CDU-AfD koalisyonunun kapısı aralandı mı?
Berlin geçen hafta tarihi anlara tanıklık etti. CDU tarafından Federal Parlamentoya sunulan düzensiz göç ile ilgili önerge AfD’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Oylama sonucu Almanya’daki siyasi kutuplaşmayı bir kez daha gözler önüne serdi.


23 Şubat erken genel seçim öncesinde Almanya’daki siyasi kutuplaşma daha da netleşiyor. Hristiyan Birlik Partilerinin (CDU/CSU) Federal Parlamentoya sundukları bir önerge, Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’nin oylarıyla kabul edildi. Hükümete talimat belgesi niteliğindeki belgenin yasal bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak AfD’nin desteği, olası koalisyon tartışmalarını da gündeme getirdi.
KUTUPLAŞMA DERİNLEŞTİ
Aralık ayında Magdeburg’da, 23 Ocak’ta Aschaffenburg’da meydana gelen saldırılar, göç tartışmalarını daha da alevlendirdi. Genel seçim anketlerinde birinci sırada gözüken CDU/CSU grubunun Başbakan Adayı ve Ana Muhalefet Lideri Friedrich Merz, düzensiz göçte daha sıkı önlemler alınması için parlamentoya önerge sundu. İki talimat önergesi ve bir yasa teklifi içeren CDU/CSU paketi, geçen hafta çarşamba günü Federal Parlamento’nun gündemine geldi. 27 maddeyi içeren iç güvenlik tasarısı, 190 oya karşı 509 oy alarak reddedilirken 5 maddelik göç tasarısı, AfD, Hür Demokrat Parti (FDP) ve CDU/CSU’lu milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

Oylama sonucu Sosyal Demokrat-Yeşil azınlık koalisyonu ve Sol Parti’nin tepkilerine yol açtı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) Grup Başkanı Rolf Mützenich Birlik Partilerini “Parlamentonun merkezinden kaçtı” diye eleştirirken 23 Şubat sonrası olası iktidar ortağı olarak değerlendirilen Yeşiller Grup Başkanı Britta Hasselmann, çoğunluğun merkez siyasetin dışında sağlanmasından Merz’in sorumlu olduğunu söyledi. Sol Parti Liste Başı Aday Heidi Reichinnek ise Merz’in AfD duvarını yıkmakta olduğunu iddia etti. Farklı şehirlerde ise SPD, Yeşiller ve Sol Partililer CDU/CSU’yu protesto etmek için sokağa çıktı. Birçok şehirde CDU/CSU büroları ve seçim afişlerine saldırı yapıldı.
Geçen sene kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise 5 maddelik tasarıda çekimser kaldı. Parlamentodaki tartışma kültürünü eleştiren BSW Eş Genel Başkanı Sahra Wagenknecht, içerik yerine oylama pratiğinin tartışılmasının AfD’yi daha da güçlendirdiğini savundu. Öte yandan BSW’li milletvekilleri, Cuma günü parlamentoda oylanan yasa tasarısı için olumlu oy kullandı ancak tasarı reddedildi.
SEÇİM SONRASI NASIL BİR HÜKÜMET OLACAK?
Oylama süreci ise Friedrich Merz’in AfD hakkında yaptığı önceki açıklamalarını yeniden gündeme getirdi. En son ocak ayında “AfD ile bir oylamada tesadüfen de olsa işbirliği yapılmayacak” diye konuşan Merz’in son tutumu, önceki tavrını sorgulattı. Pazartesi günü düzenlenen program kurultayında AfD’ye karşı tutumunu yineleyen Merz, gereken adımların atılmamasından dolayı SPD-Yeşiller koalisyonunu sorumlu tuttu. Merz, tasarısının kabul edilmesinin ardından da “Parlamentomuzun demokratik merkezinin dışında hiçbir çoğunluk aramıyorum. Bugün bu şekilde bir çoğunluk sağlanmasından üzgünüm” ifadelerini kullanmıştı.
Merz’in yapılan oylamalarla sözünden dönmesi, gözleri 23 Şubat sonrasına çevirdi. Anketlerde yaklaşık yüzde 30 oy oranı ile birinci sırada gözüken CDU/CSU’nun iktidara gelebilmesi için bir koalisyon ortağına ihtiyacı var. AfD ikinci sırada olmasına karşın CDU/CSU’nun iktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller gözüküyordu. Ancak oylamanın ardından her iki parti de Birlik Partileri ile koalisyon seçeneklerine kapıları kapadı. CDU/CSU’nun diğer koalisyon adayı FDP’nin baraj altı kalma olasılığı ise gözleri AfD’ye çevirdi. CDU Genel Başkanı Merz en son pazartesi günkü parti kongresinde AfD ile koalisyon hükümetine de yönelmediğini yineledi. Buna rağmen seçimlerin ardından Merz’in AfD’nin dışarıdan desteğini alacağı bir azınlık hükümetinin kurulması da gündemde.
AVUSTURYA MODELİ ÇÖZÜM OLUR MU?
Anketlerde CDU/CSU, yüzde 30 ile birinci sırada. İkinci sırada ise yüzde 20 ile AfD, ardından yüzde 16 ile SPD ve yüzde 14,5 ile Yeşiller bulunmakta. Koalisyon kurabilmek için CDU/CSU’nun AfD, SPD ya da Yeşiller ile ittifak yapma gereksinimi, yeni koalisyon seçeneklerini de gündeme getirdi. Mevcut ekonomik kriz ve toplumsal kutuplaşma karşısında Almanya’nın istikrarlı bir hükümete ihtiyacı var. Olası bir azınlık hükümeti ise seçimlerin yenilenmesi riskini de beraberinde getiriyor. Buna karşı CDU/CSU’nun AfD ile koalisyon hükümeti oluşturması seçeneklerden. Geçtiğimiz hafta benzeri tartışmaların Avusturya’da Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) üzerinden yaşandığını hatırlatan Başbakan Olaf Scholz, “ÖVP de Herbert Kickl’i başbakan yapmayacağını, FPÖ liderliğindeki bir hükümete dahil olmayacaklarını açıklamıştı” dedi. Buna rağmen Kickl’in liderliğinde koalisyon görüşmeleri yürütüldüğüne değinen Scholz, 23 Şubat’ın ardından CDU/CSU’nun da AfD altında bir hükümete ortak olabileceğini savundu. Scholz’un sözlerine itiraz CDU Başbakan Adayı Friedrich Merz’den geldi. Scholz’un değerlendirmelerini “zorlama” olarak nitelendiren Merz, sorunun iktidar partilerinde olduğunu vurguladı. “SPD ve Yeşiller sorunu görmek istemiyor. Halbuki destek verirlerdi.” diye konuşan Merz, göç sorununun çözüm beklediğinin altını çizdi.