Yandex
26 Mart 2025 Çarşamba
İstanbul 20°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP-DEM-emperyalist Avrupa cephesi

AB ülkeleri, İmamoğlu kampanyasına balıklama girmiştir. Türkiye’nin içişlerine karışacak derecede protestoları destekleyen ve ortak cephe gibi davranarak Türkiye’yi etkilemek ve kendi tarafına çekmek istiyorlar. Erdoğan’ın yalpalamaları, iki taraflı gelgitleri, katılma çağrıları AB’ye umut vermekte

CHP-DEM-emperyalist Avrupa cephesi
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ankara'dan "demokratik normlara ve uygulamalara açık bir bağlılık" talep etti.
ALİ MERCAN

Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmalar doğrultusunda İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 50 kişi tutuklandı. Şu anda sorun yargıya intikal etmiştir. Ancak bütün kamuoyunun izlediği gibi kurumlar peşinen suçlanmakta, yargı mensupları hedef alınmaktadır. Yargının hedef alınmasının ötesinde doğrudan devlet kurumları suçlanmaktadır.

Yargıyı ve devleti hedef alan CHP-DEM parti ortaklığı halkı sokaklara çağırmaktadır. Alanlara toplananların ortak özelliği devleti ve kurumlarını hedef alan PKK uzantıları, sahte solcular ve CHP’lilerdir. Bu şekilde Başsavcılığın ileri sürdüğü yolsuzluklar, suç örgütü kurmak ve yönetmek gibi çok ağır suçlamalar göz ardı edilmekte, politik kamplaşma kışkırtılmaktadır. Zamanlama öne çıkartılarak İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’nın önünün kesildiği, CHP’nin engellendiği gibi devlet hukuku suçlamalar öne çıkartılmaktadır. Bu yoldan bir mağduriyet ortamı yaratılarak yargılama karartılmak ve etkisizleştirmek istenmektedir. Bu tür protestolar AB’nin heyecanla desteklediği bir ortam yaratmaktadır.

CHP-DEM-emperyalist Avrupa cephesi - Resim : 1
Olaf Scholz, "Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkiler için iç karartıcı" dedi.

AB İÇİŞLERİNE KARIŞARAK PROTESTOLARI DESTEKLİYOR

Çöken ve çürüyen AB’de politika, kültür ve insanî ilişkiler de kokuşmaktadır. Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar. AB’nin yükselen milliyetçi akımlara karşı tutumları sınıfta kalmalarının ötesinde, demokratik devlet kavramından bütünüyle vazgeçtiklerini gösteriyor. Fransa’da Marina Le Pen birinci partidir. Almanya’da seçimlerden ikinci olarak çıkan AfD, son kamuoyu yoklamalarında yüzde 23 olmuş ve yüzde 27’ye gerileyen Hıristiyan Birlik ile arasında 4 puan fark kalmıştır. BSW ile birlikte ele alındığında milliyetçiler, Almanya’da rakipsiz birinci güç haline gelmişlerdir. Ancak Atlantikçi geleneği sürdüren sistem partileri her ne pahasına olursa olsun (zor kullanmak dâhil) milliyetçilerin iktidarda yer almasını önlemek kararındadırlar. Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye kalkan Avrupa, Filistinlilere karşı günümüzün en acımasız katliamlarını yürüten soykırımcı İsrail’in yanındadır. Gelişmelerle ilgili olarak Rusya’nın “Sorun Türkiye’nin iç meselesidir” açıklaması yapmasına karşın AB ülkeleri, İmamoğlu kampanyasına balıklama girmiştir.

AB: TÜRKİYE ORTAK OLAMAZ ANCAK VAZGEÇİLEMEZ

AB, Türkiye’nin küresel saflaşmada kararlı durmasını önlemek için AK Parti Hükümetinin kararsız ve iki yönlü yalpalamalarından yararlanmaktadır. İmamoğlu ile ilgili hukuki süreç sürerken AB Türkiye Cumhuriyetine karşı saldırgan bir kampanya sürdürmektedir.

AB yayın organlarında Türkiye Cumhuriyeti devleti ve AK Parti Hükümeti doğrudan hedef alınmaktadır. Protesto kampanyalarını hararetle yürütürlerken Türkiye’nin ortak olamayacağı kesin bir dille ifade ediliyor, ancak işbirliği olacak konular var denmektedir.

Mültecilerin geri gönderilmesi, sınır dışı uygulamaları için Türkiye zorunludur. Suriye, Afganistan vb. ülkelerden gelenlere Türkiye bir duraklatma yeri olabilir. Avrupa ile derin sorunları olan Rusya’ya karşı cephe oluşturmada da Türkiye gereklidir.

INTERNASYONALE POLİTİKA: DESTEK ÇAĞRILARI YETMEZ

Alman dış politikasını oluşturan yayınlarında, İmamoğlu hakkındaki hukuki sürece karşı protestolar desteklenmekte, devlet ve kurumlar hedef alınmaktadır. İnternasyonale Politika (IP) özel sayısında özetle şu görüşlere yer verilmektedir: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimleri için umut vaat eden bir aday olan İmamoğlu ve destekçileri, 19 Şubat’ta dayanaksız suçlamalarla tutuklandı; şirketine el konuldu. CHP, ‘bir sonraki olası cumhurbaşkanına karşı darbe girişimi’nden bahsetti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bu adımın ‘Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkiler için iç karartıcı’ olduğunu söyledi. “Gerçekçi ve olumlu sonuçlar beklenmiyor.” dedi. Almanya ve AB, sığınmacıları geri püskürtmenin yanı sıra Moskova'ya karşı harekete geçme ve Türkiye'yi bir ticaret ve enerji merkezi olarak kullanma konusunda Ankara ile işbirliğini sürdürmek yanlısıdır denildi.(1)

IP’ye göre Berlin, İmamoğlu'nun tutuklanmasına sadece çağrılarla yetindi: “Sığınmacıları geri göndermek ve diğer çıkarları güvence altına almak için Ankara ile işbirliğine ihtiyacı var. Aynı zamanda Türkiye oldukça güçlendi.” Bu gerekçelerle ‘Ortak olmaz ama çıkarlarımız doğrultusunda işbirliği yaparız.’ mesajı verildi. Bu nedenle Türkiye üzerinde daha etkili olunmalıydı.

Son gelişmeler nedeniyle Türk Devletini ve hukukunu hedef alan AB politikacıları, Türkiye’den vazgeçilemeyeceğini öne sürüyorlar. Türkiye’nin içişlerine karışacak derecede protestoları destekleyen ve ortak cephe gibi davranarak Türkiye’yi etkilemek ve kendi tarafına çekmek istiyorlar. Erdoğan’ın yalpalamaları, iki taraflı gelgitleri, AB’ye katılma çağrıları AB‘ye umut vermektedir.

AB AÇISINDAN TÜRKİYE’Yİ VAZGEÇİLMEZ KILAN GELİŞMELER

AB bakış açısından, Türkiye’yi vazgeçilemez kılanın bir yönü de savunma sanayisinde ilerlemedir. TSK’nın silah ihtiyacının yüzde 78'i yerli olarak karşılanıyor. İhracatta savunma sanayi, 2023 yılında 4,4 milyar ABD doları değerine ulaştı ve yükselmeye devam ediyor. En başarılı ürün, çok sayıda ülkeye ihraç edilen Bayraktar TB2 insansız hava araçlarıdır. Askeri olarak Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde faaliyette, Libya'ya müdahale etti ve Ermenistan'ı mağlup eden Azerbaycan silahlı kuvvetlerini destekledi. Akdeniz'in altındaki doğal gaz sahaları çatışmasında galip gelmek için donanmasını kullandı. Türkiye, Basra Körfezi ve Afrika Boynuzu'nda stratejik açıdan önemli yerler olan Katar ve Somali'de askeri üsler bulunduruyor ve kuzey Irak'ta konuşlanmış birlikleri var.

AB ülkeleri için Türkiye ile işbirliği başka açılardan da önem taşıyor: Bu ülke Rusya ile yakın işbirliği içinde, Rusya yaptırımlarına katılmayan tek NATO üyesi, aynı zamanda Türk ve Rusya'nın nüfuz kullanma çabalarının örtüştüğü bölgelerde kendisini Moskova'ya karşı konumlandırıyor. Örneğin, Rusya'nın Karadeniz bölgesindeki etkisini sınırlamayı amaçlayan NATO faaliyetlerine katılıyor. IP dergisinin makalesine göre, "Romanya üzerindeki hava sahasını kontrol etme adımlarını destekliyor ve Bulgaristan'da Türk birlikleri yeni NATO muharebe grubunun bir parçası."(2) Türkiye Ukrayna'ya Bayraktar TB2 insansız hava araçları tedarik etti. Üreticisi Baykar şu anda Ukrayna'da drone üretimi için bir fabrika inşa ederken, yeni Bayraktar Akıncı drone modelinde Ukrayna motorları kullanılıyor. Türkiye ayrıca, Rusya'nın geleneksel olarak dar etki alanı olarak gördüğü Orta Asya'nın Türk dili konuşan devletleriyle işbirliğini yoğunlaştırıyor; bunu yaparken, bazılarının artık "bölgesel çatışmalarda Rusya'dan bağımsız pozisyonlar" alabilmesine katkıda bulunuyor.

AB, Türkiye'yi Rusya'ya karşı konumlandırma çabasının yanı sıra, ülkenin ticaret ve enerji merkezi olarak kullanışlılığına dikkat çekiyor. Sadece Körfez ülkeleriyle yapılan ticaret, 2002'de 2,1 milyar ABD doları olan hacimden 2022'de 22,7 milyar ABD dolarına fırladı. IP ekine göre, Türkiye dış ticareti daha da güçlendirmek ve kendisini "ulaştırma sektöründeki devasa altyapı projeleriyle, uluslararası değer zincirleri için lojistik merkez" olarak konumlandırmak istiyor.

TÜRKİYE’NİN BRICS’E ÜYE OLMA İSTEĞİ SÜRÜYOR

Türk hükümeti‘nin BRICS ittifakına üye olma ilgisi devam ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 24 Şubat'ta Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'u kabul ederken açıkladığı gibi, BRICS Ankara'da "çok kapsayıcı" olarak kabul ediliyor. IP’ye göre Türkiye, her türlü işbirliği ortağıyla çok boyutlu ve kendinden emin bir şekilde, bir kampa bağlanmadan hareket etmektedir. Bu da Almanya ve AB'nin alternatifleri olan Türkiye'ye dikte etmekte zorlanacağı anlamına geliyor. Şansölye Olaf Scholz, Ekim 2023'te ülkeyi ziyaret ettiğinde, gözlemciler “Alman politikasında normatif olandan pragmatik olana doğru bir kayma” olduğuna dikkat çekiyorlar. “Avrupa'nın Türkiye üzerindeki etkisi hızla azaldı. Gelecekte, müzakereler muhtemelen eşit bir temelde yürütülecektir.“ (3)

ALMAN POLİTİKACILAR TÜRKİYE’YE KARŞI DAHA SERT OLMAYA ÇAĞRILIYOR

Türkiye ile işbirliğinden yana olan, ancak çok az etkiye sahip olan Alman politikacıların, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına önemsiz kalan çağrılarla yetinmeleri eleştiriliyor. CHP lideri Özgür Özel, Türkiye'nin "bir sonraki potansiyel cumhurbaşkanına karşı bir darbe girişimi" yaşadığını ve binlerce kişinin protesto ettiğini söylerken, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ankara'dan "demokratik normlara ve uygulamalara açık bir bağlılık" talep etti.(4) Şansölye Olaf Scholz, "çok, çok kötü bir işaretten" bahsetti, "Kesinlikle... Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkiler için iç karartıcı." dedi. Ne Scholz ne de von der Leyen, sığınmacıları geri gönderme veya petrol ve gaz ithal etme konusunda Ankara ile işbirliğini askıya alabileceklerini belirtmedi. Berlin'in önde gelen dış politika dergisi IP ekinin manşetinde yer alan "bir ortak olarak Türkiye", "öngörülemez" ama aynı zamanda "vazgeçilemez".

DİPNOTLAR:

1. German Foreign Policy (GFP), 21 Mart 2025.

2. Günter Seufert: Pragmatische Partnerschaft. In: Internationale Politik (IP) Special Nr. 1/2025. S. 4-11.

3. Günter Seufert: Pragmatische Partnerschaft. In: Internationale Politik Special Nr. 1/2025. S. 4-11.

4. Imamoglu wendet sich an Justiz: „Sie dürfen nicht schweigen“. deutschlandfunk.de 20.03.2025.

Avrupa Birliği
Yorumlar (6 yorum) Yorum yapmak için tıklayınız
Yükleniyor...