CIA’dan İstanbul’da ‘ayrılıkçılar’ toplantısı
İstanbul'da Ukraynalı neonazileri, sözde Doğu Türkistan bölücülerini ve Rusya'dan ayrılmayı savunan bir kısım Çerkes'i bir araya getiren toplantı düzenlendi.
İstanbul’da geçen hafta sonu yapılan “1. Uluslararası Bağımsız Çerkesya Konferansı” adlı toplantı, CIA’nın kontrolü altında faaliyet gösteren grupların buluşmasına sahne oldu. Etkinlik, 5 Ağustos’ta Üsküdar Belediyesine ait olan Üsküdar Gençlik Merkezi’nde “Birleşik Çerkes Konseyi” adında bir kuruluş tarafından düzenlendi. Konferansın konuşmacıları arasında ABD istihbarat servisi CIA’nın yan kuruluşu Jamestown Vakfı’nın uzmanları, sözde Doğu Türkistan hükümetinin temsilcileri, Ukraynalı Nazi grupların temsilcileri yer aldı.
Konferansın sonuç bildirgesinde “Bağımsız Çerkesya Hükümeti’nin” kurulması için çalışmaların başlatılması gerektiği belirtildi. Bildirge, dünya parlamentolarını 1800’lerde yaşanan Çerkes olaylarını “soykırım” olarak tanımaya çağırdı.
Etkinlikte çevrimiçi konuşanlar arasında azgın bir NATO’cu ve Rusya karşıtı fikirleriyle tanınan Avusturyalı “aktivist” Günther Fehlinger, Ukrayna Milletvekilleri Oleksiy Gonçarenko, Dmytro Korchynsky ve Oleg Dunda, Polonya’nın eski Dışişleri Bakanı ve Avrupa Parlamentosu Üyesi Anna Fotyga, başta olmak üzere çok sayıda yabancı yer aldı. Etkinliğin resmi programına göre Türkiye’den de Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mitat Çelikpala, İslamcı-Kürt milliyetçisi görüşleriyle bilinen yazar Müfit Yüksel de konuşmacılar arasındaydı.
11 maddelik sonuç bildirgesinde uluslararası kuruluşlardan maddi yardım istediler. Konferansta sözde bağımsız Çerkesya için talep edilen coğrafyanın haritası da yayınlandı. Haritaya göre Rusya’nın Karadeniz’e kıyısının bulunmadığı görüldü.
RUSYA VE ÇİN’İ PARÇALAMAYA ÇALIŞAN JAMESTOWN’UN ELEMANLARI BAŞROLDE
Konferans duyurusunda ABD istihbarat servisi CIA’ya bağlı faaliyet yürüten Jamestown Vakfı’nın kıdemli iki uzmanın konuşma yapacağı duyuruldu. Bu uzmanlardan Janusz Bugajski etkinlikte bir konuşma yaparken diğer uzman Paul Goble’ın ise bir yakının rahatsızlığı nedeniyle konferansa katılmadığı öğrenildi.
Janusz Bugajski hakkında Jamestown Vakfı’nın internet sitesinde şu ifadeler yer alıyor: Bugajski, ABD Savunma Bakanlığı ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nda (USAID) danışman olarak görev yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Dış Hizmet Enstitüsü'nde Orta Avrupa ve Güney Orta Avrupa Bölge Çalışmaları kurs başkanlığını yaptı.
Paul Goble ise Dünya Politikaları Enstitüsü'nde misafir profesör olarak "Avrasya'da İslam ve Jeopolitik" dersleri veriyor. Açık kaynaklarda yer alan bilgiye göre enstitü, 1990’da istihbarat, ulusal güvenlik ve diplomatik alanlarda eğitim vermek amacıyla, ABD Başkanı Ronald Reagan döneminde ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Avrupa ve Sovyet İşleri eski direktörü John Lenczowski tarafından kuruldu.
Konuşmacılardan Fehlinger, NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin genişletilmesi gerektiği yönündeki fikirleriyle tanınıyor. Ukrayna’nın NATO’ya katılması için çağrılar da yapan Fehlinger, Rusya’nın Karadeniz kıyılarının gelecekte “Çerkes Cumhuriyeti”ne ait olmasını savunuyor.
AYRILIKÇI KARDEŞLİĞİ
Konferansın düzenleyicisi Birleşik Çerkesya Konseyi olarak ifade edilen örgütün başkanı Kenan Kaplan’a ulaştık. Kaplan, “Rus rejimine düşmanız. Rusya, Putin döneminde üniter devlet yapısına döndü. Bağımsızlığımızı kazanmadan varlığımızı sürdüremeyeceğiz. Bir sürgün hükümeti kuracağız.” diye konuştu.
Konferansta sözde Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa, sözde sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti Başbakanı Salih Hüdayar da konuşma yaptı. Çevrimiçi bağlantıyla söz alan Salih Hüdayar, Uygurlarla Çerkeslerin aynı kaderi paylaştıklarını ileri sürdü. Çin ve Rusya’ya karşı Uygur ve Çerkesleri direnmeye çağıran Hüdayar, sözde bağımsız Çerkesya’yı desteklediklerini söyledi.
Konferansa çevrimiçi bağlantıyla katılan Dolkun İsa da uluslararası alanda Rusya ve Çin’e karşı birlikte mücadele edeceklerini kaydetti: “Orada sizinle birlikte olmayı çok isterdim. Ancak Çin’in uluslarötesi baskısı ve bu baskının Türkiye üzerindeki etkisi, Çin’in uzanan kirli elleri sebebiyle Türkiye’ye giriş yasağım hala devam ettiği için bu toplantıya bizzat katılamadım.”
‘RUS DÜŞMANLIĞI YAPMAK İSTEMİYORUZ’
Merkezi Rusya’daki Kabarday-Balkarya Cumhuriyeti’nde bulunan Dünya Çerkes Birliği’nin iki dönem yöneticiliği yapan Ümit Duman, konferansın sonuç bildirgesini Aydınlık’a değerlendirdi. Çerkes toplumu olarak Rus düşmanlığı yapmak istemediklerini belirten Duman şunları kaydetti:
“Ben Birleşik Çerkesya Konseyi’nin başındaki Kenan Kaplan’ı yakından tanırım. ABD merkezli Jamestown Vakfı’yla birlikte hareket ederek böyle bir konferans düzenliyor. Ben Türkiye’deki Çerkes derneklerinin Jamestown Vakfı ve Soros’la ilişkisini anlatan bir yazı da yazmıştım. Amerika'nın klasik istihbarat yapılarının kurduğu sivil yapılardan biri olarak görüyorum Jamestown Vakfı’nı. Soros da bu işin bir yanında.
“Çerkesler olarak Ruslara düşmanlık yapmayı düşünmüyoruz. Ana vatanımız orada. Çerkesleri Amerika’nın desteğiyle Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanına çekmeye çalışıyorlar. Biz bu şekilde taraf olamayız. Ukrayna'yı desteklemenin Çerkes toplumuna bir yararı yok.
‘BÜYÜK ÇERKESYA HAYALİNİN TABANI YOK’
“İbrahim Yağan isimli bir Çerkes vatandaşımız Rusya'ya karşı Ukrayna ordusu içinde Çerkes taburları kurulması çağrısında bulunmuştu. Bu kardeşi kardeşe kırdırmak gibi bir şey. Çünkü Rusya ordusunun içinde de çok sayıda Çerkes var. Biz bunun örneklerini tarihte defalarca yaşadık. Bu tür çağrılar, birilerinin kucağına düştüğünü gösteriyor.
“Bu toplantıya benim gördüğüm kadarıyla Çerkes toplumu da ilgi göstermedi. Çünkü Türkiye'deki Çerkeslerin de beklentisi artık farklı. Onlar burada yaşamak ve geçinmek istiyorlar. Çerkesya fikri ikinci, üçüncü planda onlar için.
“Toplantıda Kafkasya’nın kuzeyinde, Hazar denizinden Karadeniz'e bir Çerkesya isteniyor. Bizim zaten üç tane cumhuriyetimiz var. Kabarday-Balkarya, Karaçay ve Adigey Cumhuriyeti. Bunların demografilerine baktığımızda, en fazla Çerkes’in yaşadığı Kabarday-Balkarya’daki Çerkes nüfusu oranı yüzde 50’dir. Yani o talep edilen coğrafyayı Çerkeslerin koruması bile mümkün değil. Dolayısıyla Büyük Çerkesya hayalinin bir tabanı da yok.”
‘TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ SABOTE ETME TOPLANTISI’
Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Dr. Mehmet Perinçek, toplantının Türk-Rus ilişkilerini sabote etmek için düzenlendiğini vurguladı ve şunları aktardı:
“İlk başta şu soruyu sormak lazım. Sözde bağımsız Çerkesya adı altında Rusya'yı kim bölmek ister? Bu sorunun cevabı da aslında çok net. Kim büyük Kürdistan'ı kurmak, Türkiye'yi bölmek istiyorsa Rusya'yı da yine aynı güçler bölmek istiyordur. Yani Amerikan emperyalizmi ve Batı, bu planların arkasındadır.
“Bu bir sır değil. Amerika Birleşik Devletleri kendi planları önünde engel teşkil eden büyük ekonomiye, güçlü ordulara, köklü devlet geleneklerine sahip olan ülkeleri parçalamaya çalışıyor. Türkiye ve Rusya da bu çerçevede ABD planları dahilinde aynı kaderi paylaşıyorlar. Bu projeyi gündeme getirmek, ABD çıkarları adına gündeme getirmek Kafkas haklarına ihanet olacaktır.
“Bu tür projeler başarıya ulaşmaz. Ancak ve ancak bölgede kanlı olayların kışkırtılmasına sebebiyet verir. Bundan da en fazla Kafkas halkları zarar görür, Türk-Rus ilişkilerini ABD planları adına sabote eder. Bu Türk-Rus ilişkilerini sabote etme toplantısıdır. Türk-Rus ilişkileri sabote edilerek Suriye'deki Astana süreci akamete uğratılır. Buna en fazla PKK sevinir.
‘NEONAZİLER VAR’
“Toplantı katılımcıları arasında bağımsız Çerkezya fikrini kimler destekliyor diye baktığımızda Zaporojiye atom santralinin vurulmasını savunanlar konuşmacılar arasında yer alıyor. Türkiye dahil bölgede yaşayanları bir felakete sürükleyebilecek bir santralin vurulmasını açıktan savunan Ukraynalı Neonazi temsilci bu toplantıda konuşma yaptı. Yani ‘Bağımsız Çerkesya’nın dostları bunlardır. “Tarihte bazı önemli örnekler var. Kafkasya'da Türk-Sovyet Askeri İşbirliği başlıklı kitabımda, 1919-1922 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘Kafkas Seddi’ olarak nitelendirdiği sözde bağımsız ancak İngilizlere bağlı, Taşnak Ermenistan'ın, Menşevik Gürcistan'ın nasıl Türk-Sovyet işbirliği çerçevesinde ortadan kaldırıldığını anlatmıştım.
‘MUSTAFA KEMAL İZİN VERMEDİ’
“Oradaki bu sözde bağımsız unsurlar sadece Sovyetleri değil, Türkiye'yi de tehdit etti. Bugün bu sözde bağımsız Çerkesya da Türkiye'yle Rusya arasına kama sokmak için olacaktır. 1920’lerde sözde Türkiye'nin himayesi altında bağımsız Kafkas cumhuriyetleri kurulması fikrini İngilizler kışkırtmıştır. Mustafa Kemal bunu elinin tersiyle itti. Hatta bu plana uyan Bekir Sami Bey'i Atatürk, Dışişleri Bakanlığı görevinden derhal aldı.
“Londra Konferansı'ndan döndükten sonra Kurtuluş Savaşı Meclisi’nin mebusları tarafından da neredeyse büyük tepkiyle karşılandı. Çünkü böyle bir plan, Türk-Sovyet işbirliğini sabote etmek için ortaya kondu ve Bekir Sami Bey'in Dışişleri Bakanı olarak buna uyması gelecek zaferleri de tehlikeye attı. Mustafa Kemal Atatürk, Batı emperyalizminin Türkiye'yle Rusya'yı karşı karşıya getirmek için kurduğu tuzağı ortadan kaldırdı.”
JAMESTOWN VAKFI: CIA PARAVANI KURULUŞ
Jamestown Vakfı (Jamestown Foundation), Soğuk Savaş öncesi dönemde CIA’nın Doğu Avrupa, Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’ne yönelik örtülü operasyonlarında görevler üstlendi. 1991’den sonra Vakfın odağında yükselen Avrasyacılığa karşı faaliyetler bulunuyor. Asya’nın yükselen ülkeleri arasında ilişkileri bozma amacıyla propaganda, espiyonaj, kontr-espiyonaj faaliyetleriyle tam bir istihbarat örgütü gibi çalışan Vakıf, Çin, Rusya, Türkiye ve İran karşıtı raporlarıyla dikkat çekiyor.
Vakfın internet sitesinde misyonu şöyle açıklanıyor:
“Jamestown Vakfı'nın misyonu, politika yapıcıları ve konuyla ilgilenenleri, ABD için stratejik veya taktik açıdan önemli olan ve bu tür bilgilere erişimi sıklıkla kısıtlayan olaylar ve eğilimler hakkında bilgilendirmek ve eğitmektir. Genellikle, özellikle Çin, Rusya ve Avrasya ile ilgili olarak, resmi veya istihbarat kanallarından elde edilmesi gereken ancak her zaman olmayan tek bilgi kaynağıdır.”
Yine sitede Vakfın, Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nin “kapalı totaliter toplumları” hakkında bilgi yayarak komünizmin çöküşüne doğrudan katkıda bulunduğu ifade edildi. Vakfın Yönetim Kurulu üyeleri arasında NATO SHAPE komutanlarından emekli Havacı General Philip Breedlove, ABD eski Dışişleri Bakanlığı personellerinden ve Türkiye’de yaşayan Matthew Bryza ya da Michelle Van Cleave gibi ABD ulusal güvenlik örgütlerinde çalışan görevliler de bulunuyor