Çek mağdurları çözümü Külliye'den bekliyor

Çek Yasası Mağdurları erteleme değil bu defa kesin çözüm için Ankara temaslarını hızlandırdı. Çek Yasası Mağdurları Sözcüsü Haydar Zirek, eski Başbakan, Milletvekili Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Tunç'u ziyaret etti. Yaptıkları görüşmelere ilişkin Aydınlık'a bilgi veren Haydar Zirek, durumu net bir şekilde ortaya koyduklarını ve ekonomik suça ekonomik ceza istediklerini söyledi. Anayasa'nın 38. maddesi uyarınca “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.” hükmünü hatırlatan Zirek, görüştükleri yetkililerin de kendilerine hak verdiğini aktardı.

200 BİN MAĞDUR 100 MİLYAR TL ALACAK

Çek Yasası Mağdur sayısının 200 bin civarında olduğunu, toplamda 100 milyar liralık bir ödenmemiş çek tutarı bulunduğunu anlatan Haydar Zirek, bir bu kadar tutar da ödenmemiş senet bulunduğunu ancak orada Anayasa ilkesi uyarınca herhangi bir hapis cezasının gündeme gelmediğini vurguladı. Karşılıksız çek verenlerin, adli para cezasına çarptırıldıkları için hapse gittiğini belirten Haydar Zirek, “Örneğin altı yıl meselesi var. Adi suçlarda altı yıla kadar ceza alanlar bir gün olsun hapis yatmadı. Çek yasasındaki ceza beş yıl olmasına rağmen vatandaşlar cezaevine yollandı. Geçen yılki düzenleme 30 Haziran'da doluyor. Yüzde 10'u ödenmek üzere. Sonra 15 taksit yapılacak. Fakat esnafın, iş insanının parası olsa zaten çekini ödeyecek. Parası olmadığı için ödeyemiyor. Yüzde 90'ı iflas etmiş.” dedi.

ADLİ CEZA İDARİYE DÖNSÜN!

“Ben size senet vermişim ödeyememişim. Siz de ödeyeceğime güvenerek daha önceden çek vermişsiniz, şimdi ödeyemiyorsunuz. Hapse giden ben değil siz oluyorsunuz.” örneğini veren Haydar Zirek, “Muhalefet bu işi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorumluluğunda gibi gösteriyor. Bu da iktidara zarar veriyor. Yeni bir düzenleme yapılması şart. Adli para cezasında insanlar hapis yatıyor, çeki öderse kalkıyor. Bunu idari para cezasına çevirelim. Yine çekini ödeyince idari para cezası kalksın. Hapis yatmasın. İnsanları çekini ödemeye yönlendirelim.” ifadelerini kullandı.

HÜKÜMLER ZATEN GAYET AĞIR

Ekonominin güvene dayalı işlediğini, kimsenin ödeme gücüne güvenmediği bir başkasından çek almayacağını, dolayısıyla işlemin bir ticari faaliyetten ibaret olduğunu anlatan Haydar Zirek, “Cezalandırmanın kimseye faydası yok. Alacaklı zaten alamayacak. Cezaevinde devlet bakmakla yükümlü. Ödeyebilecek olan niye hapse gitsin? Zaten ağır hükümler var; on yıl boyunca çek alamıyorsun. Kimse çekini yazdırmak istemez. Kara listeye girmek istemez. Zaten hapisten daha kötü bir ceza bu. Hiçbir yaptırımı yok değil. Haciz de var. Zaten çekten dolayı haciz işlemi yapılıyor.” diye konuştu.
“Diyelim ki bir esnafın senet borcu var. Ödemediğinde ona hapis yok, banka borcu var hapis yok, vergi borcu var hapis yok, binlerce icra var. Bakkal veresiyesi bile borçtur. Bu bakkaldır, çektir, senettir, diye ayrılmaz. Çeke niye hapis var?” diye soran Haydar Zirek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çek esasen peşin ödeme aracı. Üzerinde nakit taşımamak için çek yazılır. Adam bankaya gider tahsilatı yapar. Çek bir ödeme emridir. Ama bizde uygulanan yasa gereği 31 Aralık 2023'e kadar ibraz tarihinden önce çek tahsilatı yapılamaz. Vadeli kredili ödeme aracı gibi kullanılıyor. Senet vadeli ödeme aracı olduğu için hapis yok, diğerini de vadeli ödeme aracı yapmışız, ona niye hapis var? Gözler Cumhurbaşkanımız'dan gelecek müjdeli haberde.”