22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

CHP’li Tanrıkulu Ermeni iddialarıyla 'yüzleşme' istedi

CHP yönetiminin bütün tepkilere rağmen vazgeçmediği ve sürekli milletvekili listelerinde seçilebilecek sıraya koyduğu İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ermenilerin “soykırım günü” olarak andığı 24 Nisan 1915 günü için yaptığı açıklamada, Türkiye’den geçmişle yüzleşmesini istedi.

CHP’li Tanrıkulu Ermeni iddialarıyla 'yüzleşme' istedi
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

HDP, her yıl yaptığı resmi açıklamalarla “Ermeni soykırımı yalanının Türkiye’deki sözcülüğünü üstlenirken CHP’li Sezgin Tanrıkulu da bu koroya “geçmişle yüzleşme” talebini gündeme getirerek katıldı.

Tanrıkulu, sosyal medya hesabında Ermenice ve İngilizce “Asla Unutma” etiketlerini de kullanarak yaptığı paylaşımda, Ermenilerin 24 Nisan 2015 olayları ile ilgili iddialarını sahiplendi.

24 Nisan 1915’de gizli ve silahlı Ermeni örgütlerinin lider kadrolarının tutuklanması olayını Ermeni aydınların tutuklanması olarak değerlendiren Tanrıkulu, bu kişilerin sürüldükleri yerlerde zorla kaybedildiklerini ileri sürdü.

Türkiye’den geçmişiyle yüzleşmesini isteyen Tanrıkulu şu ifadeleri kullandı: “24 Nisan 1915’te yüzlerce Ermeni aydını İstanbul’da gözaltına alınıp, Çankırı ve Ankara’ya sürüldü; zorla kaybedildi. Geçmişle yüzleşmediğimiz sürece yaralarını asla saramayız.”

KILIÇDAROĞLU GETİRDİ

HDP’li Ahmet Türk’ün önerisi üzerine Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 2010 yılında CHP’ye davet edilen Tanrıkulu, aynı yıl İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine atandı. 2011 seçimlerinde İstanbul’dan aday gösterilen Tanrıkulu, dört dönemdir CHP milletvekili olarak Mecliste görev yapıyor. Tanrıkulu 2010 yılında getirildiği Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ise 25 Ocak 2016 yılında ayrıldı.

Tanrıkulu’nun, daha sonra Türkiye ile ilgili konularda bilgi kaynaklığı yaptığı ABD’de 'Gölge CIA' olarak bilinen Stratfor adlı kuruluş tarafından kodlandığı ortaya çıkmıştı. Şimdi çoğu partiden tasfiye edilen bazı CHP’lilerin zaman zaman gösterdikleri tepkilere aldırmayan Kılıçdaroğlu, bugüne kadar Tanrıkulu’nu koruma ve sahiplenme tutumunu sürdürdü.

KILIÇDAROĞLU ABD BAŞKANI GİBİ TANIMLADI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 2015 yılında yaptığı bir açıklamasında Ermeni iddialarını için tıpkı Amerikan Başkanları gibi “Büyük felaket” ifadesini kullanmıştı.

16 Nisan 2015 yılında CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Murat Özçelik düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye "1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanıma" çağrısı yapması ve Papa Franciscus’un "Soykırım" ifadesini kullanması üzerine, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yazılı açıklamayı basına duyurmuştu.

1915 olaylarını o dönemde kullanılmayan soykırım sözcüğüne hapsetmenin yanlış olduğu ifade edilen açıklamada özetle şöyle denildi: “1915 yılında gerek Ermenilerin, gerek Müslümanların hafızasında büyük bir travmaya neden olan bir trajedi, büyük bir felaket yaşanmıştır. Bu büyük felaketten kaynaklanan travmanın giderilmesi, suçlayıcı, itham edici siyasi açıklamalarla mümkün olmayacaktır. Bu bakımdan başta dini önderler olmak üzere herkese düşen, geçmişteki bu trajediyi yeni kuşakların çatışmasına değil, acının ortaklaştırılarak yaranın sarılmasına çalışmaktır. Ermeni ve Türk toplumu arasındaki ayrışmayı daha da derinleştirecek tutumlar bu yarayı deşmek dışında bir işleve sahip olmamaktadır.

"Geçmişte yaşanan acı olayları günlük siyasi hesaplara, önyargılara kurban etmeden soğukkanlılıkla değerlendirmek ve iki toplum arasında yeniden köprü kurulmasına katkı sunmak herkesin görevidir. Elbette geleceğin barış içinde kurulması, geçmişin unutulmasını değil, tam aksine yaşanan trajedilerle samimiyetle yüzleşilmesini gerektirir. Ancak bunun yolu siyasi bir tavır almak uğruna çok boyutlu bir tarihi trajediyi soykırım kavramına hapsetmek değil, tarihi gerçeklerin kompleksiz, objektif biçimde tarihçilerce bilimsel yöntemlerle ele alınmasını sağlamaktır.”

Son Dakika Haberleri