Çığa karşı çaresiz değiliz
AKUT Arama Kurtarma Derneği Başkanı Recep Şalcı, ‘Gerçekten uzman olduğumuz alanda çalışmak gerekiyor. Ekiplerin çığla ilgili eğitimli ve donanımlı olması gerekiyor. Çığ geldiği zaman üzerlerinde yerlerini belli edecek vericiler olmalı. Maalesef, Van’da böyle bir çalışma yapılmadı’ dedi
Van’da iki gün ardı ardına yaşanan çığ felaketinde 41 kişi hayatını kaybetti. İlk çığ olayından sonra bölgenin yeni çığ riski taşıdığı biliniyordu. Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, minibüs ve iş makinesinin üzerine düşen ilk çığın ardından bölgede risk olduğunu söylemişti. Çığ riskine rağmen arama kurtarma çalışmalarının devam etmesi eleştirildi. AKUT Arama Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı ile çığ sonrası arama kurtarma çalışmalarını konuştuk.
KARIN KONTROLLÜ DÜŞÜRÜLMESİ GEREKİYOR
İlk akla gelen çığın düşmesi engellenebilir miydi? Karadeniz Bölgesi’ndeki çığ tünelleri örnek verildi. Recep Şalcı, “Yapılabilecek şey, risk haritalarına göre davranmak. Karayollarının karla mücadele ekipleri riskli bölgelerde çalışmaya başlamadan önce bir ekip kontrollü şekilde biriken kar kütlesi düşürmeli. Daha önce bu konuda tedbir alınabilirdi. Maalesef buna yönelik bir planlama yapılmamış” dedi. Türkiye’de kar kütlesinin kontrollü düşürülmesine yönelik bir çalışma yürütülmüyor.
Çığ düştükten sonraki ilk yarım saat çok önemli, kar altında canlı olma olasılığı yüksek. Şalcı, “İlk önce çığ altındaki kişinin yerinin tespit edilmesi gerekiyor. Bunu gözle ya da sondalama tekniği ile yapabiliyoruz. Sonra kazarak kazazedeyi çıkartıyoruz. Ama en önemlisi yeni çığ ihtimaline karşı bölgenin gözlemlenmesi” dedi.
EKİPLERİN DONANIMI EKSİKTİ
Çığ riskine rağmen önceki gün arama kurtarma çalışmaları devam etti. Şalcı, bununla ilgili de şöyle konuştu:
“İlk yarım saat herkes hızlıca müdahale etti. Ama ondan sonra çok daha kontrollü bir şekilde devam edilmesi gerekiyordu. Çünkü kar yağmaya devam ediyor, kütleler birikiyordu. Oradaki kar kütlelerinin kontrollü şekilde indirilmesi gerekirdi. Ama bunu yaptıklarında da çığ altında kalan insanların üzerine yeniden kar gelecekti. Ve aşağıdaki insanlara ulaşmak daha da zorlaşacaktı. Bu bir tercih ve risk aldılar. Kötü sonuçlandı. Uzaktan söylemek çok kolay. Oradaki insanların sevdikleri kar altındayken ekiplerin söylediklerini kabul etmeyeceklerdir. İnsanlar, kazazedeye ulaşmadan öldüğünü kabul etmezler. Ümitlidirler, mucize beklentisi vardır. Bunu daha az tehlikeli şekilde yönetebilmek daha doğru bir davranış. Ama bunu yapmak teoride kolay sahada zordur. Orada çalışan kurtarma ekiplerinin çığla ilgili eğitimli ve donanımlı olması gerekiyor. Çığ geldiği zaman üzerlerinde yerlerini belli edecek vericiler olmalı. Maalesef, Van’da böyle bir çalışma yapılmadı.”
UZMANLIK GEREKTİRİYOR
Recep Şalcı, ikinci çığ faciasından sonra arama kurtarmaya giden Erzurum AFAD ve Jandarma Arama Kurtarma ekiplerinin verici donanımına sahip olduğunu söyledi. Şalcı sözlerine şöyle devam etti: “Arama kurtarma ekibi deyince her türlü olaya müdahale edebileceğini düşünüyoruz. Oysa gerçekten uzman olduğumuz alanda çalışmak gerekiyor. Son giden ekipler çok daha donanımlı ve güvenli olarak çalışma yürüttüler. Jandarma, itfaiye, korucular, siviller çok iyi niyetli olarak müdahale etti. Ama iyi niyet her zaman iyi sonuçlar vermiyor. Umuyoruz ki bundan sonra çok daha yetkili etkin kişiler bu tür olaylara müdahale eder.”
BİR AN ÖNCE KURTARMAK İÇİN TEDBİR ALMADILAR
Recep Şalcı, olay yerindekilerin hepsinin çığa müdahale konusunda uzman kişiler olmamasının ölü sayısını artırdığını da söyledi. Şalcı, “Bununla birlikte şu da var. Profesyonel ekiplerin oraya gitmesi en az üç dört saat süre gerektiriyor. Yakın ekipler, bilgileri az da olsa iyi niyetli olarak müdahale ettiler” dedi.
Bilgili olmanın çığ riski olan alanda nasıl çalışma yapılması gerektiğini belirleyeceğini söyleyen Şalcı, “Risk varsa, 100 kişiyle değil 5 kişiyle çalışma yapılır. Oradaki insanlarımız bunu belki biliyordu belki bilmiyordu, aşağıdaki insanları biran önce kurtarmak için tedbir almadılar” diye konuştu.