13 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Cape Town'da Türk Başkonsolosluğu’nun önemi

Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler 22 Nisan 1993 tarihinde tesis edildi. Pretoria Büyükelçiliği, 22 Mart 1994 tarihinden bu yana faaliyet göstermektedir. Şimdi, Cape Town Başkonsolosluğu’yla birlikte eski tarihi ilişkileri canlandırmak ümidiyle..

Cape Town'da Türk Başkonsolosluğu’nun önemi
A+ A-
HALİM GENÇOĞLU / CAPE TOWN ÜNİVERSİTESİ

Uzun zamandır beklenen Güney Afrika'nın Cape Town şehrinde bir Türk Başkonsolosluğu fikri ennihayetinde hayata geçti. Osmanlı Devletinin Cape Town’a ilk fahri konsolos atamasından bu yana tam 168 yıl geçti ve o zamandan beri Londra sefareti aracılığıyla Cape Town-İstanbul arasında geçen yüzlerce yazışma esasında Cape Town Türk Konsolosluğunun tarihte nasıl bir rol oynadığını ortaya koymaktadır.

İLİŞKİLERİN ODAĞINDA ELÇİLİK

1852 yılında Cape Town'a Williem Greig adında bir Osmanlı fahri konsolosunun atanmasıyla resmen başlayan Güney Afrika-Türkiye münasebetlerinin hatrı sayılır bir geçmişe dayandığını söylemek gerekir. Özellikle bu ilişkilerde Cape Town şehri Müslüman toplumuyla olan münasebetlerde Osmanlɪ konsolosluğu çok önemli rol oymamıştır. Tarihten günümüze bu ilişkilerin diplomasiye yansıyan cephesini tarihi perspektifte ele almak gerekir.

Osmanlı dönemine dayanan iki ülke arasındaki ilişkilerin temel dayanağı Güney Afrika'daki Müslüman halkın ihtiyaçları doğrultusunda kıtaya yapılan yardımlarla alakalıdır. 1856 yılında Güney Afrika'da maddi zorluklarla tamamlanamayan bir camiye İstanbul'dan gönderilen yardımlarla bu cami Mescid'ul Aziz adını almıştır. Akabinde Ümit Burnu'na gönderilen Osmanlı fıkıh alimi Seyyid Ebubekir Efendi'nin faaliyetleri Sahraaltı Afrika'da bir Osmanlı kültür mirasının oluşmasına vesile olmuştur. Özellikle Ebubekir Efendi'nin Ümit Burnu'nda eğitim faliyetlerine başlamasıyla Cape Town fahri konsolosu Petrus Emanuel de Roubaix'in birçok konuda İstanbul Hükümeti’ne Ümit Burnu Müslümanlarının durumunu rapor ettiği görülür. Bu tarihte Ankara keçisi, Türk tütünü, Türk kahvesi ve Türk hamamının Güney Afrika gazetelerinde reklamlarına rastlanması da tesadüf değildir. Yine o havaliden Mekke’ye hac vazifesi için gelen Güney Afrikalı Müslümanların güvenlik meseleleri için onlara yardım maksatlı bir konsolosluğun Ümit Burnu’nda gerekli olduğuna dair Osmanlı arşivinde yazışmalar mevcuttur. Roubaix’in 1861 yılında Osmanlı Devletinin Cape Town fahri konsolosu olmasından sonar Osmanlı-Güney Afrika ilişkilerinin başka bir boyut aldığını söylemek icap eder. Zira bunun hemen ardından Güney Afrika camilerine bazı din kitaplarıyla Kuran-ı Kerim gönderilmesi ve 1862 yılında mezkur havaliye bir Osmanlı İslam aliminin gönderilmesi hususundaki yazışmalar mevcuttur.

1890’ların sonuna doğru Güney Afrika’nın Johannesburg şehrindeki Osmanlı Fahri Konsolosu Alman yüzbaşı Bretelhmen’di. Yine birtakım belgelere göre 1890 yılında Cape Town Osmanlı fahri konsolosunun Mr. Myborgh olduğu anlaşılıyor. Aynı tarihlerde Osmanlı Devleti’nin Cape Town şehrinde de Ludwig Wener adında aktif bir konsolosunun olması Osmanlı Devleti’nin çoğrafi uzaklığa rağmen bölgeye önem verdiğine delalet eder. Fahri konsolos Wener, Cape Town şehrinin haricinde Natal ve Durban gibi şehirlerde de Müslüman nüfusun yoğunluğu sebebiyle konsolosluklar açılması gerektiğini öneriyordu. Yine 1899 yılında Cape Town’da yeni bir fahri konsolosunun vazife yaptığı anlaşılmaktadır. 1910 yılının Ekim ayında ilk Osmanlı başkonsolosu olarak Ohannes Majakyan Efendi’nin Johannesburg’da vazifesine atandığına dair kayıt, iki ülke arasındaki ilişkilerin bundan sonra başka bir boyut kazandığını ortaya koymaktadır. Zira 1910 yılına kadar siyasi ilişkilerin fahri konsoloslar ve hatrı sayılır dini liderler aracılığı ile yürütüldüğü arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır.

Ohannes Efendi’nin Güney Afrika’ya gelişinden İsviçre’deki yeni görevine atanmasına, yani 1913 yılına kadar Johannesburg’daki Osmanlı başkonsolosluğunun çok aktif çalıştığı arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Balkan ve Trablusgarb Savaşı’nda Güney Afrika Müslümanlarının Osmanlı Devleti’ni desteklediğine dair çok sayıda kayda değer belge mevcuttur.

1913 yılının sonuna doğru Osmanlı Devletinin bölgeye yeni bir başkonsolos olarak atadığı Mehmet Remzi Bey’in 1914 yılında Güney Afrika’ya ayak bastığı anlaşılıyor. Aynı tarihlerde Cape Town fahri konsolosu Ludwig Wener’le Remzi Bey’in bölge Müslümanları konusunda yazıştıkları anlaşılmaktadır. Öteyandan Birinci Cihan Harbi’nin başlamasıyla Güney Afrika-Osmanlı Devleti ilişkilerinin ne yönde etkileneceğini Fahri Kosolos Wener, Osmanlı Devletine rapor etmişti. Pretoria arşiv merkezindeki belgeler ise Mehmet Remzi Bey’in 1915 yılına kadar diplomat olarak görevini yürütürken Birinci Cihan Harbi’nin patlak vermesiyle savaş esiri olarak GüneyAfrika’da tutuklanması ile son bulmuştur.

Cape Town'da Türk Başkonsolosluğu’nun önemi - Resim: 1

Güney Afrika'nın İngiliz kolonisi dönemine ait resmi kayıtlarına göre Osmanlı konsolos ve alimlerinin yaşadığı adresleri resmi kayıtlarda bellidir. Bu kayıtlara gore mübalağasız Cape Town şehrinin her sokağında bir Osmanlı vatandaşı olduğu anlaşılıyor. Osmanlı başkonsolosu Mösyö Roubaix'in evi günümüzde tarihi dokusunu koruyor.

CUMHURİYET DÖNEMİNDE DİPLOMATİK İLİŞKİLER

Türkiye Cumhuriyeti’nin Güney Afrika Devleti ile ilgili ilk yazışmalarını, 1926 yılında Cape Town’daki İsveç başkonsolosu H. L. Smith’in vekaleten Türkiye adına yaptıĝı anlaşılıyor.

1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin Güney Afrika’ya bir fahri konsolos atadığına dair belgede ise Türkiye'nin eski münasebetlerini yeniden canlandırma yönünde bir adım olarak görülmektedir. Lakin akabinde 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı ve İkinci Cihan Harbi’nin emarelerinin görüldüğü yıllarda Güney Afrika-Türkiye ilişkileri hususunda arşivde kayda değer bir belgenin olmaması, siyasi konjoktürde çok da şaşırtıcı olmasa gerektir. Zira Güney Afrika’da İkinci Cihan Harbi’nden sonra başlayan ırkçı bir rejim olan Apartheid döneminde ise uzun bir sure Güney Afrika ile Türkiye arasında yazışmaların olmadığı anlaşılmaktadır. Güney Afrika’daki ırk üstünlüğüne dayalı bu rejimi protesto etmek üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin Tanzanya’daki bir uluslararası toplantıya yolladığı diplomat Semih Belen’in de orada hazır bulunduğu Güney Afrika arşiv kayıtlarında mevcuttur.

Bu tarihten 1990’lı yılların başı, Apartheid rejiminin yıkılmasına kadar Güney Afrika Milli Arşivleri’nde Türkiye ile alakalı bir belge görülmemektedir. Nelson Mandela’nın hapisten çıkması ve demokratik yeni hükümetin kurulmasının arefesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 1993 yılında iki devlet arasındaki münasebetlerin yeniden başlatıldığı anlaşılmaktadır. İlk büyükelçi Sami Onaran’ın Güney Afrika’da Türkiye’yi temsilen görev almasıyla Mandela önderliğinde ANC hükümetiyle ilişkiler yeniden inşa edilmiştir. Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler tam olarak 22 Nisan 1993 tarihinde tesis edilmiş ve Pretoria Büyükelçiliği, 22 Mart 1994 tarihinden bu yana faaliyet göstermektedir. Bu minvalde Cape Town Konsolosluğu’nun ülke arasındaki ilişkilerin kuruluş aşamasında mihenk taşı olduğunu söylemek icab eder.

Cape Town'da Türk Başkonsolosluğu’nun önemi - Resim: 2

Cumhuriyet Türkiyesi’nin Güney Afrika Hükümeti ile ilk resmi teması olarak 1925 yılında Cape Town'a bir fahri konsolos atanmıştı.

İLİŞKİLERİN ANAHTAR UNSURLARI

İki ülke arasında dikkat edilmesi gereken hususların başında Osmanlı kökenli ailelerin Güney Afrika tarihinde yer etmiş önder şahsiyetleri üzerinden yürütülmesi gereken diplomasi gelir. Şu ana kadar bu hususta bir adım atılmamasına rağmen kilit nokta burasıdır. Öyle ki, Türkiye'den başka hiçbir devletin kullanamayacağı ve işlenmesi gereken diplomatik malzeme Türkiye Cumhuriyeti için büyük bir şanstır. Güney Afrika'da siyah beyaz insan ayırmadan herkesi okuluna alıp okutan ilk öğretmen Ebubekir Efendi'dir.

Güney Afrika'nın ilk Müslüman kadın doktoru, ilk Müslüman pilotu, Cape Town Üniversitesi'nin beyaz sayılmayan (non-white) ilk tıp doktoru, ya da efsanevi şairi Türk kökenlidir. Bunların diplomaside işlenmesi şarttır.

Yine diğer bir hususi selehimize çevrilebilecek stratejik önemi olan Filistin meselesi aslında ortak hareket edilebilecek diplomatik hamlelerden birisidir. Zira Güney, Afrika Nelson Mandela'nın hapis yıllarından beri İsrail zulmüne direnen Filistinlilerle beraberdir. Eski Osmanlı toprağı Filistin'i bir Afrika ülkesiyle birlikte savunmak daha akılcı bir politika olacaktır.

Dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise. 1990 yılından beri GüneyAfrika'da propaganda faaliyetleri yürüten PKK terör örgütüdür. Bu PKK taraftarları terörist başı A. Öcalan'ı Nelson Mandela gibi “özgürlük savaşçısıymış” gibi pazarlayarak suni bir Kürt meselesi yaratmaktadırlar. Türk yetkililerin öncelikle bu konuda yapılan propagandaların a karşı medya üzerinden cevap vermeleri ve Apartheid geçmişinden ötürü provoke olmaya meyilli Güney Afrika toplumunu bilgilendirmeleri gerekir. Güney Afrika Hükümetinin FETÖ meselesinde ağırdan almasının bir sebebi de budur.

Sahip çıkılması gereken Osmanlı kökenli aileler ve Osmanlı mirası diplomatik ilişkileri belli bir seviyeye taşıyacaktır. Sadece Güney Afrika'da Osmanlı Devleti ile direk ilişkisi olan 4 camive Cape Town'da kurulan Osmanlı okulları diplomatik ilişkilerin dayanması gerekenen sağlam duvarları olmalıdır. Asırlardır ırkçılıkla yüzleşen Afrika'da tek istisna, Osmanlı Devletinin bu gurur duyulacak Türk kültür mirasıdır. Bu vesileyle Cape Town’daki yeni Türk Başkonsolosluğunun tarihi bir binada Türk bayrağını dalgalandırması o tarihi mirasa uygun bir hareket olacaktɪr.

Türkiye Cumhuriyeti Cape Town Başkonsolosluğunun eski tarihi ilişkileri canlandırması ümidiyle...

Son Dakika Haberleri