Yandex
23 Mart 2025 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çanakkale’den sonra ‘denizden işgal’ çabaları

İngilizler, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından bir hafta sonra Çanakkale Boğazı’nın her iki tarafını da işgal etti. 22 İngiliz, 18 Fransız, 17 İtalyan ve 4 Yunan gemisinden oluşan İngiliz Amiral Calthorpe komutasındaki 61 gemi üç sene geçemedikleri Çanakkale Boğazı’nı savaşmadan geçti

Çanakkale’den sonra ‘denizden işgal’ çabaları
E. KUR. ALB. DOÇ. DR. ÖMER LÜTFİ TAŞCIOĞLU

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti’ni parçalayarak Türk topraklarını aralarında paylaşmak üzere anlaşan İngiltere, Fransa, Sırbistan ve Rusya İmparatorluğu'nun oluşturduğu İtilaf Devletleri’ne daha sonra İtalya, Yunanistan, Portekiz, Romanya ve ABD de katılmış ve İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’nin müttefiklik teklifini reddederek Osmanlı Devleti topraklarına saldırmıştır. Çünkü hedefleri barış yapmak değil, tersine savaş çıkarmak ve hasta adam olarak adlandırdıkları Osmanlı Devleti’nin topraklarını üzerinde Ermenistan ve Kürdistan kurarak Osmanlı Devleti’ni parçalamak ve ele geçirdikleri toprakları paylaşarak sömürgeleştirmektir.

Müttefiklik teklifi reddedilen Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın oluşturduğu ve daha sonra Bulgaristan'ın da katıldığı İttifak Devletleri'ne katılmak ve eşzamanlı olarak 5’i aslî 3’ü tali olmak üzere 8 cephede düşmanla savaşmak zorunda kalmıştır. Osmanlı devleti kendi cephelerinde başarılı olduğu halde müttefiki olan Almanya’nın savaşta yenilmesi nedeniyle mağlup tarafta yer aldığından toprakları işgale uğramış ve topraklarından büyük bölümünü kaybetmiştir.

Çanakkale’den sonra ‘denizden işgal’ çabaları - Resim : 1
Türk subayını saygı ile selamlayarak İstanbul’dan ayrılan işgal komutanları.

ÇANAKKALE ZAFERİ

Türk yurdunun işgaline karşı mücadele veren Türk ordusu Çanakkale’de bir destan yazarak emperyalist ülkeleri büyük bir bozguna uğratmıştır. Çanakkale muharebelerinin başlangıcında 18 Mart 1915’te kazandığımız deniz zaferinden sonra Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyeceğini anlayan İtilaf Devletleri 24 Nisan 1915’te Limni adasındaki üslerinden hareketle 25 Nisan 1915 sabahı Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmış ve Çanakkale cephesinde kara savaşları başlamıştır.

Alman Ordu Komutanı Liman Von Sanders’in kıyıları zayıf tutarak savunmayı derinlikte yapmayı öngören ve düşmanın çıkarma yapmasına fırsat tanıyan hatalı kararına rağmen ihtiyat 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in çıkarma yapan düşman birliklerine anında müdahalesi ile taarruzları durdurulan düşman kuvvetleri kara savaşları sonunda da mağlûp edilmiş ve İngiliz, Fransız ve Anzak kuvvetleri Çanakkale’yi terk etmek zorunda kalmıştır. Son kalan düşman birliğinin de 9 Ocak 1916’da Çanakkale’den çekilmesiyle Çanakkale cephesinde büyük bir zafer kazanılmış ve dünyaya “Çanakkale geçilmez!” mesajı verilmiştir.

Çanakkale zaferinden 101 yıl sonra, bir siyasetçinin "Çanakkale geçilmez tarihte kaldı artık, Çanakkale geçilir, her türlü geçilir hale geliyor. Denizden geçiliyor, havadan geçiliyor şimdi karadan da geçilmiş olacak" ifadelerini kullanması düşündürücü olmuştur.

İSTANBUL’U VE ANADOLU’YU SAVAŞMADAN İŞGAL PLANI

Çanakkale’de yenik düşen düşman kuvvetleri 30 Ekim 1918’de Limni’nin Mondros Limanında demirli olan ve Truva’yı alan Yunanlı Komutan Agamemnon’un adını taşıyan savaş gemisinde imzalanan Ateşkes Mütarekesi’nden sonra bu defa donanmalarını savaşmadan boğazdan geçirebilmişlerdir. Antlaşmanın 1. maddesi, İtilaf Devletleri’nin Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını işgal etmelerine izin veriyor, 7. maddesi ise ülke üzerinde güvenlikleri için gerekli gördükleri yerleri işgal etme hakkı tanıyordu.

Anlaşmanın imzalanmasından bir hafta sonra İngilizler Çanakkale Boğazı’nın her iki tarafına asker çıkararak işgal ettiler ve tabyalardaki topların hepsine el koydular. Böylece 3 sene önce denizden ve karadan geçemedikleri Çanakkale boğazını 22 İngiliz, 18 Fransız, 17 İtalyan ve 4 Yunan gemisinden oluşan İngiliz Amiral Calthorpe komutasındaki 61 gemilik düşman donanması savaşmadan geçerek 13 Kasım 1918’de İstanbul önlerine geldi.

12 Yunan harp gemisinin daha katılışıyla İstanbul’u işgal eden gemilerin sayısı önce 73’e, daha sonra destek gemileriyle birlikte 167’ye çıktı. Düşman kuvvetleri 14 ve 15 Kasım 1918 günlerinde Boğaz’ın Rumeli ve Anadolu yakalarını kontrol altına aldı ve İstanbul’a asker çıkardı. İstanbul’u Trakya’ya bağlayan demiryolları da ele geçirildi.

Suriye’deki Yıldırım Ordular Grubunun lağvedilmesi üzerine 13 Kasım günü İstanbul’a dönen Atatürk; Haydarpaşa Garı’ndan çıkarken İstanbul boğazındaki düşman harp gemilerini gördüğünde gözleri yaşaran yaverine “ağlama çocuk, geldikleri gibi giderler” sözünü burada sarf etmiştir. Bu işgal 6 Ekim 1923’e kadar 1789 gün sürmüş yani İstanbul 5 sene düşman işgali altında kalmıştır.

Diğer taraftan, İngiltere bir yandan da Yunanlıları Anadolu topraklarını işgale yöneltmiş ve 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkartma yapılarak başlatılan Yunan işgali süresince Yunan ordusu Polatlı’ya kadar gelmiş ve Batı Anadolu 3,5 yıl Yunan işgali altında kalmıştır. Bu dönemde Yunanlılar 360.000 Türk evini yakmış ve 1 milyona yakın Türk’ü işkencelerle katletmiştir.

MECLİSİN BASILMASI VE TBMM’NİN KURULUŞU

İstanbul’un işgali ile yetinmeyen İngiliz işgal kuvvetleri 16 Mart 1920’de Şehzadebaşı Karakolu’nu ve Harbiye Nezaretini basarak Türk askerlerini şehit ettiler ve Osmanlı Parlamentosu’nu basarak dağıttılar. Parlamento baskınında tutuklanan milletvekilleri ve aydınlar ile Türk komutanlar Malta adasına sürgüne gönderildiler.

16 Mart baskınına Kuvayı-ı Milliye 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM’ni açarak cevap vermiş ve artık Türk milletinin geleceği ile ilgili kararlar Ankara hükümeti tarafından alınmaya başlanmıştır.

Büyük taarruzdan sonra Yunan ordusunun kesin mağlubiyete uğratılarak Türk topraklarından defedilmesinden ve Lozan Antlaşması’nın imzasından sonra bile Trakya ve İstanbul’daki işgal kuvvetleri Türk vatanını terk etmemekte direnmişlerdir.

Fransa ve İtalya Büyük taarruzdan sonra ateşkes istemiştir. Mustafa Kemal Paşa ateşkesi Trakya’nın Meriç nehrine kadar boşaltılması şartı ile kabul edebileceğini, aksi halde taarruza devam edeceğini bildirmiştir.

İstanbul’daki İngiliz işgal kuvvetleri komutanı Gn. Harrington Türk ordusu boğazlara yanaşırsa İngiliz donamasına müdahale için emir verileceğini bildirerek tehdit etmiştir.

M. Kemal Paşa cevaben Türk ordusunun Atina’ya kadar gidecek güçte olduğunu ve emir beklediğini bildirmiştir. Atatürk’ün bu çıkışından sonra yeni bir savaşı göze alamayan İngiltere mütarekeyi kabul etmek zorunda kalmıştır.

3-11 Ekim 1922 tarihleri arasında Mudanya’da yapılan görüşmeler sonunda imzalanan Mütareke ile Türklerle Yunanlılar arasındaki çatışmalara son verilmesi, 15 gün içinde Trakya’nın tamamen boşaltılması ve 30 gün içinde Türk memurlarına teslim edilmesi, İstanbul’un ve Boğazların Türklere teslim edilmesi karara bağlanmıştır.

LOZAN ANTLAŞMASI

Takip eden süreçte 1 Kasım 1922’den 24 Temmuz 1923’e kadar Lozan görüşmeleri iki dönem halinde yapılmış ve 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması kabul edilmiştir.

Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin tamamı işgal kuvvetlerinden temizlenmiş, Türk ordusuna konulan sınırlamalar kaldırılmış, Anadolu’da Kürdistan ve Ermenistan kurulması önlenmiş, istilacı ülkeler tarafından işgal edilen Anadolu Hatay hariç geri alınmış, 4 asırdır devam eden Osmanlı Devleti’ni çökerten kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.

Ancak işgal kuvvetleri İstanbul ve Trakya’nın işgalini Lozan Antlaşmasından sonra bile sürdürmeye devam etmişler Atatürk’ün kararlı tavrından sonra işgal kuvvetleri 6 Ekim 2023’te Türk sancağını selamlayarak İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Sonuç olarak İstanbul 5 yıl düşman işgali altında kalmıştır ve 6 Ekim 1923 tarihi İstanbul’un ikinci kurtuluş tarihi olmuştur ama maalesef bu gerçekler tarih eğitiminde gençlerimize yeterince öğretilmemektedir. İnsanımız İstanbul’un işgalinin bu kadar uzun sürdüğünü ve bu süreçte İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan askerlerinin Türk halkına yaşattığı eziyetleri bilmemektedir. Bu nedenle de yıldönümlerinde “İstanbul’un kurtuluşunun kutlanması” gibi bir talepleri yoktur. 29 Mayıs kutlamalarını yeterli görmektedirler.

ATATÜRK’ÜN VEFATINDAN SONRA DEĞİŞTİRİLEN DERS KİTAPLARI

Atatürk’ün vefatından sonra tarih kitaplarımızın değiştirilmesi nedeniyle tarihte yaşanan olayların bir bölümü yeni nesle öğretilmemekte ve işgalci devletlerin Türk milletine yaptıkları zulümler çoğu kez gözden kaçırılmaktadır. Bu kapsamda yukarıda verilen özet bilgilerin her Türk vatandaşı tarafından öğrenilmesi ve sonraki nesillere öğretilmesi önemli bir görevdir. (https://www.youtube.com /watch?v=nfb1 ZzVF0DA)

Çanakkale Deniz Zaferinin 110. yıldönümünde dört bir yanından işgale uğramış ve harabeye çevrilmiş vatan topraklarını düşman işgalinden kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyor, hayatta kalan gazilerimize uzun ömürler diliyorum.

18 Mart Çanakkale Zaferi
Yorumlar (1 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...