CHP’den YPG’ye operasyon, Suriye ve İsrail mesajı
CHP Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Suriye’deki yeni durum, İsrail’in hareketleri ve terör örgütü PKK/ YPG’ye dair açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, partisinin milli güvenlik meselelerine bakışını anlattı. Dün CHP Genel Merkezinde gazetecilerle bir araya gelen Bağcıoğlu, kapsamlı bir sunum yaptı, soruları yanıtladı.
Suriye’deki gelişmelerle ilgili geç görüş açıklanması kamuoyunda ve parti içinde eleştiri konusu olmuştu. Bağcıoğlu, CHP’nin Suriye’ye ilişkin “sağlıklı bir resim oluşturduğunu” savundu. Bağcıoğlu’nun Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/ YPG varlığı ve “İsrail’in hedefi Türkiye” söylemlerine yönelik ifadeleri ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam fotoğraflarına dair yorumları dikkat çekti.
MİLLİ GÜVENLİK DANIŞMA KURULU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Tuzla Piyade Okulu ve Kara Harp Okulu’ndaki disiplin tartışmalarından Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta yapısı ve personelin özlük haklarına; Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Mavi Vatan ve savunma sanayisi politikalarından Suriye’deki yeni durum ve bölgesel risklere kadar pek çok konuyu ele aldı.
Bağcıoğlu, 6 emekli general ve amiralin yer aldığı bir Milli Güvenlik Danışma Kurulu ile partinin ilgili politikalarını oluşturduklarını bildirdi. “Bunun altında da kurulda olmayan, emekli asker veya güvenlik uzmanlarından oluşan çok geniş bir insan kaynağımız var.” diye ekledi.
‘MİLLİ GÜVENLİK POLİTİKA BELGESİ’
Yankı Bağcıoğlu, CHP tarihinde ilk olarak “Milli Güvenlik Politika Belgesi” hazırladıklarını duyurdu. 79 sayfalık belgenin taslak halinde olduğunu ve henüz son halini almadığını not düşen Bağcıoğlu, bir de “Mülteciler İçin Geri Dönüş Programı Önerisi” üzerinde çalıştıklarının bilgisini verdi ve şöyle anlattı:
“Danışma Kurulu ve altındaki geniş insan kaynağının tamamı emekli ve gönüllü. Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer kamu kuruluşlarında görevdeki personelle kesinlikle bir ilişkimiz yok. İçeriden bilgi almak yok, Suriye konusunu bile açık kaynaklardan takip ediyoruz. Aksini etik bulmuyoruz, hiçbir zaman o yola sapmayız. Yani NATO, Avrupa Birliği gibi yerlerde görev yapmış, kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer, harp uzmanı; askeri sağlık sisteminde uzman, askeri eğitim sisteminde uzman emekli kişiler.”
‘SAĞLIKLI RESİM OLUŞTURDUK’
CHP Milli Güvenlik Politikaları Sorumlusu, ardından sözü Suriye’deki yeni duruma ilişkin değerlendirmelere getirdi. Suriye konusuna baştan sona odaklı olduklarını ve üzerine son bir ayda 7 toplantı yaptıklarını bildiren Bağcıoğlu, geç kalındığı eleştirilerine şu izahı yaptı:
“Bizim bir aparatımız yok. Yani bir istihbarat teşkilatı ve başka istihbarat organlarımız yok. Açık kaynaktan ne görüyorsak, bölgedeki akademisyenler, gazeteciler, emekli askerler onlardan aldığımız bilgilerle kurullarımızla tartışıyoruz. Ama ben sağlıklı bir resim oluşturduğumuzu değerlendiriyorum. Çünkü olay daha dokuzuncu gününde. Söylenen çoğu şey şu ana kadar havada kaldı.”
CHP’NİN SURİYE ÖNERİLERİ
Bağcıoğlu Türkiye’nin Suriye’de şu hedeflerle hareket etmesini önerdi:
“Milli güvenlik açısından Suriye'nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve devlet egemenliğinin hakim kılınması şarttır. 1 Mart 2025’ten sonra Suriye toplumunun tüm bileşenlerini kapsayacak bir hükümet oluşturulmalıdır. Şu anda sadece İdlib bölgesinden bakanlar alındığı görülüyor. Libya örneğinde olduğu gibi doğal kaynaklardan tüm Suriyelilerin yararlanması, merkezi yönetim emrinde kurulacak silahlı kuvvetlerin hudutları koruması, yani Türk askerinin karşısında merkezi yönetimi görmesi önemlidir. Suriye’de konuşlu askeri birliklerimizin beka ve emniyeti sağlanmalıdır. En önemlisi Türkiye'ye yönelen yeni düzensiz göç akımlarının engellenmesi ve Türkiye'de bulunan düzensiz göçmenlerin teşvik edilerek bir program dahilinde Suriye'ye geri yönlendirilmesidir.”
‘PYD’YE HAREKÂT DOĞAL’ MESAJI
CHP’nin terör ve teröristle mücadele noktasında hiçbir soru işaretinin olmadığını öne süren Bağcıoğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahramanlığını, fedakarlığını her şekilde teyit ediyoruz. Bu mücadelede dağda, ovada, bayırda görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri personeline de desteklerimizi iletiyoruz.” ifadelerini kullandı. Terör örgütü PKK/ YPG’ye karşı operasyonun gerekli olup olmadığına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
“Eğer askeri gereklilikler, bir ihtiyaç varsa operasyon olacak tabi. Ama askeri gerekliliklerin iyi ortaya koyulması lazım. PYD Türkiye’ye tehdit olduğu müddetçe endişemiz devam eder. Burada kriter PYD’nin Türkiye’ye tehdit olmasıdır. Türkiye’ye tehdit ister PYD, ister HTŞ’nin farklı bileşenleri, ister DEAŞ, ister Esad’ın kalanları olsun; askeri gereklilik ve güvenlik ihtiyaçları çerçevesinde faaliyetler yürütülür. O bölgeye ben Ayn El Arap diyorum. Bir silahlı güç Türkiye’ye namlusunu çevirdiyse harekatın değerlendirilmesinden daha doğal bir şey yok.”
‘EN KÂRLI İSRAİL ÇIKTI, TAKİP EDİLMELİ’
MİT Başkanının Şam fotoğrafları için “Alışık olmadığımız bir görüntü” nitelemesinde bulunan Bağcıoğlu, “Muhtemelen ‘Bu harekatın sahibi biziz.’ şeklinde, iç politikaya bir mesaj; belki de parti içine bir mesaj.” yorumunu yaptı. İsrail’in Türkiye’yi tehdit edip etmediği meselesiyle ilgili şunları kaydetti:
“İsrail’in konvansiyonel olarak (açık şekilde kendi öz gücüyle) Türkiye’ye tehdit oluşturması mümkün değil. Ama terör örgütleri, diğer aparatları vasıtasıyla, ekonomik ve siber olabilir. Ama konvansiyonel olarak ne insan gücü ne de diğer kaynakları yeter. Konvansiyonel bir şey beklemiyorum ama İsrail’in Suriye’nin güvenliğini ve dengesini bozacak girişimlerde bulunabileceği, temkinli olmak ve takip etmek gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, ayrıştırılmış bölgede harekatlar yapıyor. İsrail dikkatli takip edilmeli. İsrail’in faaliyetleri her zaman, sadece bugün değil takip edilmeli. Kaldı ki HTŞ’nin hareketinden en karlı çıkan İsrail. Netanyahu da bunu açık olarak belirtti.”
‘AB’YE TAVİZ VERİLİYOR’ İDDİASI
Yankı Bağcıoğlu sunumunda hükümeti Kıbrıs’taki gelişmeleri dikkatli izlememekle, Doğu Akdeniz ve Ege’de pasif kalmakla eleştirdi. “Rum Kesimi İsrail’den hava savunma sistemi tedarik etti. ABD’yle anlaşmalaar yapıyor. Kıbrıs’ta oldu bittilere izin vermemek gerek. Doğu Akdeniz'de Türkiye dört yıldır sondaj çalışması yapmıyor. Ege'deki faaliyetlerimizin de azaltıldığını değerlendiriyorum. Her sene yapılan Mavi Vatan tatbikatının bu sene yapılmaması da aynı şekilde.” cümlelerini kurdu. AB İlerleme Raporlarında bu konulardaki şikayetlerin yer almadığını söyleyen Bağcıoğlu, hükümetin taviz verdiğini iddia etti.
Bağcıoğlu, savunma sanayisine ilişkin değerlendirmelerinde hiçbir şeyin yoktan var olmadığının altını örneklerle çizerek geçmişe vefa vurgusu yaptı.
‘ATATÜRKÇÜLÜĞÜNDEN ŞÜPHEM YOK’
CHP’li Emekli Tümamiral, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler için de, “Kendisi komutanımızdır. Saygımız sonsuzdur. İrtibatımız, ilişkimiz devam ediyor. Vatan sevgisi ve Atatürkçülüğünden şüphem yok ama icraatlarda doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz.” sözlerini sarf etti.
Son yıllardaki Yüksek Askeri Şuralarda özellikle albay seviyesinde Atatürkçü subaylara yönelik bir tasfiye görüntüsünün oluştuğuna değindi. Ordu içinde tarikat ve cemaatlerin kesinlikle yerinin olamayacağını dile getirdi. Tuzla Piyade Okulu ve Kara Harp Okulu’ndaki disiplin süreçlerine dair sert çıktı:
“Sarıklı Amiral, tarikatçıları makamında ağırlayıp, cübbesi veya takkesiyle toplantılar yapan general ve amiral nasıl rutin bir şekilde emekli edildiyse, bu çocukların da hiçbir işleme tabi tutulmadan yollarına devam etmeleri