Çayın başkentinden talepler: Kanun revize edilsin, Çaykur düğmeye bassın
81 yıl önce çıkarılan ve düzenlemelerle üreticileri mağdur eder hale getirilen çay kanununun güncellenmesi isteniyor. Çaykur’un bölgede daha çok çay alımı yapacak kapasiteye getirilmesi, özel sektöre karşı 'düğmeye basması' bekleniyor.
Türkiye'de yaklaşık 230 bin çay üreticisi var. Çay üreticisinin en büyük dayanağı olan Çaykur’un yaklaşık 20 yıldır çaya uyguladığı kota ve yaş çay işleme kapasitesini artırmaması üreticilerin mağduriyetlerini her geçen gün artırıyor. Özel sektöre mahkum olan üreticiler, ürettileri çayın ortalama yüzde 50'sini düşük fiyattan vermek zorunda kalıyor. Üreticiler, 1940 yılında çıkarılan ve maddeleri değiştirilerek üreticiyi artık koruyamaz hale getirilen çay kanununun düzenlenmesini istiyor. Çaykur'un alımı artırması, sektöre devletin müdahale etmesi talep ediliyor.
'SESİMİZİ DUYURMALIYIZ'
Rize Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Özsoy:
Üretici olarak sıkıntılarımız büyük. Giresun'un Tirebolu ilçesinden, Artvin’in Borçka ilçesine kadar olan bölgede 800 bin dekarda 230 bin üretici, çay tarımı yapmakta. Son yıllarda özel sektör taban fiyatın altında alımlar yapılıyor. Acımasızca aşağıya çekilen fiyatlar üreticiyi sıkıntıya soktu. Sesimizi duyurma ihtiyacı duyuyoruz. Çünkü bugün özel sektörün yaptığı alımlar üreticimize para kazandırmıyor. Üreticiye 2022 Mayıs ayında ödeme şartıyla 3,50 lira veriliyor. Oysa açıklanan taban fiyat 3,87 TL. Bu fiyat 0,13 TL’lik desteklemeyle 4 TL oluyor. Üreticinin anlayamayacağı şekilde alım politikaları var.
Biz bir düzenleme istiyoruz. 1940 yılında çıkarılmış bir çay kanunumuz var. Üzerinden 81 yıl geçmiş. Yenilenmesi gerekiyor. Yeni bir kanun istemiyoruz. Var olan kanun 3 madde ile revize edilmiş. Özel sektöre açılmış. Maddenin birinde özel sektör yaş çay alabilir, işleyebilir diyor. Diğerinde çay alanları ile ilgili kısıtlamalar var. Çay kanunu çözüm olacak. Başka bir şekilde çözüm olabilir mi? Evet. Çaykur’un bugün çay bölgesindeki çayı alabilecek kapasiteye ulaşması lazım. Düğmeye basacak, ben varım diyecek. Piyasaya hakim olması lazım. Çay bu bölgede gelecek demek. Çay, Giresun’dan Borçka’ya kadar bittiği gün bu bölgenin ölüm ilanıdır. Çay alanları genişliyor. Karşımızda zarar bahanesiyle, birçok farklı gerekçeyle ucuza çay alan bir özel sektör var. Aynı sektör devasa bir şekilde büyüyor. Dün çayın yüzde 20’sini alan sektör bugün yüzde 50’sini alabilecek seviyeye geldi. Yüzde 150 büyüdü. Çaykur ise yüzde 80’den yüzde 50’lere geriledi. Kim koruyacak bizi? Sürekli çiftçi suçlanıyor. Bu çiftçi kendi başının çaresine bakmak için her yolu denedi. Değişen bir şey yok. Devlet bizi korumak için var.
Fındıklı Ziraat Odası Meclis Başkanı Şendoğan Baltacı:
Salgın koşulları, yağmurlu havalarda çay tarımı devam ediyor. Özel sektörün devletin verdiği fiyatan alım yapmasını istiyoruz. Yasal düzenlemenin mutlaka yapılması gerekiyor. Özel sektörde 3 liranın da altında alımlar başladı. Bir miktar üreticinin sesi duyulunca rakam 3,10 TL’ye çıktı. Bazı özel sektör firmaları taban fiyatı veririz ama 2022 Temmuz ayında ödeme yaparız da diyor. Üreticiyi destekleme konusunda yapılacak her türlü iyileştirme, üreticilere lütuf değil. Bu bütün insanlığın kendisine yapacağı bir iyiliktir.
ÜRETİCİLER TARLADA ANLATTI: MALİYET HESABINI MASA BAŞINDA DEĞİL TARLADA YAPIN!
-Çay üreticisi Nilay Gündoğar: Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Yaşayan bilir. Çay bahçesinde çayını toplayana bilir... Kalıcı bir çözüm olmasını istiyoruz, yeter artık diyoruz! . Ben küçüklüğümden beri aynı şeyleri duyuyorum hep. Bu sıkıntılar hep vardı günümüzde halen devam ediyor.
-Çay üreticisi Nafiye Ortahisar: Çay tarımında kadınlar önde. Yağmur çamur demiyoruz... Mecbur toplamak zorundayız. Tarlada bıraksan, çürüyor. Toplasan fiyatlar yüzünden satamıyorsun. İki arada bir derede kaldık. Sadece çayı toplamakla bitmiyor. Muşambası, çizmesi, bohçası, makası... Hepsi para! Şu an ayağımızdaki bir çizme 50 TL, bir bohça 16 TL, makas 160 TL. Çayımız milli ama bizim alın terimizi çalıyorlar. Özel sektörün yaptığına fırsatçılık diyorum.
EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALMAK İSTİYORUZ
-Çay üreticisi Aynur Fırat: Hepimizin sıkıntısı aynı. Ben sabah saat 5’te çaya kalkıyorum. Gübresi ayrı, taşıması ayrı maliyetli. Ben ilk çayımı 2,80 TL’den sattım. Emekle çayı topladıktan sonra emeğimin karşılığını almak istiyorum.
-Çay üreticisi Erdim Erduran: Ben genç bir çay üreticisiyim, 28 yaşındayım. Sabah 6’da kalktım 12'ye kadar 200 kilogram çay topladım. 100 kilogramını Çaykur’a satacağım, geri kalanını 3.15 TL’den özel sektöre... Uzun yıllardır çay fiyatı gündemde. Hiçbir çay sezonunda üreticinin çay fiyatından memnun olduğunu görmedim. Artık hükümet tarafından çay kanunun bir an önce çıkarılmasını, sorunların çözülmesini istiyorum.
TARLAYA GELİN!
-Çay üreticisi Seniye Özkaya: Çay sezonda 3 kez alınan mahsul... Güzel bir ürün ama değerini bulduğu zaman. Çayın ekiminden, mahsulün alımına kadar ki maliyetini gelsinler yerinde görsünler. Karlı bir iş değil. Teleferik hatlarıyla çaylarımızı araba yollarına alıp ambarlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Çayın doğuşundan pakete girene kadar ki maliyetini hesapladığınız zaman biz üreticilere ne kaldığını, devlet büyüklerine sormak istiyorum. Masa başında çayı hesaplamak çok kolay. Çayı lütfen gelin tarla başında hesaplayalım!
KUNDAKTAKİ BEBEK GİBİ BAKIYORUZ
-Çay Üreticisi Seniye Özkaya: Girdi maliyetlerinde en başta gübre var. Biz maliyetleri sayarken emeğimizi içine katmıyoruz. O çay tarlasında işçimizden çok kendimiz çalışıyoruz. Tohumu toplamak ayrı bir maliyet... Çünkü günlerce o çayın tohumunu topluyoruz. Tekrar toprağa ekiyoruz. 3 yıl kundaktaki bebek gibi o çaya bakıyoruz. Çayı mahsul alacağımız kısma getirdikten sonra biz o çayın içine 3 sürgünde ikişer kez gireriz. Yabani otlardan ayırmaya ve her sürgün toplanması için. Çay Türkiye’nin veli nimeti, çayın siyasi bir boyutu yok, siyasi bir rengi yok! Biz bu yeşili korumak için devletten yardım istiyoruz.