Cem Gürdeniz: Akdeniz'de alternatiflerimiz var
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kararlı duruşunu sürdürmesi gerektiğini belirten Amiral Cem Gürdeniz, “Türkiye yalnız değil. ABD ve AB istediğini yapsın, Türkiye’nin bu coğrafya üzerinde alternatifleri her zaman var” dedi.
Biden döneminde Türkiye ile ABD ilişkilerine yönelik “Türkiye’nin jeopolitik çıkarlarını savunmak Türkiye’yi ABD için tehdit yapıyorsa, savunmaya devam etmeliyiz” değerlendirmesini yapan Amiral Cem Gürdeniz, “Türkiye yalnız değil. ABD ve AB istediğini yapsın, Türkiye’nin bu coğrafya üzerinde alternatifleri her zaman var” dedi.
Türkiye Asya’daki tarihi konumuna yerleşirken, Doğu Akdeniz, mücadelenin odak noktası olarak öne çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği destekli Yunanistan, bölgede gerilimi tırmandırırken, Ankara kararlı adımlarıyla ağırlığını koyuyor. Peki bölgede sular daha ne kadar ısınacak? Ankara ve Atina bir orta yol bulabilir mi? 2021 yılında Doğu Akdeniz’deki saflaşmalar nasıl olacak? Türkiye bölgede nasıl bir strateji izleyecek? ABD-Türkiye ilişkileri yeni dönemde nasıl ilerleyecek? Amiral Cem Gürdeniz’le Doğu Akdeniz’de Batı hegemonyasındaki Yunanistan’ın kışkırtmalarını ve Türkiye’nin hamlelerine ilişkin sorulara yanıt aradık.
Yunanistan arkasına aldığı güçlerle, Türkiye’yi kışkırtma peşinde. Türkiye her ne kadar diyalog koşulları için diplomatik kanalları açsa da, Yunanistan sahada ve masada uzlaşıdan çok uzak. Tüm bu koşullar çerçevesinde bakarsak, Türkiye ve Yunanistan masada anlaşma sağlayabilir mi?
Böyle bir şey mümkün değil. İki ülke arasındaki sorun Türkiye’den kaynaklanmıyor. Yunanistan’da Türkiye’ye karşı “büyük abi sendromu” var. 500 yıl Osmanlı hakimiyetinde yaşadıkları için sosyogenetik kodlarında bozulma var. Bunu kabullenemiyorlar. Bir Batı projesi olarak kuruldukları için, Türk düşmanlığı, onların varoluş nedeninin temelini oluşturuyor. Bugün Türk düşmanlığını kaldırdığın zaman, belki de ülkenin kendi içinde bir arada olacak değeri kalmıyor. Tarihin bu mirasını lehte kullanıyorlar.
BATININ SÖMÜRGE TETİKÇİSİ: YUNANİSTAN
Yunanistan hâlâ Batı’nın tetikçisi, vekili, sömürgesi. Her geçen gün sömürgeleşmesi hızlanıyor. Arkasında büyük abilerinin desteğini gördüğü sürece Türkiye’ye efelenmeye, o küçük cüssesi ile Türkiye’yi kendisine eşit görmeye devam edecek. Yunanistan Başbakanı Miçotakis “Türkiye, AB’ye üye olacaksa Ege’den vazgeçmelidir” dedi. Yenilir, yutulur değil. Türkiye’nin böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil.
‘DOĞU AKDENİZ’DE YUNANİSTAN’IN YERİ YOK’
Yunanistan’ın öne sürdüğü çok fazla hukuksuz tez var. Bu kışkırtmaların hedefi nedir?
Yunanistan için hukuksuzluk diye bir kavram yok. Yunanistan AB’ye üye olduktan sonra, onun adına Ege’deki çıkarlarını AB ve ABD koruyor. Çünkü Yunanistan şahsiyet sahibi değil. Kurucu ülkelerine sadakat ile hizmet ediyor. Dolayısıyla, dilerim, 15 Mayıs 1919-22 arasında yaşanan süreci Yunanlılar bu sefer tersten yaşamaz. Ayrı ligde iki ülkeyiz. Onların değişmesi lazım Türkiye’nin değil. Hükümetin Yunanistan’a yumuşak tutum takınması doğru değil. Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın rolü ve yeri yok. Ama bakıyorsun Ege’de her türlü kışkırtmayı yapıyor. Neden? Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’den uzaklaştırmak için. Türkiye bu tuzağa düşmemeli. İstikşafi görüşmelerden de bir şey çıkmayacağını biliyoruz. Savaş koşullarında düşmanla bile müzakere yapılır. Ancak Yunanistan haddini bilmiyor. Hem de hayal dünyasında yaşıyor.
‘CASUS BELLİ’ YETKİSİ
Milli sondaj gemileri sahada Türk donanması himayesinde çalışmalarını kararlılıkla yürütüyor. Mavi Vatan’da milli projeler adından dünya çapında söz ettiriyor. Türkiye’nin buradaki ağırlığı dengeler açısından ne kadar belirleyici?
Türk donanması, 1923’te Cumhuriyet donanması olarak kurulduğunda Yunanistan Türkiye’den öyle büyük bir dayak yedi ki, o dayağın yarattığı huzur 1955’e kadar devam etti. Donanman güçsüzse, Yunanistan saldırır. Türk donanması bu gücünde olmasa, 12 mil çoktan ilan edilmişti. Çoktan AB üyeliği sonrası Kıbrıs’ta Türk Ordusu oldu-bitti yaratılıp geri çektirilmişti. Yunanistan bu adımları atamıyorsa Türk ordusunun caydırıcılığı ve gambot diplomasisinin etkinliğidir. Türkiye doğu Akdeniz’de BM’ye deklare ettiği kıta sahanlığı koordinatları içinde, TPAO’ya verilecek ruhsatlar paralelinde sismik ve sondaj varlığını sonuna kadar sürdürmeli. Geri çekilme olmamalı. Nasıl ki TBMM’nin 9 Haziran 1995 kararı var, benzer bir yetki Doğu Akdeniz için verilmeli.
ASYA VE ATLANTİK ARASINDAKİ ANAHTAR: TÜRKİYE
Türkiye’nin milli varlığı kadar, ittifaklarıyla kuracağı birlik de önemli… Türkiye nasıl adımlar atmalı?
Akdeniz ve Ege’deki politikanın temel köşe taşları üç bölümde incelenebilir. Bir; Türkiye’nin kendi jeopolitik çıkarları var. İki; Kıbrıs’ta bağımsız Türk varlığının devam etmesi gerek. Üç; hem Irak’ta hem Suriye’de, güneyimizde kurulmak istenen terör koridorunu engellemek. Bunlar Türkiye’nin hedefleri. Şu an koşullar Türkiye’nin çok lehine. Türkiye’nin coğrafyası, Asya ile Atlantik arasındaki dengeyi sağlayan anahtar pozisyonunda. Türkiye coğrafyasını artık kendi çıkarına kullanmalı. Türkiye bugün Asya bloğuna geçerse, Rusya’nın çevreleme stratejisinde muazzam bir gedik alınacak. Bunun önünü almak için Girit’e, Dedeağaç’a yatırım yapılıyor, güneyde kukla Kürdistan kurulmaya çalışılıyor, GKRY, NATO’ya üye yapılmaya çalışılıyor.
‘MUSTAFA KEMAL GİBİ DÜŞÜNMELİ’
Hükümet geri atım atmamalı. Karşımızda gerileyen ve saldırgan bir hegemon var. Türkiye burada Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünmeli. Çıkar odaklı düşünmeli. Türkiye kuvvet yapısı ile potansiyel enerji olarak çok önemli durumda. Bu potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye geçirecek dış politika kararları ve iç politikada birlik beraberlik çok önemli.
‘VATAN PARTİSİ DIŞINDA ABD’Yİ TEHDİT GÖREN YOK’
Peki ABD ile ilişkiler, Biden yönetimi ile nasıl ilerleyecek sizce?
Biden tam bir savaş kabinesi kurdu. Kendi içinde 6 Ocak’ta Kongresini koruyamamış, George Floyd eylemlerinde ülkede disiplini kuramamış, Kovid-19’la mücadelede dünyanın en başarısız ülkeleri arasına girmiş bir ABD ne yapacak şimdi? Gelip düzen mi kuracak. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da düzen mi kurdu? Düşman olmadan ABD ayakta kalamaz. ABD askeri sanayi kompleksinin düşmana ihtiyacı vardır. ABD’deki düşünce kuruluşlarının tek işi vardır, düşman üretmek.
Artık eski dünya yok. Yepyeni bir dünya kuruluyor. Yeni dünya kurulurken Türkiye kendine güvenmeli. Hâlâ Batı’dan medet umanlar var. Halkın yüzde 80’e yakını ABD’den nefret ediyor. Ancak şu anki partilere bakıyorsun, Vatan Partisi dışında ABD’yi tehdit gören bir parti yok. Hepsi ABD taraftarı.
Türkiye’nin jeopolitik çıkarlarını savunmak Türkiye’yi ABD için tehdit yapıyorsa, savunmaya devam etmeliyiz. Türkiye yalnız değil. ABD ve AB istediğini yapsın, Türkiye’nin bu coğrafya üzerinde alternatifleri her zaman var.