19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çalışma ortamlarımız bizi öldürüyor

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız çalışma ortamının sağlıkçıları olumsuz etkilediğini söyledi. Sağlık çalışanları acil çözüm bekliyor.

Çalışma ortamlarımız bizi öldürüyor
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yaptığı açıklamada, son günlerde koronavirus pandemisi ile sağlık hizmetleri ve çalışanlarının önemi bir kez daha ortaya çıktığını ancak sağlık çalışanlarının durumunun da alarm verdiğini ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü sağlığı “fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyilik hali” olarak tanımlamadığını hatırlatan Bacaksız, sağlık hizmeti sunarken “fiziksel, ruhsal ve sosyal” açıdan birçok tehlike ve risklerle karşı karşıya kalan sağlık çalışanlarında “iyilik hali” kalmadığını belirtti.

Bacaksız, sağlık çalışanlarının ağırlaşan çalışma koşullarını şöyle sıraladı:

Yetersiz personel istihdamı:

Personel artışı her sağlandığında hasta olan sayısının da artması nedeniyle; var olan personel açığı kapanmamaktadır. Kişi başına düşen hekim sayısında Türkiye OECD ülkeleri arasında son sıralarda yer almaktadır. Türkiye’de 100.000 kişiye düşen hekim sayısı 187 iken, OECD ülkelerinde 348, AB’de ise sayı bu sayı 371’dir. 100.000 kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı daha da kaygı verici rakamlar içermektedir. OECD ülkelerinde 100.000 kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı 938 iken, Türkiye’de 301. Listede en üst sırada yer alan Norveç’te ise 1.823.

Yoğun iş yükü, düzensiz ve belirsiz çalışma koşulları:

Yetersiz personel nedeniyle sağlık çalışanlarının yoğun olarak maruz kaldığı aşırı ve düzensiz çalışma çok sayıda sağlık sorununa yol açmaktadır. 2017 yılında kişi başı hekime müracaat sayısı yaklaşık 719 milyon iken bu oran 2018 yılında 783 milyona yükselmiştir. Hekime müracaat sayısında yaşanan 64 milyonluk artış, çalışanların iş yükünü artırmakta; uzayan mesai saatleri, sonu gelmeyen nöbetler anlamına gelmektedir.

Yetersiz ücretler:

Ülke ekonomisinin giderek ağırlaşan kriz koşullarıyla düşük ücret düzeyi ile mücadele etmeye çalışan sağlık emekçilerinin yaşam koşulları giderek kötüleşmektedir. Döner sermaye ve diğer ek ödemelerinde sıkıntılar yaşayan sağlık çalışanları, düşük sabit ücretle yaşamını sürdürmekte güçlük çekmektedir. Sağlık çalışanlarının yüzde 70’i borçlanarak yaşamak zorunda kalmaktadır.

Gelecek kaygısı:

Sağlık çalışanlarının üçte biri işini kaybetme korkusu yaşamakta, yüzde 80’i emeklilik durumunda yaşanacak hak kayıpları konusunda endişe duymaktadır.

Mesleki Hastalıklar:

Radyasyon; enfeksiyonlar; anestetik ve kimyasal maddelere maruz kalan sağlık çalışanları mesleki hastalıklarla karşı karşıya kalmakta, yaşam dağıtırken hayatlarından olmaktadır.

Güvencesizlik:

Sağlık alanında kayıt dışı çalışma artmakta, taşeron sağlık çalışanı sayısı her geçen gün yükselmektedir.

Değersizleştirme, maddi ve manevi statü kaybı:

Sağlık çalışanlarının yüzde 91’i toplum nezdinde gereken saygınlığa sahip olmadığı düşüncesindedir.Değersizleşme sağlık çalışanlarının verdiği hizmete yabancılaştırmaktadır.

Şiddet:

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son yıllarda artış göstermekte, önemli bir iş sağlığı ve güvenliği sorunu oluşturmaktadır. Günde 50’nin üzerinde sağlık çalışanı şiddete maruz kalmakta, şiddet kimi zaman can almaktadır.

Mobbing:

Sağlık çalışanları, eğitim ve liyakate değil, idareye yakınlığına göre atanan yöneticilerin baskı, yıldırma ve mobbingine maruz kalmakta,çok yoğun stres altında hizmet vermektedir.

Özlük hakları ile ilgi beklentilerin karşılanmaması:

Sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden tüm bu sorunların yanı sıra özlük hakları ile beklentilerinin karşılanmaması da yoğun stres unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Yıpranma payı hakkının tüm sağlık çalışanlarını kapsamaması, geçmişe etkili olarak işletilmiyor olması,3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmaması sağlık çalışanlarının en önemli sorunlarının başında gelmektedir.

TALEPLER

Zekiye Bacaksız taleplerini özetle şöyle sıraladı:

- Gerçekçi çözümler üretilmelidir.

- Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları acilen iyileştirilmelidir.

- Hasta yükü ve çalışma saatleri azaltılmalıdır.

- Sağlık personeli sayısı artırılmalıdır.

- Sağlık personelinin aşırı ve kötü çalışma koşulları ortadan kaldırılmalıdır.

- Çalışma süreleri, nöbetler ve olağanüstü koşullarda çalışma biçimleri insanileştirilmelidir.

- Sağlık çalışanlarına şiddet gösterenlere verilecek olan cezaların caydırıcı olmalıdır.

- Tüm sağlık çalışanlarına geçmişe etkili olarak yıllık 90 gün yıpranma payı hakkı verilmelidir.

- 3600 ek gösterge sözü tutulmalıdır.

- Sabit maaş ücretlerinde artış sağlanmalıdır.

- Sağlıkta piyasalaşmaya son verilmeli, Atatürk’ün başlattığı ulusal, kamucu, halkçı ve emekçiden yana sağlık politikaları uygulanmalıdır.

Sağlık çalışanları