22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çetin Tekindor 'Babam' filmiyle vizyona dönüyor

Yönetmenliğini ve senaristliğini Nihat Durak'ın üstlendiği 'Babam' filmi vizyonda

Çetin Tekindor 'Babam' filmiyle vizyona dönüyor
A+ A-
AA

6 Ekim'de vizyona giren "Babam" adlı filmi üzerine konuşan yönetmen Nihat Durak, "vicdan üzerine, vicdana seslenen bir film. İnsanların birbirine dokunması üzerine bir film. Seyircinin bunların karşılığını göreceğini düşünüyorum." dedi.

Çekimleri Çanakkale Gelibolu'da 6 haftada gerçekleştirilen filmde, bir baba vezihinsel engelli oğlunun duygusal ve dram dolu hikayesi farklı bir dille anlatılıyor.

"Filmin hikayesi 2 yılda demlenerek senaryo haline geldi"

Filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Durak özellikle son 3 filminde bireyin yakın çevresi ve kendi yaşam yolculuğu üzerindeki hesaplaşmaları ele aldığını söyledi.

"Babam" filminde de bir babanın yaşam yolcuğuna odaklandığına işaret eden Durak, filmin hikayesinin 2 yılda demlenerek senaryo haline geldiğini belirtti.

Filmde Çetin Tekindor'un başrolünü üstlendiği ana karaktere ilişkin değerlendirme yapan Durak, "60 yaşını geçmiş olan Yunus Tunalı, yaşamını ve yaşam yolculuğunu sorgular. Filmin içinde bir karakter dönüşümüne uğrar. Daha doğrusu yaşamı daha farklı görmeye ve bunun da gerekliliklerini yerine getirmeye başlar. Aslında filmin ana yolculuğu da bu." dedi.

"Türk sinemasının ana akımı cümlesi olan hikaye kurmayı unuttu"

Ontolojik olarak ebeveyn ve çocuk temasının dünya sinemasında yüzlerce kez işlendiği yorumunda bulunan Durak, Türkiye'deki sinema sektörüne ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye'de ana akım diye ifade edilen sektörde, daha çok seyircinin geldiği, gösterim alanında daha çok şansı olan, kitleler tarafından daha çok sahiplenilen filmler yer alıyor. Bu bir endüstrinin parçası. Ana akımda çok ciddi bir komedi ve romantik türü eksenli bir yürüyüş var. Şaşırtıcı bir durum. Skeç mantığıyla yapılan filmler seyirciyle buluşuyor. Tablonun bir bölümü acınacak bir tablo. Öte yandan çok iyi filmle yapılıyor ama sinema salonlarına bile giremiyor. Biz de burada açıkcası klasik anlamda bir ana akım projesi olarak senaryoyu oluşturmadık ama film kendi suyunu buldu yürüyor. Sonuçları ne olacak ben de merak ediyorum ama Türk sineması bizim burada gerçekleştirdiğimiz bir geleneği yıllar önce başarmış bir sinema. Sıcak, sempatik, aile dramları da yapabilen bir sinema geleneğinden geliyoruz. Çok uzun süredir Türk sinemasının ana akımı, eli ayağı düzgün, cümlesi olan bir hikaye kurmayı unuttu."

"Bizi iyilik kurtaracak"

Çekimlerin rahat ve eğlenceli geçtiğini dile getireren Şenolsun, "Gelibolu insanı çok sıcakkanlı. Gider gitmez kendimize arkadaş edindik. Bütün Gelibolu halkıyla imece usulü, beraber çektik filmi yani. Sette de çok iyi insanlarla karşılaştık. O yüzden de çok güzeldi. Böyle bir filmin yapılması çok önemli. İnşallah insanlar hayatta birbirine dokunmanın, küçük bir iyiliğin herkesi nasıl etkileyeceğini görür. Bizi iyilik kurtaracak aslında. Bu umudu veren bir film." şeklinde konuştu.

Yapımcılığını ise Filiz Üstün Durak'ın gerçekleştirdiği filmin konusu şöyle:

"Yusuf Tunalı (Çetin Tekindor) karısının vefatıyla sarsılmış bir adamdır, geride kalan tek akrabası da, zihinsel engelli oğlu Arif'tir (Berker Güven). Bir yandan sahibi olduğu sardalya konservesi fabrikasını ayakta tutmak, diğer yandan hiçbir zaman tam olarak kabullenemediği oğluyla ilgilenmek, Yusuf için oldukça zorlayıcı olacaktır. Bu esnada fabrikasında işe yeni başlayan Feride (Melisa Şenolsun) her şeyi değiştirecektir. Atanamadığı için mecburen bu işi yapan Feride'nin Arif'le yakından ilgilenmesi genç adamı olumlu etkiledikçe, Yusuf'un da çevresine ve kendisine bakışı değişecektir."

Son Dakika Haberleri