Ceyhan Mumcu ile tarihten güncele: Seçim sonuçları üzerine

• Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyoruz?

Seçime katılan bütün partilere milletin verdiği mesajlar var. Mesajlardan bir tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi'ne. Yüzde 35'e düştü. 'Nerede hata yapıyoruz, kaybediyoruz.' diye bu partinin üstünde durması gerekir.

• Neden düşüş oldu?

En önemli sebebi ekonomik sıkıntı, iki bıkkınlık... Bir de hala Adalet ve Kalkınma Partisi'nin irticaya destek vereceği kaygısı var. Muhalefetin durumu ise zaten ortada. Halk muhalefetin de bu kadrosuna güven göstermedi.

• Katılım oranı bayağı yüksek oldu ama...

O yükseklik çok güzel. Demokrasiye bir katkıdır. Sandığa gidiyor, kuyruğa giriyor. Tamamen sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. Bu bakımdan Türk milletinin bu tavrı takdir edilmeli.

'TAM BAĞIMSIZLIK HASSASİYETİ YOK'

• Artık seçim bitti, icraatlar başlayacak. Önümüzdeki süreçte AK Parti'nin yoğunlaşması gereken en önemli konular neler?

Ben antiemperyalist siyaseti savunan bir partinin üyesiyim. Vatan Partiliyim. Aydınlık okurları da hangi görüşten olursa olsun bağımsızlıkçıdır. Bir numaralı sorun, tam bağımsızlığımızı koruyabilmek. Madem demokrasi diyoruz, ulusal bilinç, irade emperyalist baskıdan etkilenmeden korunmalı. Türkiye çok önemli bir şey yapıyor. İslam ülkesi olup çok partili demokrasiyi sürdürebilen ender ülkelerden bir tanesi. Kurtuluş Savaşı'nı vermiş devrim yapmış bir ülke. Bu bakımdan tarih sayfalarında itibarı yüksek bir millet. Bu itibarı bize sağlayan eski kuşaklara layık biçimde bayrağı doğru tutmak ve itibarımızı daha da artıracak eylemler yapmamız lazım.

Bu tavır medyada pek yok. Amerika Birleşik Devletleri'nin, Avrupa Birliği'nin etkileri çok iyi analiz edilmiyor. Bir Ulusal Kanal'ın haberlerine bakın, bir de diğerlerine... Tam bağımsızlık hassasiyeti maalesef yok.

• İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, 'Millet İttifakı seçim ittifakıydı ve dağıldı' dedi. Seçimden sonra buradaki durumu nasıl görüyorsunuz?

Şimdi partiler seçimden sonra organlarını toplayıp değerlendirme yapacaklardır. İttifak olumsuz yönleriyle devam ediyor. En büyük kazığı da CHP'liler yedi. Bir yandan hak, hukuk, adalet diyorsun, yollara düşüyorsun, 'adalet' diye Ankara'dan İstanbul'a yürüyorsun, bir yandan Sadullah Ergin'i CHP listesinde Meclis'e sokuyorsun. İlk defa böyle bir gariplikle karşılaşıyorum. Ne işi var CHP'nin Sadullah Ergin'le? Cemal Enginyurt, Ordu'dan kaç oy getirdi CHP'ye? Ordu CHP İl Başkanı açıklasın.

'CHP OYALAMA PARTİSİ'

• Kılıçdaroğlu başkanlığı bırakır mı? Bırakırsa ne değişir?

Yok bırakmaz. Çok severler orayı. O başkanlığa gelenler kesinlikle bırakmaz. CHP 54 seçimlerinde çok sandalye kaybetti. Ankara'da bir kurultay yaptık. O kurultayda İsmet Paşa istifa diye on dakika on beş dakika ayaklar yere vurularak, alkışlarla slogan atıldı. İsmet Paşa çıktı, 'İstifa etmiyorum. Ben partiyi Atatürk'ten devraldım. Partimi çok seviyorum. Partiyi böyle bırakamam.' dedi. 1972'ye kadar da CHP'nin başında kaldı. Kılıçdaroğlu'nun da bırakacağını zannetmiyorum. Yerel yönetim seçimlerini gerekçe göstererek bırakmayı düşünmez.

Bir şey değişmez. Yani ben 43 yıl bulundum orada, yeni bir şey çıkmaz. O yüzden ayrılıp Vatan Partisi'ne geçtim. Sadece toplumu oyalarlar. 'Ali gitti Veli çok iyi'. Veli'nin kötü olduğunu anlayana kadar... Oyalamadır. CHP, göz boyayıp milleti oyalama partisi. O gider de daha iyisi gelmez. Fetullahçıları göreve geri getirme misyonu yüklenmiş bir genel başkan yardımcısı var. 'Mustafa Kemal'in askerleri' diyen CHP'li dostlar çok güvenmesinler: Hayal kırıklığına uğrayacaklar.  CHP bu şekilde devam edecek. Ama maalesef Türk milleti çok iyi algılayamıyor. Vatan Partisi'ni öne çıkarmak gerekir. Daha önceki seçim şunu söylemiştim. 'Siz barajı aşamasa bile Vatan Partisi'ni yüzde dokuz buçuğa çıkarın, CHP ulusalcı ve milliyetçi olur. Nasıl? Kılıçdaroğlu ikinci turda birden bire milliyetçi oldu ya.... Vatan Partisi ne kadar güçlenirse CHP'nin tedavisi o kadar mümkün olur.

BORÇLANAN EKONOMİ

• Ekonomide Mehmet Şimşek ismi gündeme geldi. Aydınlık'ta Mehmet Şimşek'in geçmiş dönemde yaptıklarını hatırlattık, 'neoliberal politikalara geri dönüş sinyali mi' sorusuyla yazdık. Bunun ardından Mehmet Şimşek'e yakın isimler aradı haberimizden dolayı sitem etti. Şimşek bizi şaşırtır mı?

Şimdi bir kere Türkiye'nin bir hastalığı var. Dışarıdan borç bulmak. Efendim 'büyükşehir belediye başkanı dışarıdan borç alabilendir.' Sanki işte 'ben projeci olduğum için borç verirler'. Kim yüksek faiz verirse ona borç verirler.

Borç bulmak yanlış bir anlayış. İşte Kemal Derviş'in üretim ekonomisine yaptığı tahribat neredeyse Yunanların Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkeyi yakıp yıkmaları gibi... Bu adamın neresi ekonomist?

Köylüye dedi ki üretimi yapma. Ben sana tazminat ödeyeyim. Yunanlar bizden üzüm alıyorlar, şarap yapıyorlar. O şarabı Türkiye'ye satıyorlar. Ama biz üretirsek şarabı katma değeri var, ÖTV'si var.... Aynı üzüm Yunan'ın şarabına dönüşürse vergi yok, Türk şarabı olursa vergi çok. O yüzden Aydınlık'ın bu konuda duyarlı olması doğrudur. Faik Öztürk'le Mehmet Şimşek arasında ekonomi siyaset bakımından ne fark var? Yani ne zaman üretim artar? Ne zaman istihdam artar? Hedef bu olmalıdır.

-Bu haftaki son mesajınızı alalım hocam.

Aydınlık okurlarıyla daha sık buluşacağız. Görüş ve önerilerini bekliyoruz