyo haberlerinde söylediler-

"Haziran’da ölmek Zor." kadere bakın ki o da ustası "Şair Baba"sı gibi Haziran ayında göçtü bu dünyadan. Umarım ustasına kavuşmuştur. Toprakları bol, devirleri daim olsun. Onlar eserleriyle dünya var oldukça yaşayacaklar.”

Nazım Hikmet ve Biz kitabında Balaban, Hikmet’in kendisine fırça hediye ettiği anları anlattıktan sonra, “İşte bunun içi boyayla fırça dolu, al bakalım hepsi de senin!… Haydi ne duruyorsun? Ben de bir bakıma babanım senin, çekinme… Şu resmimi yapan sen, öyle bir yaşam içinden gelen bir delikanlı, çok büyük sanat eserleri vaat ediyor bana.” dediğini aktarıyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞAİRİ

Nâzım Hikmet yalnız Türk Edebiyatı için değil, dünya edebiyatında da büyük bir yere sahip. Öyle ki dünyaca ünlü şairlerden Pablo Neruda, Nâzım Hikmet için, “Dünyanın en büyük şairi” ifadelerini kullanıyor. Hikmet’in eserleri Arapça, Farsça, Rusça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Çince ve Japonca gibi pek çok dünya diline çevrildi.

Nazım Hikmet’in ölümünden 5 gün sonra 8 Haziran 1963’te Şair çevirmen Oshima Hakko “Akahata (Kızıl Bayrak) gazetesinde “Hikmet’e Elveda” başlıklı bir yazı yayımladı. Hakko yazıda Nâzım’ın ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombalarıyla ilgili yazdığı şiirlere yer verdi.

Nazım Hikmet Aydınlık ABD İstanbul