CHP'nin hazin dönüşümü… ‘Oylarımızı bölüyorsunuz’dan bölücülere oy vermeye
‘Oyları bölmeyelim ama vatanı bölebiliriz’ bu seçimlerde CHP’nin temel sloganı olmalıdır. Çünkü artık kapalı kapılar ardında değil açık açık Türkiye’nin gözü önünde anlaşmalar yapılıyor. CHP seçmeni de bu anlaşmaları ‘AKP’den kurtulalım ne olursa olsun’ bakış açısıyla başarı olarak görüyor.
Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin kuruluş tarihi olan 29 Ocak 1978 tarihinden bu yana bu hareketin kapatılan yeniden kurulan bütün partilerinin üyesi oldum. Halen de Vatan Partisi’nin üyesiyim.
CHP’nin solunda olan bütün siyasi partiler, hem CHP tarafından hem de CHP seçmeni tarafından “oyları bölüyorsunuz” karalamasıyla karşı karşıya kaldı.
Aslında bunun hikayesi farklı boyutlarda ama hep “CHP’yi önceliklemek” temelinde aynı amacı içeren başka taktiklerde devam etti.
CHP başka partilerinin kuruluş amacının özeti niteliğindeki programlarını yok sayarak hep solun enerjisini kendi havuzunda toplamaya çalıştı. “İyi ama bizim programımız sizden farklı” dediğinizde “şimdi oyları bölmeyelim, sağın ekmeğine yağ sürüyorsunuz” suçlamasıyla karşılaşıldı. Bir nevi “rol çalmak” olan bu hastalıklı bakış 1946 seçimlerine kadar gider. İsmet İnönü’nün genel başkanlığını yaptığı CHP bu kez “Demokrat Parti zaten yapacak, biz ondan önce yapalım, oyları alalım” anlayışıyla 1948 yılında din derslerinin eğitim programlarına girmesinden sorumludur. Bu kuşkusuz CHP’nin kuruluş dönemindeki devrimci programının “fırsatçılık” yapan siyasetçiler nedeniyle delindiği dönemdir. CHP kendi programından İnönü döneminde ilk tavizlerini verdi ve Erdal İnönü döneminde PKK adaylarını “yine seçimi kazanalım” anlayışıyla parti listesinden aday yaparak PKK’nın temsilcilerini ilk kez Meclis’e soktu.
CHP seçmeni Ekmeleddin İhsanoğlu’na “Ekmek İçin Ekmeleddin” şiarıyla “tıpış tıpış” oy verirken, bu kez de İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin, Adana, Antalya gibi kentlerde ilçe belediyelerine CHP listesinden DEM-PKK adaylarına tıpış tıpış oy verecekler. Burada kimi ilçelerde doğrudan belediye başkanına oy verilirken, birçok yerde onlarca DEM-PKK’lı aday CHP’nin belediye meclis listelerinde olacak ve yine CHP’li seçmen bilerek veya bilmeyerek bölücülere doğrudan oy vermiş olacak.
CHP maalesef “oyları bölüyorsunuz propagandasından, bölücülere oy verme” noktasına geldi. CHP seçmeni de aynı AKP seçmeni gibi asla analiz yapmıyor ama söyleneni yapıyor. CHP seçmeni de aynı AKP seçmeni gibi bilgi derinliği açısından sığlıktan kurtulamıyor. Birçoğu Atatürk’ün ömrünü adadığı Altı Ok’un anlamını bilmek bir yana ezbere bu altı maddeyi sayamayacak noktaya geldi. Türkiye’nin çok uzun yıllar sigortası olan CHP’li Atatürkçü seçmen, artık bilgi derinliğini kaybetmiş oradan buraya savruluyor.
‘Oyları bölmeyelim ama vatanı bölebiliriz’ bu seçimlerde CHP’nin temel sloganı olmalıdır. Çünkü artık kapalı kapılar ardında değil açık açık Türkiye’nin gözü önünde anlaşmalar yapılıyor. CHP seçmeni de bu anlaşmaları ‘AKP’den kurtulalım ne olursa olsun’ bakış açısıyla başarı olarak görüyor.
Kısa vadede PKK bu sürecin kazananıdır, bunu görmek gerekir. Kavram olarak vatan bölücülüğü bu sürecin kazananıdır. Çünkü bölücülüğün dinci parçası HÜDA PAR iktidar partisi AKP ile ittifaka girerken, silahlı kanadı PKK, CHP ile seçimlere katılmaktadır. Uzun vadede, vatan bölücülüğünün bu iki parçası ortak düşmanları olan Cumhuriyet’e karşı ya birleşecekler ya da ittifak yapacaklardır.
Bugün geriye baktığımızda 1948 yılında din derslerinin müfredata katılmasını sağlayan CHP nasıl bugünkü dinci gericiliğin serpilmesine olanak tanıdıysa, 1991 seçimlerinde HEP’le ittifak yapan sosyal demokratlar bugün bölücülüğün “yasal” platformda temsil edilmelerinin önünü açmışlardır. CHP bugün aynı 1991 yılında olduğu gibi Türkiye’nin gözü önünde DEM’le ittifak yapmakta, idari organlara bölücülerin gelmelerini sağlamakta ve CHP seçmeni bunu sadece onaylar tarda izlemektedir. CHP Atlantik sistemi tarafından dönüştürülürken maalesef tabanı da dönüştürülmüş ve çok eleştirilen dinci seçmen konumuna düşmüştür. CHP seçmeninin geçmişteki Atatürk milliyetçiliği, halkçılığı, devrimciliği ya çok sığ kalmış ya da tamamen ortadan kalkmıştır.
CHP dönerken seçmeni de aynı virajdan dönmektedir. Tek gerekçe ise AKP takıntısıdır. AKP’den kurtulmanın ek yolunun bölücülükle olduğu savı arkasından yürünmektedir.
Oysa Atatürk’e sarılmak gibi üçüncü bir yol vardır, ancak CHP seçmeni bu yolu yürüyecek devrimci enerjiden yoksundur.