CHP’li Taşkın KHK TV’ye çıktı
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun "Hepsini görevine getireceğiz!" vaadi sonrası yardımcısı ve eski Taraf yazarı Yüksel Taşkın, KHK TV'de boy gösterdi.
KHK’lılarla ilgili çözüm önerlerini gündeme taşıyan Taşkın, “2018 seçim bildirgemize çok ciddi maddeler var. Hukuki zeminini Yargıtay ve AYM bile oluşturmuş aslında. Burada bence siyasi mevzu var.” dedi.
Kendisi de devletin terörle mücadelesini suçlayan “Barış akademisyenleri bildirisi” nedeniyle görevinden atılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, KHK’dan atılanların program yaptığı KHK TV’de açıklamalar yaptı.
‘KOMİSYONDAKİLERİ DE YARGIYA TAŞIYACAĞIZ’
‘Barış bildirisi’yle ilgili AYM’nin verdiği hak ihlali kararına OHAL Komisyonundan retler geldiğine ilişkin soruya Taşkın, şu yanıtı verdi:
“Evet geldi. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar bütün kurumlar için bağlayıcıdır. Kendi anayasasına uymayan bir kuruluş var. OHAL Komisyonun anayasal zemini yok bence. 2018’de CHP seçim bildirgesinde ‘OHAL Komisyonu kaldırılacak, OHAL Komisyonun önündeki dosyalar yargının konusu olacak demişti. Yine aynı yerde duruyoruz. Dolayısıyla biz bunların hepsinin hukuk içinde hesabını soracağız. Hatta o Komisyondakileri de tek tek yargıya taşıyacağız. Çünkü oradaki keyfilikle ilgili iddialar var.”
SUNUCU: BİZ KHK’LILAR HELALLEŞECEK KESİMİZ
Kendisi de KHK’lı olan sunucunun “Biz KHK’lılar açısından da aslına önemli bir helalleşecek kesimiz, burayı da helalleşecek kesim içinde değerlendiriyor musunuz?” sorusuna ilişkin Taşkın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Helalleşmede şöyle bir şey var: İktidarın kutuplaştırma siyaseti ülkeyi yıkıma götürecek kadar çok kötü bir strateji. Helalleşme de şöyle bir şey, bakın dikkat edin sadece CHP’nin sorumlu olduğu değil, devletin veya iktidarların yol açtığı sistematik şey var… KHK’lılar da bunun içine giriyor, Ergenekon ve Balyoz soruşturmasında sırf orduda tasfiye yapılsın diye soruşturma açılanlar da bunun içinde, 28 Şubat mağdurları da bunun içine giriyor. Uludere Roboski’ye gitti Genel Başkan. ‘Helalleşme tamam da, önce bunu aydınlatacağız’ dedi. Siz gereğini yapmadan soyut bir helalleşmeyle olmuyor tabi.”
‘İKTİDARI BİRAZCIK İTEKLEMEK DOĞRUDUR’
Modern dönemin en büyük siyasi tasfiyesinin yaşandığını savunan CHP’li Taşkın, şöyle devam etti: “Hukukumuzda zemini olmayan kavramlar rahatlıkla kullanıldı. Darbeyle mücadeleye evet, ama bir milyon 600 bine yakın terör soruşturma dosyası açıldı. Bu çok fazla. Modern dönemin en büyük siyasi tasfiyesi de yaşandı. Bu ne Çin, ne de İran devriminde var. Onun için diyorum ki: Bu travmayla yüzleşmezseniz toplum çok ciddi sorunlar yaşar. Seçimler yaklaşıyor. İyi kötü diğer partiler de topa girdiler. Yol haritası belirleyenler var. Bence aklın yolu bir. Temelde bu sorunun nasıl çözüleceğine odaklanmak ve iktidarı da birazcık iteklemek herhalde çok daha doğrudur.”
‘2018 SEÇİM BİLDİRGESİ’Nİ HATIRLATTI
KHK’lılarla ilgili çözüm önerilerini gündeme taşıyan Taşkın, şunları kaydetti: “2018 seçim bildirgemize bakılsın orada çok ciddi maddeler var. Bugün de kabul edilebilir şeyler var. Birincisi, hiçbir soruşturması olmayan, beraat etmiş, takipsizlik almış olanlar derhal görevlerine iade edilmeliler. Artı, geriye dönük her hakları da sağlanmalı. Onun dışında Yargıtay içtihatları, AYM kararları var. Bunun hukuki zeminini Yargıtay ve AYM bile oluşturmuş aslında. Burada bence siyasi mevzu var. Bir de cesaretsizlik söz konusu. Yargıtay ve AYM’nin önünü açtığı zeminde yargıçlar, savcılar çok daha farklı davranabilirlerdi. Hukuki değil, siyasi bakılmış.”
‘RUS VEYA ÇİN TARZI OTORİTER YÖNTEMLERLE OLMAZ’
Taşkın, “Özellikle sol kesim, azınlık anlamında Aleviler vs’de, ‘Zaten çoğunluk bizde değil, neden devlet devamlı bizi dışlıyor’ gibi kaygılar var. Artık güçlendirilmiş parlamenter sistemle devleti kamunun malı yapalım. Kimse kimseyi dışlamasın” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Helalleşme gibi soyut bir kavramı… Hukuk alanda hesaplaşma gibi ciddi şeylere de ihtiyaç var. Biz o kadar da naif değiliz. Hepimiz ve gençler için şu gerekiyor: Demokrasi, adalet ve ikisinin getireceği refah. Bunların hiçbir Rus veya Çin tarzı otoriter yöntemlerle olamaz.”